Güç Yüzükleri dizisinin Númenor’u nasıl tasarlandı?

Güç Yüzükleri dizisinin prodüksiyon tasarımcısı Ramsey Every, Amazon’un kendi haber sitesi üzerinden yayınlanan haberde Númenor tasarımının detaylarını aktarıyor. Númenor’u ilk kez ekrana yansıtacak dizi için faydalanılan kaynakların, esinlenilen noktaların ve Tolkien’e ait tasvirlerin nasıl bir araya getirildiğini anlatan haberi sizler için Türkçe’ye çevirdik.

Güç Yüzükleri dizisinin Númenor’u nasıl tasarlandı?

Çok kişinin bildiği ama kimsenin görmediği bir dünyayı nasıl hayata geçirirsiniz? İşte bu soru, 2 Eylül’de Prime Video’da yayınlanacak olan Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizisinin yapımında tekrarlanan bir soruydu. Dizi, Orta Dünya’nın şimdiye kadar sadece J.R.R. Tolkien’in yazılarında betimlenen İkinci Çağı’nda geçiyor. Bu da hayranların bugüne kadar sadece okudukları bir dünyanın, İkinci Çağ’da zirveye ulaşan ve nihayetinde yok olan bir krallık olan Númenor adası da dahil olmak üzere, ilk defa görüleceği anlamına geliyor.

Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri‘nin prodüksiyon tasarımcısı Ramsey Avery, “Binlerce yıldır var olan ve kapsamlı bir gelişim sürecinden geçmiş bir uygarlık,” diye açıklıyor.

Özgeçmişinde Örümcek-Adam Eve Dönüş ve Galaksinin Koruyucuları 2 gibi gişe rekorları kıran filmler bulunan Avery, Númenor’u ilk kez ekranda hayata geçirme gibi büyük bir sorumlulukla görevlendirildi.

“Númenor’u yaratırken umudum bir merak duygusu uyandırmak. Aynı zamanda bir tür gizem havası da.” diyor, “İnsanların  gerçekte yaşadığı, çalıştığı, eğlendiği ve sevdiği mevcut bir zamana ve yere ulaşan gerçekçi bir antik tarih duygusu yaratmak istedim.”

Avery diziden yeni yayınlanan üç görüntüyü analiz etmek için bizimle bir araya geldi. Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri‘nde her şeye hayat veren kişinin kılavuzluğunda İkinci Çağ’a ve ada krallığı Númenor’a bir yolculuk yapmak için okumaya devam edin.

Númenor gelişen ve teknolojik olarak ileri bir medeniyet

Yeni yayınlanan görüntüler arasında Númenor’da hareketli bir limanı gösteren bir sahne de var.

“Bu gelişen bir kültür,” diyor Avery. “Bu kare onun canlılığını ve ne kadar refah içinde olduğunu gösteriyor.”

Dikkatle baktığınızda görüntülerde gizlenmiş önemli temalar bulacaksınız.

“Bu görselin sol üst köşesinde bir gemiye yüklenmekte olan at iki şeyi gösteriyor: Birincisi, Númenórlular atlarına saygı duyuyor ve onları seviyor; ikincisi ise teknolojik açıdan gelişmiş bir kültürler,” diyor Avery. “Ürünleri ve malları yukarı ve aşağı manevra ettirebilmek için bu makara ve vinç sistemlerini bulmuşlar. Bu uygarlığın önemli bir özelliği. Bazı yönlerden kimi diğer kültürlerden daha ileri bir teknolojiye sahipler.”

Avery ayrıca gemilerdeki koyu mavi renklerin Númenor’un daha kapsamlı estetik anlayışını temsil ettiğini belirtiyor.

“Númenor için Elf dünyasının zarafetinden çok daha cüretkar bir üsluba yöneldik” dedi. “Şekillere, zengin renklere ve bu krallığın Akdeniz algısının temelini oluşturan geometrik süslemelere esin kaynağı olması için Mısır, Kuzey Afrika ve Orta Doğu sanatına baktık.”

Númenór mimarisi güçlü ve sağlam olduğu kadar güzel de

Dağ yamacına inşa edilmiş olan Númenor Sarayı, ülkenin iktidarı Kraliçe Naibi Míriel’e ev sahipliği yapmaktadır.

Avery, ” Tolkien’in, Númenorluların gücünü dağın zirvesine inşa ettiklerine dair bir sözü var,” diyor. “Saray, tepelerde, yukarılara çıktıkça giderek daha ‘İnsanımsı’ [İnsanlardan etkilenmiş] hale gelen mimarinin arasında yer alıyor; bu da kültürün zaman içinde geçirdiği evrimi yansıtıyor.”

Avery ayrıca görseldeki şehir yapısının Númenor’un yeni politikasını ve karmaşık tarihini temsil ettiğini açıkladı.

“Görselin en solunda çok daha Elf tarzı bir yapı var ve bu Elfler tarafından 400 yıl önce inşa edilen orijinal saray” dedi. “Númenor İnsanları Elflerin etkisine doydukları noktada, İnsanların gücünü ifade eden bir saray inşa ediyor. Yapı güçlü, kuvvetli ve heybetli; gerçek bir güç ve güzellik hissi uyandırıyor.”

Avery ayrıca, yakından bakıldığında Númórluların yenilikçilik konusundaki hünerlerinin bu resimde tekrar tasvir edildiğini belirtiyor.

“Soldaki ve sağdaki kuleler birer soğutma sistemine sahip,” diye açıklıyor. “Akdeniz ya da sıcak bir iklimde sistemin tamamına baktık ve havayı nasıl serinleteceğimiz üzerine düşündük. Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerindeki [binalarda] rüzgarın içeri çekildiği, ısındığı ve sonra kuleden dışarı aktığı rüzgar kapanları olduğunu keşfettik. Dışarı akarken de altında serin hava topluyor. Dolayısıyla şehrin her yerinde bu kuleleri görürsünüz; Númenorlular şehri nasıl serin tutacaklarını bu şekilde keşfetmişler.”

Su üzerine kurulu bir krallık olan Númenor Venedik’i anımsatan geniş bir denizcilik endüstrisinin merkezidir

Tolkien’in yazıları Númenor’u tarif ederken çok fazla ayrıntıya girmese de, tek bir ifade bile onun uzun zamandır kayıp olan bu topraklara dair vizyonu hakkında binlerce kelime ortaya çıkarıyor. Avery, Tolkien’in bir noktada “Númenor’dan, yani Venedik’ten yeni döndüm,” dediğini paylaştı.

” Böylece Númenor’un gerçek hayatta neye benzediğini hayal ettiğine dair bir fikir ortaya çıktı,” diyor Avery, “Venedik gibi su üzerine inşa edilmiş ve zaman içinde birçok etkiye maruz kalmış bir şehir.”

Tıpkı altın çağındaki Venedik gibi, Númenor da geniş bir deniz filosunu ve endüstrisini kontrol etmektedir; bu da tasarımın önemli bir unsurunun ülkenin zengin kültürünü ve estetiğini temsil eden gemiler olacağı anlamına geliyor. Yelkenlerin benzersiz şekli Gondor Krallarının törensel başlıklarından esinlenmiş.

“Sürekli olarak ‘korsan gemisi’ yerine ‘Númenórean’ diyebileceğimiz bir model bulmaya çalıştık,” diyor Avery. “Uzun, üçgen yelkenler Elflerin gemilerini temsil ediyordu ve Númenor için ayrı bir şey bulmamız gerekiyordu. Görsel değerlendirmesi yaptığım bir gece gözüm Gondor Tacı’na takıldı. O tacı hep kartal kanatları olarak düşünmüştüm ama tekrar baktığımda ‘Tanrım, orada bir gemi yelkeni var’ diye düşündüm.”

Gerçeklikten yola çıkarak bir dünya yaratmaya kararlı olan Avery, bu benzersiz yelkenleri gerçekten işlevsel olacak şekilde inşa etmek için uzmanlarla çalıştığını paylaştı.

“Bu gemileri yüzdürmek gerçekten karmaşık olurdu ama bunu yapmak mümkün,” diyor. “Gemi donanımı uzmanlarıyla konuştuk ve gerçekçi olduğundan emin olmak için donanımı çözmemize yardımcı oldular. Setteki denizciler tekneleri gerçeğe dönüştürmek için donanımı gerçekten yapabilirler.”

Avery, suyla çevrili bir medeniyete uygun olarak, Númenor’un altyapısının inşasının gemicilik yoluyla ulaşımı kolaylaştırmaya odaklandığını belirtiyor.

“Bu resimlerde gördüğünüz köprüler sadece yük arabaları ve insanlar için değil” dedi. “Her köprünün limandaki bağlantılardan geçerek şehir boyunca bir ulaşım sistemi oluşturan kanalları var.”

Númenor, Güç Yüzükleri‘ndeki büyüleyici diyarlardan sadece biri

Avery için Tolkien’in bugüne kadar görülmemiş diyarlarına hayat vermek, bir çocukluk hayalinin gerçeğe dönüşmesi demek.

“Tolkien ile büyüdüm ve bu evren benim için çok şey ifade ediyor” dedi. “Bunlar 10 yaşımdan beri hayatımın önemli bir parçası olan ortamlar ya da fikirler ve onları hayata geçirebilmek, oyuncuların ve ekibin bundan gerçekten keyif aldığını görmek gerçek bir armağandı. Bu güzel dünyayı ve karakterlerini hayranlarla paylaşacağım için heyecanlıyım.”

Eğer Orta Dünya hayranıysanız, bizi Twitter, Instagram ve Facebook üzerinden takip etmeyi unutmayın!

YouTube ve Twitch kanallarımıza da bekleriz.

Kaynak: AboutAmazon