Sabır Taşı
İsyan etmeye en çok yaklaştığınız, tırnaklarınızı avuçlarınıza geçirerek kendinizi frenlediğiniz en uç durumları düşünün, ne kadar sabredebildiniz? Kaç dakika, kaç gün sesinizi çıkartmadan haksızlıklara karşı sessiz kalabildiniz? Peki sizi durduran şey neydi? İşte yine tam da son soruda başlıyor Sabır Taşı’nın hikayesi.
Güzeller güzeli bir genç kız kaderin cilvesi ile onun hayatını değiştirecek rüyalar görür, genç kız yollara düşer, rüyalarının hedefine ulaşır, muradına erecekken bir kara kedi damlayıverir ocağına. Hal bu ya, genç kız aşıktır, gözü kör olmuş, dili lal olmuştur, susar, bekler… Aşık olduğu gençten bir mercimek tanesi büyüklüğünde minicik bir taş ister, genç taşı kızın ellerine verir ve taş dayanamaz kızın acısına, tuz buz olur, Sabır Taşı çatlamıştır… Bir masal gibi değil mi? Necip Fazıl Kısakürek biraz daha büyüklere masallar tadında kaleme almış sanırım bu eserini.
Oyunun fiziksel özelliklerine gelecek olursak; dekor oyunun bize yaşatmak istediği masalsı havayı destekler nitelikteydi, kostümler ise enfesti. Özellikle bir aralık Nehir oyunundan hatırladığımız Özlem Gür’un hayat verdiği Cariye karakterinin giydiği kırmızı bir kıyafet vardı ki, gözleriniz kamaşıyor adeta. Sergilenen her kıyafet üzerlerinde çok emek olduğunu hissettiriyordu. Işık ve dış ses de oyunu sıkıcı olmaktan kurtaran diğer faktörlerdi.
Oyunculukları irdelediğimizde karşımıza yine pozitif etken olarak Özlem hanım çıkıyor, her mimik ve jesti seyirci için görsel şölendi. Diğer oyuncular için ayrıca bir açıklama yapmayı gerekli bulmuyorum, ama kesinlikle kötü değillerdi.
Genel olarak oyun ortalama sayılabilir, masalsı havasında eksik bir şeyler vardı ama o eksikliğin merkezi tam olarak anlaşılamıyor, yine de gidilebilecek bir oyun, özellikle çocuklu aileler tercih ettiklerinde daha memnun kalacaklardır bana göre. Şimdiden iyi seyirler.
Sabır Taşı – Ankara Devlet Tiyatrosu
1 Perde – 1 saat 10 dakika
Oyun Detayı
Aşkın tarifi mümkün mü? Akıl, aşkı anlatmaya yeter mi? Peki ya nefsimiz? Kendi nefsimizi görme cesaretimiz var mı? Yoksa gözümüzdeki perde, içimizdeki bu güçlü ve kibirli düşmanı bizden gizliyor mu? En büyük mücadele, insanın nefsiyle olan mücadelesi… Kaybettiğimizde ya da kazandığımızda, yani her koşulda, kalbi sükunet içinde tutma çabası… Gerçek aşk ise, her şeyden vazgeçmek ve yok olmak arzusu… Kuvveti, sabrın içinde… Sabır Taşı… Platonik bir aşk hikayesi…
Yazan
Necip Fazıl Kısakürek
Yöneten
Servet Aybar
Dekor – Kostüm Tasarimi
Özlem Karabay
Işık Tasarımı
Osman Uzgören
Müzik
Can Atilla
Koreograf
İhsan Bengier
Yönetmen Yardimcisi
Özlem Gür
Asistanlar
Riza Eliaçik
Betül Tirben
Sahne Amiri
Sibel Boztaş Bulğan
Kondüvit
Fatih Katirci
Yunus Daştan
Işik Kumanda
Mutlu Öztürk
Suflöz
Necmiye Özsümer
Repetitör
Deniz Alp
Video-Art Tasarim
Görsel İletişim Ve Tanitim Birimi
Dekor Sorumlusu
Mehmet Atay
Aksesuar Sorumlusu
Mete Çulcuoğlu
Bayan Terzi
Sati Durusoy
Erkek Terzi
İnan Adigüzel
Perukaci
Nihat Süyüncü
Sinevizyon
Erhan Yoldaş
Oyuncular
Asli Artuk Şener
Özlem Gür
Ayla Alevok
Eda Yilmaz Yener
Bülent Türkmen
Yasin Erol
Betül Tirben
Aral Seskir
Berkan Görgün
Riza Eliaçik
Sesler
Nur Subaşi
- Şekip Taşpinar
Cahit Çağiran
Alper Tazebaş
Ersin Ayhan