Balin

Fundin oğlu Balin

Balin Künye:

Irk: Cüce

Dil: Khuzdul, Ortak Lisan

Cinsiyeti: Erkek

Kültür: Erebor Cüceleri

Doğum Tarihi: Bilinmiyor

Ölüm Tarihi: 3. Çağ 2994 – Moria

İkamet Ettiği Yerler: Erebor, Mavi Dağlar, Moria

Balin’in doğumu ve gençliği

Fundin oğlu Balin’in doğum tarihi tam olarak bilinmemektedir, Üçüncü Çağ’ın 2994’üncü yılında ölmüştür. Fundin’in oğlu, Dwalin’in abisidir.

Erebor’a Smaug saldırmadan önce doğdu. Smaug‘un saldırmasıyla beraber Dunland’a bir mülteci olarak sığındı. Üçüncü Çağ’ın 2799’uncu yılında Azanulbizar Savaşı’nda babası Fundin katledildi.

Ardından Üçüncü Çağ’ın 2841’inci yılında II.Thrain, Erebor’a geri dönmek isteyince onunla beraber gitmek istedi fakat sonradan fikrini değiştirdi. Thrain bu yolculukta kaybolunca Balin onu aramaya gitti; fakat bulamadı, Sauron, Thrain’deki 7 yüzükten birisini almak istediğinden onu orklar ile takip ettiriyordu. (daha sonradan Necromancer’ın casuslarından birisinin Thrain’i yakaladığını öğrendi). Böylece Balin’de diğer cücelerle beraber Thorin Meşekalkan’ın yanına Ered Luin’e geri döndü. Üçüncü Çağ’ın 2970’inci yılında orkların ve cücelerin savaşında yer aldı.

Babası Fundin öldükten sonra kral Thorin Meşekalkan oldu.

Erebor Macerası

Bilbo’nun evinde yemek

Üçüncü Çağ’ın 2941’inci yılında Balin, Bilbo ve Gandalf’ın da dahil olduğu kafileye katılarak Erebor Macerası’na başladı. Balin’in Bilbo ile ilk karşılaşmasında çok yaşlı gözükmektedir.

“Sonunda gelebildiniz!” diyecekti Gandalf‘a, ancak gelen Gandalf değildi. Onun yerine kırmızı başlıklı, beyaz sakallı, oldukça yaşlı gözüken bir cüce geldi ve içeriye izinsiz girdi.

“Görüyorum ki gelmeye başlamışlar.” dedi Dwalin’in asılı duran yeşil şapkası gözüne çarpınca. Kendi kırmızı başlığını bunun yanına asıp elini göğsüne koydu ve “Balin, hizmetinizdeyim!” dedi.”

13 cüce, Gandalf ve Bilbo yola çıkmadan evvel büyük bir sofrada, ziyafet sayılabilecek türden bir yemek yediler, bu yolculuktan önceki son “iyi” yemekleriydi. Balin, Dwalin, Fili ve Kili sofranın hazırlanmasına yardım etmişti.

Balin ve Dwalin mutfağın kapısında, Fili ve Kili de onların hemen arkasında duruyordu ve O (Bilbo), bıçak bile diyemeden tepsileri, bir çift küçük masayı salona atıp, herşeyi yeniden kurdular.

Yemekten sonra, müzikler ve şarkılar eşliğinde yolculuktan önce kendilerine bir eğlence düzenlediler, Balin ve abisi Dwalin viyolonsel çalıyordu.

Kili ve Fili çantalarına koşup küçük kemanlarını getirdiler, Dori, Nori ve Ori flütlerini çıkarttılar. Bombur birşeyleri davul haline getirdi; Bifur ve Bofur da dışarı çıkıp yürüyüş sopalarının arasına bıraktıkları klarnetleri ile geri döndüler. Dwalin ve Balin:

“Affedersiniz, ben benimkini verandada bıraktım!” dedi. Thorin de “Gelirken benimkini de getiriverin!” dedi. Onlar da kendileri kadar büyük viyolonsellerini ve Thorin’in yeşil bir örtüye sarılı harpını getirdiler.

Yol planı

Gandalf, Dağın bir planını, yolculukta yardım edeceğini umarak büyük masaya serdi, cüceler ve Bilbo etrafta toplanmış haritaya bakıyordu. Kafile bu planla ilgili konuşmaya başladı. Genç cüceler Fili ve Kili etrafta olup bitenleri dikkatlice dinliyordu, herkesin bir fikri vardı.

“Bu senin büyükbaban Thror tarafından yapılmıştı Thorin.” dedi Gandalf, “Dağın bir planı.”

Thorin haritaya hayal kırıklığıyla bir bakış fırlattıktan sonra “Bunun bize pek yardım edeceğini sanmıyorum. Ben dağı ve etrafındaki toprakları yeterince iyi biliyorum. Ve Kasvetormanı’nı ve büyük ejderhaların çoğaldıkları Kurumuş Ocak’ın nerede olduğunu biliyorum.” dedi Thorin.

Balin konuşmaya başladı ve “Dağ’da kırmızıyla işaretlenmiş bir ejderha var… ama eğer oraya varabilirsek onu işaretsiz bulmak da zor olmayacaktır.”

Kafile yola çıkıyor

Kafile, Yalnız Dağ’ı Smaug’un elinden almak için yola çıktı. Balin bu yolculukta Thorin’den sonra cücelerin 2.lideri konumundaydı. Kafile en başlarda Gandalf ortadan kaybolduğunda, kavgaya tutuşmuştu. Uzaktan gelen kırmızı bir ışığa bakmak için giden Bilbo (hırsız olarak gönderilmişti) trolleri gördü. Burada bir troll tarafından yakalanan ancak trollerin aptallığı yüzünden kurtulan Bilbo’nun yanına ilk olarak gürültüyü duyan ve ateşi gören Balin gelmişti.

Tam kavganın ortasında çıkageldi. Cüceler gürültüleri uzaktan duymuşlar ve Bilbo’nun geri dönmesi veya baykuş gibi ötmesi için beklemeye başladıktan sonra yavaş yavaş oraya doğru yönelmeye başlamışlardı. Çok geçmeden Tom (troll), alevlerin aydınlattığı Balin’i görüp bir uluma fırlattı. Troller cüce görmekten (hele de pişmemiş olursa) nefret ederler. Bert ve Bill kavgayı aniden durdurdular ve “Bir torba Tom! Çabuk!” dediler. Tüm bu karmaşanın içinde Bilbo’nun nerede olduğunu merak eden Balin neler olup bittiğini anlayamadan kafasına bir torba geçti ve yere düştü.

Bu kavgadan sonra birer birer cüceler ne olup bittiğini merak ederek trollerin arasına atladı (bilmeden de olsa) ve hepsinin kafasına torbalar geçirilerek yakalandılar. Ama Bilbo ve Thorin hala yakalanmamıştı. Thorin de oraya gelince Bilbo Thorin’e trolleri haber verdi. Thorin trollere saldırdı ve ikisinin suratında yanık izleri bıraktı fakat o da yakalandı ve O’na da bir torba geçirildi. Üç troll bu cüceleri ne yapacağını tartışırken Gandalf geldi ve kafileyi kurtardı.

Bilbo Gollum ile karşılaşıyor

Daha sonra Bilbo, Yüzüğü Puslu Dağlarda bulduğunda ve Gollum’la oynadığı bilmece oyunu sonrasında Puslu Dağların öbür tarafına geçtiğinde, kafile hala goblinlerin elindeydi ve şimdi yüzüğü olduğu için geri dönmeyi düşünmüştü. Ama yine de duyduğu sesler sonrasında biraz ilerledi ve kayalıkların olduğu bir yere geldi.

Daha da yakına sokuldu ve birden iki büyük kayanın arasından kırmızı başlıklı bir kafanın gözüktüğünü gördü. Bu gözcülük yapan Balin’di. Sevincinden elf çırpıp bağırabilirdi ama yapmadı. Beklenmeyen ve hoş olmayan bir şeyle karşılaşma korkusuyla yüzüğü halen takıyordu ve Balin’in de tam ona baktığını ama onu görmediğini fark etti.

Kafile goblinlerin elindeyken Bilbo, goblinlerden kafileyi kurtarmak için yüzüğü kullanmayı düşündü ve öyle de yaptı. Kafile goblinlerle savaşırken onları ayaklarından çekerek ve sırtlarına atlayarak yere düşürmüştü ve kafilenin goblinleri yenmesine olanak sağlamıştı. Bilbo ortaya çıktığında herkes O’na övgüler yağdırdı ve teşekkür etti.

Doğrusu övgüler Bilbo’nun o kadar çok hoşuna gitmişti ki içinden kıkır kıkır gülüp yüzük hakkında hiçbir şey söylemedi ve bunu nasıl yaptıklarını sorduklarında: “Oh, bilirsiniz yalnızca sürünerek sokuldum, çok dikkatli ve sessiz.”

“Doğrusu bu, bir farenin ilk kez çok dikkatli ve sessiz, yanıma dek sokuluşu ve görülmeyişi. Size başlığımı çıkartıyorum.” dedi Balin ve çıkardı da.

“Balin, hizmetinizdeyim.” dedi.

“Hizmetkarınız Bay Baggins.” dedi Bilbo.

Balin ve kafile Beorn’un evinde

Beorn’un yanına gittiklerinde Beorn, Gandalf’tan başlarından geçen maceralarını anlatmalarını istedi. Tek tek cücelerde gelmeye başladığında Gandalf’da hikayeye başladı. Hikayenin bir bölümüde ise Balin ve Dwalin Beorn ve Gandalf’ın yanına geldi.

“Uyur uyumaz..” diye devam etti Gandalf, “Mağranın arkasında bir çatlak açıldı ve ardından goblinler gelip hobbit,cüceleri ve midilli sürümüzü kaptılar-”

“Midilli sürüsü mü? Neydiniz siz yahu, gezgin sirk mi? Ya da taşıdığınız yük fazla mıydı? Ya genellikle 6’ya sürü mü dersiniz?” dedi Beorn.

“Yo, yo, hayır! İşin aslı altından fazlaydık — ah işte iki kişi daha!” dedi Gandalf ve tam o sırada Balin ve Dwalin ortaya çıktılar ve selam verirken öyle çok eğildiler ki sakalları taa yerleri süpürdü. Büyük adam (Beorn) önce kaşlarını çatıyordu ama onlar müthiş derecede nazik olmak için ellerinden geleni yapıp, o kaşlarını çatmayı bırakıp gürleyen bir kahkaha atana dek eğildiler ve başlıklarını dizlerinin önünde sallandırıp durdular (bu bir cüce geleneğiydi): Çok komik görünüyorlardı.

“Sürü doğruymuş.” dedi Beorn. Hem de oldukça komik bir sürü. Gelin neşe verici adamlarım, sizin isimleriniz neler? Şimdilik hizmetinizi istemiyorum, yalnızca isimleriniz, sonra oturun ve şaklabanlığı kesin.”

“Balin ve Dwalin” diyemeden şaşırmış bir halde pat diye yere çöküverdiler.

Kafile Kuyutorman’da

Kafile örümceklerin saldırısına uğradığında Bilbo yüzüğü kullanmayı ve yüzüğü cücelere açıklamayı düşündü ancak bundan önce örümceklerden kurtulmak için bir plan hazırladı, bu planın işe yarayacağını umuyordu.

Az sonra ilerde, sağdaki ağaçlardan “Tembel böcek” ve “Kafadanbacaklı” sesleri geldi. Bu örümcekleri felaket derecede sinirlendirdi. Kafileye doğru ilerlemeyi kestiler ve ardından sesin geldiği yöne doğru gittiler. “Kafadanbacaklı” onlar öyle sinirlendirmişti ki akılları başlarından gitti. Sonra Bilbo’nun planını diğerlerinden daha iyi kavrayan Balin bir hücüm başlattı. Cüceler küçük bir grup halinde toplandılar ve örümcekleri taş yağmuruna tutup sol taraftaki örümceklere saldırdılar. Örümcekleri yarıp geçtiler.

Bilbo, yüzüğü cücelere anlattıktan sonra hepsi Bilbo’ya daha önce yağdırdıkları övgülerin nedenini anladılar. Daha sonra Bilbo’yu soru yağmuruna tutmaya başladılar. Öyle ki Bilbo’nun bu sorulara cevap vermeye zamanı kalmayacaktı. Özellikle de Balin, Gollum macerası, yüzüğün bulunması ile ilgili bütün hikayeleri ayrıntılı olarak anlatmasını istiyordu ve ısrar ediyordu.

Bilbo kafileyi kurtarıyor

Sonraları da, Bilbo’nun en fazla yakınlık duyduğu cüce haline gelen Balin, elflerin ülkesinde taş bir zindana tutsak edildiğinde, muhafızdan anahtarları alan Bilbo, ilk olarak onun kapısına gitmişti ve kapıyı dikkatlice açıp, ardından fark edilmemek için kilitlemişti.

Cüceler, yolculuk devam ederken fıçıların içine düştüğünde (aslında fıçıdan yapılmış bir salın içindelerdi), Thorin ve diğerleri normal şekilde fıçıları açamadıkları için fıçıları tekmelemek zorunda ve içeriden gelen seslere göre fıçıyı kırarak cüceleri çıkartmak zorunda kaldılar. Bu durumdan en fazla acı çeken Dwalin ve Balin olmuştu, en fazla yara bere içinde kalan ve ıslanan bu iki kardeşti.

Bilbo, yüzüğü takıp dağa çıktığında ve ejderhanın yanına gittiğinde, Balin onun geri dönemeyeceğini sanıp büyük kuşkuya kapılmıştı çünkü yolculuğun en başında, Bilbo’nun evinde “bir daha geri dönemeyeceğiniz…” sözü de Bilbo’yu korkutmuştu ama içinde bir kuşkunun olmasından şüpheliydi. Yine Bilbo’nun geri döndüğünü gördüğünde en çok sevinen o olmuştu Hobbiti yeniden gördüğüne fazlasıyla memnun olmuş ama keyiflendiği kadar çok da şaşırmıştı. Ardından Bilbo’yu kucaklayıp, dışarı, açık havaya taşıdı.

Kafilenin örümceklerden kaçmasına yardım etti. Thorin yokken adeta bir lider gibi davranarak kafileye önderlik etti. Yolculuk boyunca “gözcü” gibi görev yaptı. Kuyutorman’daki elfleri ilk gören de O oldu. Yolculukta bir farenin önlerinden geçişinin bile Balin’in gözüne çarptığı söylenmişti.

Yolculuk sırasında ondan böyle bahsedilmesine rağmen Bilbo, yüzüğü Puslu Dağlarda bulup Gollum’la oynadığı bilmece oyununu kazanınca kafileye geri dönmüştü fakat Balin yüzüğün gücünü (görünmezlikten bahsediyor) fark etmemişti.

Macera sonrası Balin

Yolculuk bittiğinde ve Smaug öldürüldüğünde, Balin tekrar Shire’a gitti. Orada Çıkın Çıkmazı’nda Bilbo’yu ziyaret etti. Yaşadıkları maceralardan konuştular.

Üçüncü Çağ’ın 2989’uncu yılında, Balin, Moria’da tekrar cüceleri çoğaltmak amacıyla Erebor’u terk etti. Floi, Oin, Ori, Frar, Loni ve Nali ile beraber Moria’ya (Khazad-Dum) gitti. Ama buradaki cüceler orklar tarafından fark edildi. Balin 3.çağın 2994’üncü yılında bir ork okçusu tarafından katledildi.

Yüzüklerin Efendisi’nde ise Kardeşlik, Moria madenlerinden geçerken Mazarbul odasında onun mezarını buldu.

Mezarda “Balin Fundinul Uzbad Khazaddumu” yazıyordu. Yani “Balin, Fundin’in oğlu, Moria’nın Lordu”

—