Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri 2. Sezon 2. Bölüm Detaylı İncelemesi (The Rings of Power)

Güç Yüzükleri 2. Sezon 2. Bölüm: Geldik 2. sezonun 2. bölümüne. Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri’nin 2. bölümünde de çok sayıda lore açısından kritik ve dizinin kurgusu içinde konuşulması gereken detay var. Sözü fazla uzatmadan detaylı inceleme videosuna geçiyorum.

Uzak diyarlardan gelen yabancılar ve kadim dostlar, Orta Dünya’ya hoş geldiniz.

Güç Yüzükleri 2. Sezon 2. Bölüm İncelemesi:

2. sezonun 2. bölümünün adı “Yıldızların Yabancı Olduğu Yer”. Bölüm adını Yabancı’nın geldiği Rhûn topraklarından alıyor. Aradığı takım yıldızı “Hermit’s Hat”in yalnızca Rhûn’da gözüktüğünü geçen sezon kültistlerden öğrenmiştik.

Bölüm Hüküm Dağı’ndan yayılan kötülüğün harita üzerinden görsel olarak anlatıldığı bir sahneyle başlıyor. 1. sezonda Lindon’daki ağacın solmasını hızlandıran da, Balrog’u uyandıran da bu Mordor’da kötülüğün uyanmış olması. Khazad-dûm’da gerçekleşen depremlerin doğrudan Balrog’la bağlantılı olduğunu düşünüyorum.
Khazad-dûm’lu sahneler bu sezon da yine muhteşem. Cüce diyarını dışarıdan gördüğümüz yer Dimrill Vadisi’ne bakan ve ileride Azanulbizar savaşının yapılacağı doğu kapısı.

Ayrıca bu bölgenin hemen önünde Aynagöl var. Burası Cücelerin babası Ölümsüz Durin’in göle bakarak suda yansıyan bir yıldız tacı gördüğü devamında “Durin Taşı” adı verilen sütunun dikildiği ve ülkesini Dumanlı Dağlar’a kurmaya karar verdiği yer. Cüceler açısından tarihsel olarak da çok önemli bir yer. Ayrıca Moria’yı 3. Çağ’da tekrar ele geçirmek isteyen Balin de tam olarak burada okla vurularak öldürülmüştür.

Aynı kapıyı deprem sonrası gördüğümüzde kapının üzerindeki heykellerin hasar gördüğünü de görüyoruz.

İçeride yer alan sahnelerde Cüce mühendislerinin aynalar ile kurduğu mükemmel ışıklandırma tekniği ile Khazad-dûm’un nasıl aydınlatıldığını ve nasıl tarım yapıldığını görüyoruz. Deprem sonucu dağa ışık girmesini sağlayan oyukların çökmesi bu yüzden kıtlığa neden oluyor.

2. sezonun değiştirilmiş intro’sunu ilk kez gördüğümüz yerde, kumlara kızıl taşların karıştığını görüyoruz. Bu değişimi Sauron’un yaydığı kötülüğün Orta Dünya’nın dört bir yanına nüfuz etmesi olarak yorumluyorum.

Bilmeyenler için söyleyeyim bu intro CGI ile yapılmış bir intro değil, ses dalgaları kullanılarak kumlarla yapılmış bir intro. İlk sezon evrenin yaratılışındaki müziği yani Ainulindalë’yi temsil ederken bu sezon ise 2. Çağ’la alakalı önemli figürleri temsil ediyor. Bunlardan bazıları 19 güç yüzüğü, Khazad-dûm’un batı kapısında yer alan Durin’in tacı ve doğrudan kapıdaki figürlerin bazıları, Durin’in felaketi Balrog ve Númenor’un güneş simgesi.

Lindon’daki Elf anıtlarının olduğu ormanda Galadriel’i alfirin yani simbelmynë tohumları ekerken görüyoruz. Elflerin savaş öncesi yaptıkları bir geleneklerini yerine getiriyor. Ancak bu bölüm yalnızca bir öngörüden ibaret. Güç Yüzüğü Nenya’nın da etkisiyle Galadriel’in öngörüsü kuvvetlenmiş.

Bu sayede Celebrimbor’la alakalı bir takım öngörüler görüyor. Bu öngörüler esnasında Sauron’un sesini duyuyoruz. Önceden Galadriel’in zihnine sızmış olan Sauron, ósanwë ile Galadriel’in zihnine bağlı. Galadriel de Sauron kadar güçlü bir şekilde olmasa da bu bağı hissediyor.

Ósanwë telepatik olarak düşünce iletimi biçimidir. Sauron’un da dahil olduğu Ainur sınıfına ait ve enkarne olmuş varlıkların kullanabilidiği bir beceridir. Ancak bir hröa’ya yani bedene sahip olmakla güç azalır, bu nedenle genellikle Elfler ve özellikle İnsanlarda bu güç çok daha zayıftır. Filmlerde bu telepatik iletişim biçimini Galadriel’in kullandığını defalarca görmüştük.

Ósanwë ile kurduğu bağ sayesinde Sauron ulakların Lindon’dan Eregion’a gönderildiğini biliyor ve onların Eregion’a ulaşmasına engel olabildi. Ve yine bu sayede Elflerin yüzüklerle neler yaptığını ve planladığını biliyor.

Ulakların öldürüldükten sonra sürüklendiğini gördüğümüz sahnede kimin bu ulakları öldürdüğünü görmüyoruz. Ancak bu esnada gelen ses çok net bir biçimde bu işi yapanların Höyüklü Kişiler olduğunu gösteriyor.

Höyüklü kişiler kötücül ruhlar tarafından diriltilen ölü bedenlere sahip hortlaklardır. Aynı zamanda Necromancer yani bir ölüm büyücüsü olan Sauron’un emrindedirler.

Lindon’daki sahneye geri dönecek olursak, Celebrimbor’un ağzından Tek Yüzük şiirini Ork lisanında duyuyoruz ve bir de Celebrimbor’un bu sezon yaşayacaklarına dair keskin bir önsezi var.

Ayrıca bu sahnedeki Elf anıtları arasında bölümde adı da geçen Daeron’un bir anıtı var. Daeron 1. Çağ’da Doriath’ta yaşamış Kral Elu Thingol’ün bir ozanıdır. İlerleyen sahnelerde Círdan onu anarken, “güneşe bile ateşten gözyaşları döktürecek kadar güzel bir sesi vardı” der. Círdan konuşmasında ayrıca Elf Rúmil’e de değiniyor. Rúmil, Tirion’lu bir Noldorin bilgesi ve Noldor’un İrfan ustalarından biridir. Sonraları Fëanor tarafından mükemmelleştirilecek Tengwar alfabesinin ilk tasarlayıcısıdır.

Ayrıca Círdan’ın bu sahnede Narya’nın etkisiyle yenilenmiş ve daha dinç olduğunu görüyoruz. Sakallı görünüşünü çok daha fazla sevsem de, bu yenilenme neticisinde karakterin böyle bir değişiklik yaptığını düşünüyorum.

Ek olarak Elrond’un yüzükler konusundaki itaatkarsızlığına bir parantez açmak gerekirse, kişiler kalpten inandıkları doğrular neticisinde, Krallarına karşı gelmek pahasına inandıkları doğruların peşinden gidebilirler.

Örneklendirmek gerekirse, Éowyn de Kral Théoden’in sözünü dinlemeyerek Saklımiğfer kılığına bürünerek Pelennor Çayırları Savaşı’na gelmişti. Veyahut Bilbo Baggins de sözleşme ile emrinde olduğu Cüceler için hayati değeri olan Arkentaşı’nı çalıp, savaşı bitirir umuduyla onu Elfler ile İnsanlara teslim etmişti. Ayrıca, Lúthien de babası Elf Kralı Elu Thingol’ün kesin emrine karşı çıkmış, büyülü bir pelerin örerek babasının hapsettiği yerden kaçmış ve tehlikede olduğunu düşündüğü Beren’i kurtarmaya gitmişti. Örnekler daha da çoğaltılabilir ama yeterli olmuştur diye düşünüyorum.

Savaş planlamasının yapıldığı sahnede yer alan duvar halısı haritada Silmaril’lerden birinin, Eärendil’in ve gemisi Vingilot’un çizimini görüyoruz. Círdan’ın atölyesinde çalışırken gördüğümüz Elrond da, babasının gemisi Vingilot’un pruvasına çok benzer bir pruva tasarımına yardım ediyor.

Galadriel’in Gil-galad ile yaptığı konuşmadan da anlıyoruz ki Vilya da Gil-galad’ın öngörüsünü kuvvetlendirmiş. “Dağların un ufak olduğunu, nehirlerin kuruduğunu, ak kuleler üstüne kara bulutlar çöktüğünü gördüm.” derken Eregion’un başına gelecekleri anlatıyor. Ayrıca, Gil-galad’lı sahnelerde fark ediyoruz ki diğer yüzüklerini çıkarmış ve artık yalnızca Vilya’yı takıyor.

Lindon ordularıysa Mordor’a sefer yapmak için hazırlanıyor. Hem Sauron’un hem de Adar’ın en son Mordor’da olduğu düşünülüyor, çünkü gözcülerden de Sauron’un en son Mordor yolunda görüldüğüne dair rapor iletilmiş durumda. Galadriel’in de yönlendirmesiyle Anduin nehri üzerinden Batı’dan yanaşılarak Mordor’a gidilecek. Elfler gemi yoluyla sefer halindeyken Adar ordusuyla Mordor’dan ayrılıp Eregion’a doğru yola çıkmış olduğundan Eregion yüksek ihtimalle savunmasız kalacak. Geride kalan Elrond kısıtlı bir güçle buraya yardıma gelmek zorunda kalacak. Ayrıca, Gil-galad ve ordusunun Anduin nehri ağzındaki Pelargir limanında bulunan Arondir’le burada yolu kesişeceğini ve onu da savaşa getireceklerini düşünüyorum.

Halbrand’ı Eregion’da gördüğümüz sahnede Celebrimbor’un yardımcısı Mirdania’yı manipüle etmek için sırtındaki işkence izlerini gösterdiğini görüyoruz. Mirdania bu yüzden durumu Celebrimbor’a iletiyor.

Rhûn sahnelerine değinecek olursak, kültistlerin tapınağı “Caras Gaer”i görüyoruz, bu isim Sindarin dilinde “Korkutucu Kale” anlamına gelmektedir. Burada bir heykel dikkat çekiyor. Kukuletalı bir figür bu, elinde de bir küre tutuyor. Küre şeklinde bir obje görünce tabii ki akıllara doğrudan Palantir geliyor.

İlk sezon finalinde Yabancı tarafından öldürülen ve bu bölümde baş büyücü tarafından geri çağrıldığını gördüğümüz kültiste, “senin yerine belki de daha faydalı başka hizmetkarları geri çağırmalıydık” dendiği an kenardan bir kükreme sesi geliyor. Doğal olarak akıllara gelen ilk varlık bir ejderha. Bu sezon olmasa bile dizide kesin ejderha göreceğimizi düşünüyorum.

Nori ve Poppy’nin kamufle olurken neredeyse Rhûnlu askere yaklandığı sahne, Frodo ve Sam’in Kara Kapı’da yine Rhûnlu askere neredeyse yakalandığı sahneye bir gönderme gibi duruyor.

Kuyu sahnesinde kuyuya bırakılmış bir asa görüyoruz, bu asa Tom Bombadil tarafından buraya bırakılmış olabilir. Asanın yok oluş biçimiyse Hobbit filminde Sauron’la karşı karşıya gelen Gandalf’ın asasının yok oluşunu anımsatıyor. Ve tabii yine bir kuyu yine düşmanlara yerlerini belli eden Hobbitler. Nori ve Poppy’nin kesinlikle Took’ların atası olduğunu düşünüyorum artık.

Khazad-dûm’da ilk kez meşhur Cüce Narvi’yi görüyoruz. Kralın danışmanı ve bir kazı ustası olarak aktarılan Narvi’nin diyaloglarını ve karakterini çok beğendim. Narvi lore’a göre Khazad-dûm’un meşhur Batı Kapısı’nı, yani Durin’in Kapılarını Celebrimbor’la beraber yapan zanaatkar bir Cüce. Bu yüzden bu sezon olacak bazı önemli olaylarda rol oynayacak.

Eregion’a baktığımızda Celebrimbor’un Ithildin’i icat ettiğini görüyoruz. Ithildin, mithrilden yapılan ve Gwaith-i-Mírdain tarafından geçitler gibi yapılarda kullanılan bir maddedir. Ithildin sadece Ay’ın ve yıldızların yansıyan ışığında görülebilir. Khazad-dûm’un Batı Kapısı, yani Durin Kapıları’nın üzerindeki desenler bu maddeden yapılmıştır. Zaten sahneye de dikkatli baktığımız zaman kullanılan motiflerin Moria kapısındakiyle aynı olduğunu görüyoruz.

Celebrimbor Halbrand’ı göndermek için kapıya geldiğinde, Sauron’un manipülasyonları başlıyor. Ósanwë aracılığıyla öğrendiklerini de kullanarak Celebrimbor’un merakını tetikliyor ve istenmediği yerden gidiyormuş gibi blöf yaparak içeri alınmayı başarıyor.

Ve bölümün en güzel kısmı başlıyor. Öncelikle iç mekan sahnelerinde Sauron’un manipülasyonun temelinde geçen sezon Galadriel’e verdiği fikir yatıyor. Hatırlayacak olursanız Sauron şunu demişti, “Karşındaki kişinin en çok korktuğu şeyi keşfet ve onu aşıp korkuları üzerinde hakimiyet kurmasına yardım et, ki bu sayede o kişi üzerinde hakimiyet kurabilesin.”

Celebrimbor’un en büyük korkusu dedesi Fëanor’un gölgesinde kalmak ve onun yaptığı Silmariller gibi bulunduğu Çağ’a damgasını vuran bir eser bırakamamak. Bu korku Sauron’un ikna aşamasının ilk ayağı oluyor.
Celebrimbor’u daha fazla yüzük yapmak için ikna etmeye çalışırken yeni bir form alarak bu aldatmacayı sürdürüyor. Bu formunu göstermeden önce de şu ifadeleri kullanıyor:

“Bu dünyada kötülüğün ötesinde güçler de var Celebrimbor. Kimi zaman yardım gönderirler. Bir elçi kisvesinde. Bilgelerin kulağına fısıldayıp rehberlik edebilecek bir elçi.”

Kitaplara da göre de Sauron tam olarak kendisini Elflere bu şekilde takdim etmiştir.

Bitmemiş Öyküler, Galadriel ve Celeborn’un Öyküsü bölümünde şöyle geçer:

“Eregion’a geldiğinde kendisine Valar tarafından Orta Dünya’ya gönderilmiş bir elçi süsü veren (ve böyle yapmakla “Istari’nin gelişini önceden tahmin ettiğini kanıtlayan”) Sauron Elflere yardım etmek üzere orada kalma emri aldığını iddia etmişti.”

Halbrand Mordor’un yükselişte olduğunu, Orta Dünya’daki dengelerinin bir uçurumun kıyısında olduğunu ve tüm diyarların yakında düşeceğini söyleyerek Celebrimbor’un gözünü iyice korkutuyor. Tek çarenin Güç Yüzükleri olduğunu söylüyor. Bu da, daha fazla Güç Yüzüğü yapmak için Celebrimbor’u ikna etme sürecinin 2. aşaması.
İkna sürecinin asıl vurucu anı ve 3. aşaması ise, Halbrand’ın Annatar’a dönüşmesiyle gerçekleşiyor. Bu sahneler kelimenin tam anlamıyla mükemmel yapılmış sinematografik açıdan.

“Uzak diyarlardan tuzu toprağı, çölleri aşarak geldim.” dediği yerler Rhûn toprakları, Sauron’un 2. Çağ’da yeniden ortaya çıkana kadar bir süre Doğu’da saklandığını biliyoruz. Kültistlerin temelini de bu esnada bu topraklarda atmış olabilir.

“Orta Dünya’yı kurtarabilecek hünere sahip bir zanaatkâr aradım” derken Celebrimbor’u ince ince işlemeye devam ediyor.

Bu süreçteki en kritik cümle ise şu: “Sana kimsenin nail olmadığı bilgiler verip en büyük hünerlerini açığa çıkarabilirim. Ve işimiz bittiğinde kimse seni Fëanor’un gölgesinde kalmış torunu olarak görmeyecek. Seni sonsuza dek saygıyla anacaklar. Yüzüklerin Efendisi olarak.”

Bu konu Silmarillon’un Güç Yüzüklerine ve 3. Çağ’a Dair bölümünde şöyle geçer:

“Sauron’un öğütleri en çok Eregion’da memnuniyetle karşılandı, çünkü Noldor o diyarda işlerinin hünerini ve inceliğini sürekli arttırmak istiyordu. Dahası, Batı’ya dönmeyi reddettikleri için yüreklerinde huzur yoktu ve hem gerçekten sevdikleri Orta Dünya’da kalmak, hem de terk edip geldikleri topraklarda yaşadıkları huzuru yeniden tatmak istiyorlardı. Bu yüzden Sauron’u can kulağıyla dinlediler ve ondan pek çok şey öğrendiler, ne de olsa müthiş bir bilgiye sahipti. O günlerde Ost-in-Edhil’in demircileri daha önce yaptıkları her şeyi aştılar; düşünüp taşınıp Güç Yüzükleri’ni yaptılar. Ama Sauron onların çalışmalarına rehberlik etti ve yaptıkları her şeyden haberdardı; çünkü arzusu Elfleri kendi boyunduruğu altına almaktı.”

İlk kez Hediyelerin Efendisi anlamına gelen Annatar ismini duyuyoruz ve bu da bizi 2. bölüm incelemesinin sonuna getiriyor. 3. bölümün incelemesinin de çok yakında yayınlanacağını hatırlatmak istiyorum.

Orta Dünya ve Yüzüklerin Efendisi ile ilgili gelecek videoları kaçırmamak için kanalımıza abone olmayı ve bildirim simgesine tıklamayı unutmayın.

Gerçek dünyadan daha fazlası için, OrtaDunya.com’da görüşmek üzere.

Yüzüklerin Efendisi ve Orta Dünya’dan ilginç bilgileri kaçırmamak için takip etmeyi unutmayın.

Eğer bir Yüzüklerin Efendisi hayranıysanız, Orta Dünya sohbetleri için sizi Discord kanalımıza davet ediyoruz: https://discord.gg/ortadunya

Mutlaka Okuyun!

Güç Yüzükleri 2. Sezon 1. Bölüm

Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri 2. Sezon 1. Bölüm Detaylı İncelemesi (The Rings of Power)

Güç Yüzükleri 2. Sezon 1. Bölüm: 2 yıllık uzun bir bekleyişin ardından Yüzüklerin Efendisi: Güç …