İlahi Komedya / The Divine Comedy
İtalyan şair Dante Alighieri tarafından 14.yy’da yazılmış olan İlahi Komedya’da Dante kendisini anlatarak ölümünden sonra Cehennem, Araf ve Cennete yapmış olduğu yolculuğu anlatmaktadır. Olaylar 1300 yılının paskalya haftasında geçmektedir (7-14 Nisan 1300).
Günümüz Cennet ve Cehennem betimlemelerinin çoğuna esin kaynağı oluş bu edebi eser dönemine göre son derece yaratıcı bir hayal gücü gerektiren ve dini baskı da göz önüne alındığında oldukça cesur bir yapımdır.
Şiir üç ana bölümden oluşmaktadır. Cehennem ilk bölüm olmakla birlikte Dante’nin ölümden sonraki seyahati sırasında uğrayacağı ilk duraktır. Dante şiirinde öldüğünde 35 yaşındadır ve kendi tabiri ile yolun yarısındadır.
Cehenneme başlangıçta çeşitli duyguların esirinde olan Dante kendi betimlemesince bir ormanda kaybolur ve burada günah ve kötü alışkanlıkları temsilen bazı vahşi hayvanlarla karşılaşır. Amacı bunlardan kaçıp doğru olana yönelmek, ışığı yakalamaktır.
Dante’nin anlattığına göre Cehennem iç içe katmanlardan oluşan bir yapıdadır. Her katmanda günahlarının ağırlığına göre ruhlar ceza çekmektedirler. Bazı tarihi ve mitolojik karakterlere dair anı ve diyaloglara yer verilmiştir.
Araf ve Cennet’in de Cehenneme benzer bir yapıda olduğu gözlemlenmektedir. Dante yine tarifi, mitolojik ve dinsel varlıklar yahut kişiler ile diyaloglara girer, belli bilgiler edinir ve bununla birlikte kendine rehber edindiği kişiler ile gezdiği yerleri anlatarak aynı zamanda bizlere de gözlemcilik eder.
Barındırdığı Hristiyanlık ögelerinin de etkisiyle ülkemizde belki de hak ettiği yere kavuşamamış ancak Dünya’nın takdirini kazanmış bir eserdir. Hayal gücünün zirveye ulaştığı, edebiyat içeriğinin en üst seviyede kullanıldığı ve döneminin modasına uyarak yazılı metinlerin sayısal veriler ile ilişkilendirilmesi, çeşitli anlamların şifrelenmesi gibi küçük ayrıntıları da içerisinde barındıran bu serüven inanın bazı şeyleri sorgulamanızı sağlayarak sizlere farklı bir bakış açısı katacaktır.
Son not olarak Rekin Teksoy’un çevirisi; üzerinde çok çalışılmış ve Türkçe’ye en uyumlu akıcı yapıya kavuşmuş çeviridir, tavsiye ediyoruz.
“En sevdiğin ne varsa hepsini bırakacaksın;
bunun gurbet yayının attığı
ilk ok olduğunu anlayacaksın.Başkasının ekmeğinin ne denli tuzlu,
başkasının merdiveninden çıkmanın
ne denli zor olduğunu göreceksin.Omuzlarına en büyük yükü de
bu vadiye düşerken sana eşlik edecek
budala sürüsü bindirecek;değer bilmez, inançsız bu kötü kişiler
sana kötülük edecekler; ama çok geçmeyecek
senin değil, onların yüzü kıpkırmızı kesecek.Onların yaptıkları aptallıklarını gösterecek;
kendi başına davranışın
sana güzellikler verecek.”Dante – İlahi Komedya
Genel olarak güzel bir inceleme olmuş. Eksik olarak gördüğüm birkaç şeyi eklemek istiyorum sadece. İlk önce Dante’yi çok seven biri olarak birkaç şeye değinmeden geçemeyeceğim. Kitap içerik, anlatım ve karakterler bakımından Pers edebiyatının İslamiyet öncesi zerdüştlük döneminde kutsal saydıkları Ardavirafname’nin bir nevi geliştirilmiş, esinlenilerek yaratılmış versiyonudur.
Yazıldığı dönem, toplumun dinsel anlayışını eleştirmiştir. Reformist hareket için ilk adımlardan biri sayılabilir. Kitapta cehennem anlatılırken dini kullanan, dinden nemalanan vaizleri cehennemin en alt katmanında göstermesi dönemin yozlaşmış dinsel anlayışını değiştirmek için atılan ilk adımlardandır diyebiliriz.
Bir diğer konu da Beatrice aşkı. Beatrice Dante’nin aşık olduğu ve kitap boyunca takip ettiği melek olarak tasvir edilen kadın. Normal hayatta Dante’nin Beatrice’e olan aşkı sebebiyle kitapta ona böyle bir anlam yüklediğini söyleyebiliriz ki kitabın Ardavirafname’den en önemli farkı budur.
Hz. Muhammed ve birçok islam bilgininin cehennemin ilk katında tasvir edilmesi, genel erdem öğretilerinin bazen ütopik seviyelere çıkması ve yukarıda bahsettiğim arfavirafname’den esinlenme olayı kitabın eksileri diyebiliriz ama yine de okunması gereken çok güzel bir kitaptır.
Ardavirafname’nin 13. yüzyılda yazıldığı düşünülüyor yani İslamiyet öncesi değil. Ve aralarında esinlenme durumu olmayabilir nitekim bambaşka zaman ve mekanlarda yazılıp birbirine benzeyen çok eser var yeryüzünde.