Güç Yüzükleri dizisi: Numenor ve Pharazon’a yakından bakış! (ComicBook Özel Haberi)

ComicBook, Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizisinin Pharazon’u nasıl işleyeceğine dair ipuçları içeren özel bir haber yayınladı. Dizinin en önemli karakterlerinden Pharazon’u canlandıran Trystan Gravelle ilk sezonda Pharazon’un nasıl işleneceğini ve kendisinin karaktere olan bakış açısını aktarıyor. Numenor tarihi ve Pharazon’a yakından bakış haberini sizler için Türkçe’ye çevirdik.

Güç Yüzükleri Dizisi: Pharazon ve Numenor

Yüzüklerin Efendisi Güç Yüzükleri dizisi, Orta Dünya’nın İkinci Çağı’nda Elflerin, İnsanların ve Cücelerin büyük krallıklarının zirvede olduğu, Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi zamanında yıkılmış olan İnsanların ada krallığı Númenor’un da anlatılacağı bir dönemi izleyicilerle buluşturacak. Trystan Gravelle, Güç Yüzükleri dizisinde Pharazôn’u canlandırıyor. Pharazôn Orta Dünya tarihine Númenor’un son kralı olarak geçecektir ki bu uğursuz bir unvandır. Ancak Güç Yüzükleri dizisi başlarken Pharazôn büyük bir gemici ve askerdir, yurduna dönmüş, orta yaşa gelmiş ve Númenor’un kraliçe naibinin danışmanı olarak yeni bir konuma sahip olmuştur.

“Karşımızdaki adam denizcilik ve savaşçılık günlerini geride bırakmış değil ama artık farklı bir rol üstlenmek zorunda. Kuzeni Kraliçe Miriel artık kraliçe naibi. Babası hasta, bu yüzden onun yerine Númenor’u o yönetiyor. Bu yüzden kuzeninin yardımına ihtiyacı var; Pharazôn, tüm loncaların, tüm Númenor halkının dinlediği bir kişi ve dolayısıyla Kraliçe Miriel’i dinlemeleri için adayı bir araya getirecek kişi. Kısacası şu anda o bir danışman, bir şansölye ve bir çeşit hükümet görevlisi ve bu onun gönülsüz olduğu bir iş ya da görev değil. Adasına ve krallığına karşı çok ama çok derin bir sevgisi var.”

Bu Pharazôn’un Númenor’daki resmi rolünü uygun bir şekilde tanımlasa da, hikayesinin tamamı bu kadar değil. Hikayesini J.R.R. Tolkien’in yazılarından bilen herkes (burada yeni gelenler için spoiler vermeyeceğiz) onu bir kötü adam ya da trajik bir figür olarak görebilir. Gravelle karakter hakkında farklı düşünüyor.

“O tipik bir insan,” diyor Gravelle. “Onu orta yaşlarda görüyoruz. Gördü, geçirdi. Halâ zırhını kuşanabilir ve hâlâ liderlik edebilir. O günler tam olarak geçmiş sayılmaz ama şu anda onu farklı bir konumda görüyoruz. Belki onu sonsuza kadar böyle görmeyeceğiz ama şu anda onu böyle görüyoruz. Dolayısıyla Pharazôn karakterini ilk gördüğümde, Pharazôn karakterini okuduğumda, olağanüstü bir özgüvene sahip ancak buna rağmen yaşayan herkes gibi her konuda güvensizliği olan ve her şeyden şikayetçi olan biriydi. Dolayısıyla kusurlu demezdim, sadece tipik bir insan derdim.”

Númenor toplumunda bazı ayrımlar var. Valar’ın Yasağı halkın üzerinde hüküm sürmektedir. Bu yasak, Númenorluların artık kendi adalarını göremeyecekleri kadar batıya yelken açmalarını ve böylece Ölümsüz Topraklar’a seyahat etmelerini engeller. Sadıklar adlı bir grup Númenorlu, Valar’a (Orta Dünya’yı şekillendiren güçlü varlıklar) ve hükümlerine itaat etmeye devam eder. Ancak Pharazôn da dahil olmak üzere diğer Númenorlular, ülkelerinin barış zamanında fethedecekleri yeni meydan okumalar aradığı için yasaktan rahatsız olurlar.

Gravelle, “Her ilişki, her topluluk, her toplum, barut fıçısı misali olabilir ve her an patlayabilir,” diyor. “Ve o bunların çok iyi farkında ve Valar’ın Yasağı, Sadıkların inandığı insanların armağanı ile birleşince, bu konuda daha şüpheci davranıyor ve ‘Peki, neden sonsuza dek yaşayamıyoruz? Neden buraya seyahat edemiyoruz? Neden bunu yapamıyoruz? O halde üzerinde yaşadığımız bu dünyanın ikinci sınıf konukları mıyız? Cevaplanması gereken birkaç varoluşsal soru var.”

Şöyle devam ediyor: “Eğer sonsuza kadar yaşayacaksanız, şişedeki şarabı tükürmeyi göze alabilirsiniz. Eğer sonsuza kadar yaşamayacaksanız, o şarabı yutmak isteyebilirsiniz. Belki de doğaya daha az saygı duyuluyor ve bu yüzden Númenor’da gördüğümüz bu büyük heykelleri kayadan yontuyorsunuz. Sonra da ‘Bakın neler yapabiliyoruz’ diyorsunuz. Elfler kadar uzun süredir burada değiliz ama neler yapabildiğimize bir bakın, neler becerebileceğimize bir bakın. Bu heykelleri yaratacağız çünkü sonsuza kadar burada olmayacağız. Númenor’da herkesin aklının bir köşesinde bu var ve bence Pharazôn herkesten çok bunu temsil ediyor.”

Gravelle, Pharazôn’u canlandırmak için insanların bazı şeyleri neden yaptıklarını düşünmesi gerektiğini söylüyor. Nihayetinde, iyi niyetli gerekçeler kaygan bir yokuşa sürükleyebilir.

“Herhangi bir durumun mikro ve makro boyutlarına bakmak hayati önem taşır” diyor. “Bazı insanlar makro perspektifi kaybedebilir ya da mikro perspektifi kaybedebilir ve sonra birdenbire diğerkamlık devreye girebilir, hem de çok kötü bir şekilde. Birdenbire daha büyük bir iyilik için bir şeyler yapmaya başlarsınız. Başlangıçta bu iyi bir şeydir, çünkü daha büyük fayda içindir, peki ama sınır neresi?”

Eğer Orta Dünya hayranıysanız, bizi Twitter, Instagram ve Facebook üzerinden takip etmeyi unutmayın!

YouTube ve Twitch kanallarımıza da bekleriz.

Kaynak: ComicBook