Belegost ve Nogrod

 

Belegost ve Nogrod

Belegost ve Nogrod

Cücelerin ilk çağda mavi dağlarda inşa ettiği ve yaşadığı şehirlerden ikisidir. İki şehir birbirine çok yakındır, iki şehri ayıran yer ise tam ortalarında bulunan Dolmed Dağı’dır.

Mavi dağlarda bulunan Belegost ve Nogrod’un batısında Beleriand doğusunda ise Eriador vardır. Bu iki bölge arasında bir nevi köprü görevi görür. Şehirler dağın doğu tarafına, Eriador’a bakan tarafına inşa edilmiştir.

Efsaneye göre, cücelerin 7 babasından 2’si, mavi dağlarda uyanmış. Bu ikisi ateşsakal ve genişkiriş cücelerinin babasıymış. Ateşsakallar ve genişkirişler dağların altına inip içlerinde büyük odalar inşa etmiş ve Belegost ile Nogrod, yani yer-altı şehirlerini kurmuşlar.

İki Ağacın Yıllarında, 1250 yılında Belegost ve Nogrod’un cüceleri Beleriand’a giderek orada yaşayan Sindarin elfleriyle tanışmış ve elflerin dilinin bir kısmını öğrenmiş ama kendi dillerini onlarla paylaşmamış.

Belegost ve Nogrod’un cüceleri, demircilikte çok yetenekliydi. Demir ve bakırı kullanmakta ustaydılar. Nogrod demircileri silah yapmak için bakır ve demiri kullanırdı. Belegost cüceleri ise zırh yapmakta ustalaşmıştı. Demircilikteki bu yetenekleri sayesinde elflerle ticaret yaptılar ve elflerden onların bazı yeteneklerini öğrendiler.

1300’lü yıllarda, cüceler elf kralı Thingol’a, Menegroth’un bin mağrasını yapması için yardım eti. Yer altında bir çok geçit açtılar, ustalıklarını kullanarak elfler için birçok oda inşa ettiler. Karşılığında, ölümsüz diyarlardan bir maia olan Melian’ın bilgeliğiyle kutsandılar. Thingol ise onlara Balar Adası’ndan değerli inciler hediye etti.

Thingol de onları birçok güzel inciyle ödüllendirmiş. Onları Thingol’e Cirdan vermişti; çünkü Balar Adası civarındaki sığ sularda onlardan çok sayıda elde etmişlerdi; ama cüceler daha önce onlara benzer şeyleri görmemişti ve onları çok sevdiler. İçlerinden biri varmış ki güvercin yumurtası kadar büyükmüş ve parıltısı deniz köpüklerinin üzerindeki yıldız ışığı gibiymiş; adına Nimphelos denmiş. Belegost Cüceleri’nin efendisi, ona bir dağ dolusu servetten daha çok değer biçiyormuş.

Tam da bu yıllarda Morgoth’un kötülükleri yavaş yavaş başlamak üzereydi. Cüceler Thingol’u doğuda tehlikelerin olduğu yönünde uyardı. 1330’lu yıllarda orklar Beleriand’a saldırmaya başladı. Thingol, cücelerden orklara karşı koymak için silahlar yapmalarını istedi. Cüceler bu isteği kabul etti ve orklar bir süreliğine uzak tutuldu.

Belegost

Morgoth, Orta Dünya’ya geri döndü ve 1497 yılında, ilk savaşta onun orkları Thingol tarafından Doğu Beleriand’dan sürüldü ve Angband’a kaçmaya çalışanlar Belegost ve Nogrod cüceleri tarafından durduruldu. Kısa bir süre sonra Feanor önderliğindeki elfler, Morgoth’un çaldığı Silmarilleri geri almak için Orta Dünya’ya geldi.

Cüceler, Mavi Dağlar civarında kamp kuran Feanor’un oğlu Caranthir ile karşılaştı. Noldor elfleri de aynı cüceler gibi demircilikte ustaydı. Cüceler başta Caranthir’den hoşlanmadı. Daha sonralarında ise aldıkları bilgiler karşılığında ticaret yapmaya devam etti.

1.Çağ’da, 52 yılında, Belegost ve Nogrod cüceleri, Finrod’a Nargothrond adındaki yer altı şehrini yapması için yardım etti ve karşılığında Finrod’un ölümsüz diyarlardan getirdiği hazineleri aldılar. Cüceler aynı zamanda Nauglamir’i, cücelerin kolyesini de Finrod için yaptı. Bu kolye altından ve birçok zümrüt ile hazinenin parçalarından yapılmıştı.

Nogrod’un en çok bilinen demircilerinden bir tanesi Telchar’dı. Demirciliğini Gamil Zirak’tan öğrenmişti. Telchar, daha sonradan Elendil’in kılıcı olacak olan Narsil’i yaptı. Ayrıca Belegost’un ilk çağdaki krallarından olan Azaghal için Ejderha Miğferi’ni yaptı.

Azaghal, Doğu Beleriand’da bir cüce yolunda orklar tarafından pusuya düşürüldü. Maedhros, Azaghal’ı orklardan kurtardı. Azaghal ona teşekkür etmek için ejderha kaskını Maedhros’a verdi.

Cüceler, Beleriand’a çoğunlukla ticaret için seyahat eder, sürekli gidip gelirdi. Cücelere oranla elfler çok kısa süreliğine Belegost ve Nogrod’a giderdi. Ama elflerin içinden bir tanesi, Kara Elf Eöl diğerlerinden farklı olarak zamanının çoğunu iyi bir demirci olmak için cücelerin şehrinde geçirirdi. Burada geçirdiği zaman içinde “galvorn” adını verdiği kara bir metal icat etti. 320 yılında Eöl’ün oğlu Maeglin doğdu. Maeglin de babası gibi Belegost ve Nogrod’u sıkça ziyaret ediyordu.

Eöl, bir gün Nogrod’da bir ziyafete çağrıldı. Eöl, Nogrod’a gittiğinde onun karısı Aredhel ve oğlu Maeglin, Gondolin’e kaçtı. Eöl onları takip etti, Gondolin’e geldiğinde ona Turgon tarafından iki seçenek sunuldu, Gondolin’de yaşamak veya ölmek. Eöl ölmeyi seçti ve mızrağını oğlu Maeglin’e fırlattı, Aredhel Maeglin’in önüne geçti ve Aredhel öldü. Ardından da Eöl uçurumdan aşağı atıldı.

O zaman Turgon elinde hüküm asasıyla yüce tahtına oturup sert bir tonla konuştu. “Seninle tartışmayacağım karanlık elf. Senin güneşsiz ormanların yalnızca Noldor kılıçlarıyla korunuyor. Orada vahşice dolaşma özgürlüğünü soyuma borçlusun; ve ancak onlar sayesinde Angband çukurlarında esir olarak çalışmıyorsun. Ve burada kral benim; istesen de istemesen de hüküm benim yasamdır. Bu seçim sadece sana veriliyor: burada kal ya da öl; ve oğlun için de böyle.”

Sonra Eöl, Kral Turgon’un gözlerinin içine baktı. Cesareti kırılmamıştı ama salonun üstünde durgun bir sessizlik çökerken uzun süre konuşmadan sessizlikle bekledi; onun tehlikeli olduğunu bilen Aredhel korktu. Birdenbire, yılan kadar çevik bir hareketle, pelerinin altında sakladığı kısa bir kargıyı Maeglin’e fırlatarak bağırdı: “İkinci tercihi yapıyorum! Oğlum için de! Bana ait olanı tutamayacaksın!”
Ama Aredhel kargının önüne fırladı ve kargı omzuna çarptı. Çevredekiler Aredhel ile ilgilenirken birçok kişi Eöl’ün üstüne atılarak onu bağlayıp uzaklaştırdı. Maeglin ise sessiz kaldı.

Eöl, Turgon’un huzuruna getirildiğinde affedilmedi, ve onu Caragdûr’a, Gondolin tepesinin kuzeyinde bulunan kara bir uçurumun üzerine, şehrin dimdik duvarlarına atmak için getirdiler. Maeglin yanlarında durup hiçbir şey demedi. En sonunda Eöl bağırdı: “Demek babanı ve soyunu terk ettin! Kötü dölün oğlu. Burada tüm umutların sona erecek ve burada benimkiyle aynı şekilde öleceksin.”

Eöl’ü aşağı attılar ve böylece sonu geldi.

468 yılında, Maedhros, Morgoth’a karşı bir ordu oluşturdu. Belegost ve Nogrod cüceleri Maedhros’un ordusuna katıldı ve ordunun silahlarının bir çoğunu temin etti. Belegost lordu Azaghal ise kendi ordusuyla beraber Sonsuz Gözyaşı Savaşı’na Maedhros’un yanında katıldı.

Belegost cüceleri, Sonsuz Gözyaşı Savaşı’nda balroglara, orklara, kurtlara, ejderhalara ve birçok kötü yaratığa karşı savaştı. Lord Azaghal, ejderhaların lideri olan Glaurung tarafından ölümcül bir yara aldı ama kendisi ölmeden önce Glaurung’u öldürmek için ona bir bıçak sapladı. Azaghal’ın yerde yatan bedenini gören Belegost cüceleri savaşmayı bıraktı ve onun bedenini savaş alanından uzağa taşıdı.

Öfke içindeki Glaurung Belegost Efendisi Azaghal’a yönelip bir darbeyle yere devirerek üzerinde süründüğünde, Azaghal son gücüyle karnına bir bıçak soktu. Böylece yaralanan Glaurung savaş alanından kaçtı ve Angband’ın hayvanları dehşet içinde onu izledi.

Sonra cüceler, Azaghal’ın bedenini kaldırıp uzağa taşıdılar;yavaş adımlarla, bu sanki ülkelerindeki bir cenaze töreniymiş gibi pes seslerle ağıt söyleyerek arkasından yürüdüler, artık düşmanlarına dikkat etmiyorlardı; ve kimse onları durdurmaya cesaret edemedi.

Bu savaştan sonra cüceler büyük kayıplar vermiş olsa da Beleriand’a ziyaretlerine devam ettiler ve Menegroth’u sık sık ziyaret ettiler ve Thingol için demircilik yaptılar.

502 yılında, Thingol bir grup Nogrod demircisinden Nauglamir’i tekrar yapmalarını ve içine Silmarillerden bir tanesini yerleştirmelerini istedi. Cüceler kabul etti, bunu kabul ettikten sonra nauglamiri gördü ve babalarının yaptığı bu kolyeyi alıp dağlardaki yurtlarına götürmeyi arzuladı. Uğraşları uzun olacaktı, düşüncelerini gizlediler ve yapacakları işe koyuldular. Nauglamir’i yapıp Silmaril’i Nauglamir’e yerleştirdikten sonra onu Thingol’den almayı düşündüler. Cüceler, Thingol’u öldürdü ve Nauglamir’i aldı ve kendi yurtlarına dönmek için kaçmaya başladı ancak elfler tarafından yakalandı. Cüceler öldürüldü, sadece ikisisi kaçabildi ve Nauglamir’i tekrar elfler aldı.

Belegost

Uğraşlar uzundu; Thingol tek başına onların demirhanelerine indi, çalışırken aralarına oturdu. Arzusu başarıldı. Elflerin ve cücelerinin ürettiklerinin en görkemlileri bir araya getirilip teke indirilmişti. Güzelliği muhteşemdi, çünkü şimdi Nauglamir’in sayısız mücheverleri, ortalarındaki silmarilin ışığını mükemmel renkler içinde yansıtarak etrafa yayıyordu. Sonra onların aralarında tek başına olan Thingol onu alıp boynunun etrafına takmaya hazırlandı; ama cüceler onu bırakmadı. Kendilerine verilmesini isteyerek şöyle dediler: “Elf kralı, öldürülmüş Felagund Finrod için babalarımız tarafından Nauglamir’e hangi hakla ona sahip çıkıyor? Bu ona, sadece bir hırsız gibi Nargothrond’un karanlığından alan Dor-lominli İnsan Hûrin’in eliyle geldi.”

Ama Thingol yüreklerini anladı ve Silmaril’i arzulayarak, gerçek niyetleri için bir bahane, güzel bir örtü aradıklarını kavradı; öfkesi ve gururu yüzünden tehlikede olduğuna dikkat etmeden küçük görerek onlarla konuştu: “Nasıl sizin gibi kaba ırktan gelenler, bodur bırakılmış halkınızın babaları uyanmadan önce Cuivienen’in sularında yaşamaya başlayan benden, Elu Thingol’den, Beleriand’ın Efendisinden bir şey istemeye cesaret eder?” Ve aralarında uzun boylu ve gururlu olarak ortalarında dikilip utanç verici sözlerle yaptıklarının bedelini ödetmeden Doriath’tan gitmelerini emretti.

Cücelerin şehveti kralın sözleriyle hiddetlenerek alevlendi, etrafını kuşatıp onu yakaladılar ve onu katlettiler. Sonra cüceler Nauglamir’i alıp Menegroth’tan çıkarak doğuya Region’a doğru kaçtılar. Ama haberler ormanda hızla yayıldı ve o topluluğun çok azı Aros’u aşabildi. Çünkü doğuya yolunu ararken ölümüne izlenmişlerdi. Nauglamir yeniden ele geçirilip keskin bir keder içinde kraliçe Melian’a getirildi. Ancak Thingol’u öldürenlerden ikisi doğuya kaçışları sırasında takipten kurtulup sonunda Mavi Dağlar’daki uzak şehirlerine dönmüştü.

Onlarca cücenin Doriath elfleri tarafından öldürülmesinden sonra Nogrod cüceleri, intikam hırsıyla yanıp tutuşmaya başladı. Nogrod cüceleri Belegost cücelerinden intikam için elflere karşı yardım istedi ama Belegost cüceleri kabul etmedi, Nogrod cücelerini bu yapacaklarından caydırmaya çalıştı ama bu da işe yaramadı.

Nogrod cüceleri, Doriath elfleri için çok büyük bir orduyla Doriath’a saldırdı. Birçok cüce elflerle olan bu savaşta katledildi ancak cüceler Nauglamir’i tekrar kendilerine aldı ve elflerin diğer birçok hazinesini de. Nogrod’a dönerken Sarn Athrad’da Beren tarafından yönetilen bir birlikle pusuya düşürüldüler ve Beren, Nogrod lordunu öldürerek Nauglamir’i geri aldı. Hazinelerin geri kalanı Ascar nehrine düştü ama Beren Nauglamir’i sakladı ve onu Silmaril ile beraber Luthien’e verdi.

İlk Çağ’ın sonunda Öfke Savaşı’nda, Beleriand ve Mavi Dağlar’daki 2 şehir, Belegost ve Nogrod yıkıldı. Mavi Dağlar’da çok az sayıda cüce kaldı, birçoğu Dumanlı Dağlar’a gitti ve 2.çağ da Khazad-dum cücelerine katıldılar.

Eğer Orta Dünya hayranıysanız, bizi TwitterInstagram ve Facebook üzerinden takip etmeyi unutmayın!

Yüzüklerin Efendisi dizisiyle ilgili son haberleri takip etmek için portalımıza, Orta Dünya ile ilgili tartışmalara katılmak için de forumumuza mutlaka bir göz atın.

YouTube ve Twitch kanallarımıza da bekleriz.

Mutlaka Okuyun!

entler

Entler

Yaşlı gözlere garip bir bakış, bir çeşit uyanıklık geldi; derin kuyular örtüldü. “Ham, şimdi,” diye …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir