Star Wars: The Last Jedi SPOILERSIZ İnceleme

Star Wars The Last Jedi

Star Wars: The Last Jedi SPOILERSIZ İnceleme

En sonda tekrar söyleyeceğim şeyi peşin olarak söylüyorum: Star Wars: The Last Jedi güzel bir film ve güzel bir Star Wars filmi. Mutlaka gidip izleyin. Orijinal üçleme için Empire Strikes Back nasıl bir yerdeyse bu yeni üçleme için de -son filmi görmedik daha ama- Last Jedi böyle bir yerde duracak gibi görünüyor.

Yazıda SPOILER YOK. Filmi izlemeden yazıyı okuyabilirsiniz, korkmayın. Birkaç gün sonra twitch kanalımızda canlı yayında filmin incelemesini yapacağız, o zamana kadar spoiler olmadan kendi yorumlarımı yazıyorum. Spoilerlı şeyler yayında konuşulacak.

Filme güzel bir film ve güzel bir Star Wars filmi dedik. Bunları parça parça inceleyelim şimdi:

Force Awakens orijinal üçlemenin ilk filminin klonu gibiydi. The Last Jedi böyle değil. Empire Strikes Back ile benzerlikleri var; ancak birebir aynı hikayeyi daha büyük bir ölüm yıldızı kullanıp anlatmıyor, bunun yerine tematik olarak benzer yollar kullanıyor. Bunu spoiler vermeden çok iyi anlatamayacağımın farkındayım. Şu kadarını söyleyebilirim: Empire Strikes Back nasıl ilk üçlemede daha karanlık ve senaryonun dallanıp budaklandığı, büyük olayların açığa çıktığı bir noktadaysa; kahramanlar farklı yollara gidip en sonda bir şekilde yeniden birbirlerine bağlandıysa bu filmde de benzer bir yol izleniyor. Ama aynı olaylar olmuyor, Force Awakens gibi birebir aynısının daha büyüğü değil, tematik bir paralellik bu. Bence güzel olmuş.

Star Wars The Last Jedi

Karakterlerin gelişimini çok beğendim. En başta da Rey(Daisy Ridley) ve Kylo Ren‘in(Adam Driver) performanslarını. İlk filmdeki ergen, itici ötesi Kylo Ren artık tamamen yok diyemem ancak biraz daha büyüyüp olgunlaşmış. Oyuncunun performansı bunu güzel yansıtıyor. İlk filmdeki oyunculuğuna laf etmiyordum ancak karakter çok tırt yazılmıştı senaryoda, burada o tırt yazılan kısımlar azalmış. Adam Driver da oyunculuğunu konuşturma şansı bulmuş. İlk filmde ergen tavırlarından dolayı çok itici bulmuş ve fazla sevmemiştim, bu filmde tamam artık bu kötü adam olmuş dedim ve bu nedenle sevmiyorum artık; olumlu bir gelişme.

Rey zaten ilk filmde kalbimi fethetmişti, hala yerinde duruyor gönlümün efendisi <3 Luke(Mark Hamill) ile baş başa bırakmıştık ilk filmde kendilerini. Açıkçası beklediğim kadar fazla öğretmen-öğrenci ilişkisi yoktu aralarında. Luke bu filmde tüm posterlerde ve reklamlarda da belli ettikleri gibi daha içine kapanık, karanlık bir hale bürünmüş. Yine de Rey ve Luke’un konuşmaları, Jedi Order ve güç hakkında bazı şeylerin netleştirilmesi ve Kylo Ren’in geçmişi hakkında öğrendiğimiz şeyler güzeldi.

Başlarda Luke karakter olarak bir şeyler yapmaya ve belki buna paralel olarak Mark Hamill de oyuncu olarak isteksizdi, alıştığımız (gerçi otuz sene önceydi bunlar ama) Luke görünemedi fazla. Filmin ortalarında bir sahne yaşandı ki spoiler vermeden hakkında hiçbir şey söyleyemem; ama muhteşemdi. Ondan sonra Luke için işte bu be dedirtti, oralarda da Mark Hamill belli ki kendisi de gaza gelmiş, daha kendini adayarak oynamış. Hatırlarsanız twitter’dan falan konuşmuştu zamanında, çok da haksız değilmiş söylediği şeylerde. Yine de en sonlarda Luke’un yaptıklarıyla ben tatmin oldum, affettim kendisini.

Star Wars The Last Jedi

Cevval pilotumuz Poe Dameron(Oscar Isaac) ilk filmdekine göre daha fazla işlenmiş. Daha fazla sahnesi mi vardı, yoksa sahnelerinde karakterin özelliklerine daha çok mu önem verdiler bilmiyorum ama güzel olmuş. Filmde de birisi söylüyor, tam bir hotshot. İzlerken eğlendim. Stormtrooper eskisi, yeni isyancı Finn(John Boyega) bu filmde Rey veya Poe ile beraber değil, kadroya yeni eklenen Rose(Kelly Marie Tran) ile bazı maceralar yaşıyor. Bu ikiliyi birbirlerine yakıştırdım, yanlarında BB-8 ile beraber güzel bir kadro oldular; ancak filmin ortasında biraz alakasız bir yere gidip alakasız işler yapmalarını alakasız buldum. Spoiler olmadan ancak bu kadar söyleyebiliyorum.

Leia‘yı(Carrie Fisher) filmde görmek beni bir duygulandırdı. Geçen sene Aralık ayında kaybetmiştik kendisini. Bu filmdeki performansı çok güzeldi, arada gözlerim yaşardı yani gördükçe. Carrie Fisher’a bu film güzel bir veda olmuş, son filmde Leia için ne yapacaklar nasıl yapacaklar bilemiyorum, çok çılgın bir teorim var ama spoiler olmadan anlatamam. Yayında konuşuruz gerisini. Allah rahmet eylesin, huzur içinde yatsın.

Diğer yan karakterlerin hepsinden tek tek bahsetmeyeceğim ama General Hux(Domhnall Gleeson) ve Yardımcı Amiral Holdo‘dan(Laura Dern)memnun kaldım. Andy Serkis tarafından canlandırılan Snoke ise biraz beni hayal kırıklığına uğrattı. Oyunculuk ya da CGI ile ilgili değil senaryosal sebeplerle, bunu da yayında konuşuruz şu an spoiler olur.

Görüntüler, efektler, savaşlar, uzay gemileri, gezegenler vs. hepsi harikaydı. Artık bu işe para yatırıp güzel görseller yaratmayı iyi öğrendiler. Sinematografik olarak eleştirecek kadar çok şey bilmiyorum konu hakkında ancak sıradan bir seyirci gözünden izlediğimde her şey bana çok güzel geldi. Filmi normal 3d ile altyazılı izledim ve son zamanlarda izlediğim pek çok 3d filmden daha fazla 3d olduğunu hissettiğim sahne vardı. Şahsen 3d’yi çok sevmiyorum ve para tuzağı olarak görüyorum, keşke her şeyi 2d yapsalar da gözlük takma derdinden ve karanlık renk paletlerinden kurtulsak. Bu filmde 3d çok kötü değildi, ekstra rahatsız etmedi ama bunu genel bir 3d eleştirisi olarak söylüyorum.

Film uzundu. 2 saat 32 dakikalık bir süresi var. Benim filmin bitmesini beklediğim noktada film bir viraj alıp son otuz dakikasına girdi. Bu son otuz dakikalık kısım filmdeki en beğendiğim yerleri oluşturuyor. Filmi bu açıdan biraz uzun buldum. Son otuz dakikanın oluşabilmesi için öndeki 2 saatlik kısma da ihtiyaç var; ancak bu iki saatlik giriş bölümünü daha güzel bir editing ile 1 saat 30 dakikaya falan düşürebilirlermiş. Çok önemli bir sorun değil bu, ilk yarıda biraz sıkılabilirsiniz ama ikinci yarı ve özellikle son otuz dakika filmin en güzel yerleri. Üstü meyveli bir pastayı yemeye en alttaki kek kısmından başladığınızı düşünün, civcivli yerleri sonda geliyor. Böyle olunca keşke kek biraz daha ince olsaydı dedirtiyor.

Star Wars The Last Jedi

Force nedir, yenir mi içilir mi; iyilik ve kötülük arasındaki savaş, gücün denge unsuru olması, en kötü durumda bile çabalamaya devam etmek ve umudu kaybetmemek, iyilerin düşmanlarını yok ederek değil de birbirlerine yardım ederek başarılı olması, en karanlık kişinin bile kalbinde iyilik bulunması gibi bir sürü tema filmde işlenmiş. Böyle arka arkaya hepsini sıralayınca belki güzel durmuyor ancak diyaloglarla, sahnelerle bu işi güzel kotarmışlar bence. Yine spoilerlı kısımda söyleyeceğim birkaç ufak sıkıntı ve ekstra güzellik dışında Star Wars ruhuna uygun, güzel işlenmiş güzel mesajlar vardı filmde.

Ve müzikler. Soundtrackler, benim filmlerde en çok dikkat ettiğim ve güzel olmasını istediğim kısım oluyor her zaman. Ortalama bir filmi bile eğer müzikleri güzelse severek izleyebilirim. Filmin müzikleri John Williams imzalı, üstat yine döktürmüş. Rogue One’da John Williams olmaması benim için en büyük hayal kırıklığıydı, bu filmde de böyle bir şey olsa baya kafadan 1 puan düşük başlardı Last Jedi ama korktuğum olmadı. John Williams güzel güzel gelmiş, batonunu sallamış ve alıştığımız Star Wars kalitesini yine göstermeyi başarmış. Eski filmlerdeki meşhur temalar yer yer gelip ziyaret ediyor, yeni birkaç tema daha var insanın aklında kalan. Müzikler açısından her şey güllük gülistanlık. Soundtrack albümü de filmin yurt dışındaki çıkış tarihi olan 15 Aralık Cuma günü piyasaya çıkacak. Cuma akşamı mutlaka müzikleri tekrar dinleyeceğim, size de tavsiye ederim.

Özetle Star Wars: The Last Jedi güzel bir film ve güzel bir Star Wars filmi. Bütün üçlemeler arasında ikinci filmleri sıralayacak olursak Empire Strikes Back bence bir tık daha önde, Attack of the Clones ile kıyaslanamaz bile, çok daha güzel bir film olmuş. Force Awakens’tan da daha güzel bir film. Rogue One’ı ben çok aşırı iyi olmamasına rağmen oldukça sevmiştim; ama Star Wars: The Last Jedi hem iyi bir film hem de yine çok sevdiğim bir film oldu. Disney sonrası dönemdeki en iyi film şu anda The Last Jedi. 2017’ye hem Star Wars hem de gişe açısından damga vuracak bir film. Force Awakens’ın 2 milyarlık gişesini geçer diye tahmin ediyorum.

Genel notum 8/10, gidiniz izleyiniz. Hem de ülkemize yurt dışından 2 gün önce geldi. Yabancı medyadan spoiler yemeden izleme şansınız var, bence kaçırmayın.

Güç sizinle olsun.

Eğer Orta Dünya hayranıysanız, bizi TwitterInstagram ve Facebook üzerinden takip etmeyi unutmayın!

Yüzüklerin Efendisi dizisiyle ilgili son haberleri takip etmek için portalımıza, Orta Dünya ile ilgili tartışmalara katılmak için de forumumuza mutlaka bir göz atın.

YouTube ve Twitch kanallarımıza da bekleriz.

Mutlaka Okuyun!

Mart ayında Netflix Türkiye’de yayınlanacak dizi ve filmler! (2019)

Netflix Türkiye, Mart ayında eski ve yeni yapımları bünyesine katmaya devam ediyor. İşte Mart ayında …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir