Güç Yüzükleri Doğru Bilinen Yanlışlar

Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizisinin 1. sezon’u sona erdi. İlk sezonun güçlü ve zayıf yanları nelerdi? Neleri doğru, neleri yanlış yaptı? Güç Yüzükleri dizisinden doğru bilinen yanlışlar neler? Ve 2. sezon ne zaman gelecek?

Güç Yüzükleri’nin 1. sezonunu değerlendirmeden önce, internette dolaşan bazı yanlış bilgileri düzeltmekte fayda var. Ne yazık ki bu yanlış bilgiler, gerek Orta Dünya külliyatına yeterince hakim olmamaktan, gerek art niyetli olarak toksiklik yapma güdüsüyle yayılan yanlış bilgiler.

Bunları düzeltelim ki, yaptığımız eleştiriler yerinde olsun ve bilgi kirliliği azalsın.

Güç Yüzükleri Doğru Bilinen Yanlışlar

Bunlardan ilki, dizinin adı sebebiyle oluşan kafa karışıklığından kaynaklı. Yüzüklerin Efendisi ismi bir hikaye olduğu kadar aynı zamanda bir markadır. Bu evren için yapılan filmler, diziler, oyunlar, konuları Yüzüklerin Efendisi hikayesiyle alakalı olmasa dahi bu ismi bilinirliğini artırma adına kullanırlar. Evrenin kendisi bile, Orta Dünya adından ziyade Yüzüklerin Efendisi adıyla bilinir.

Güç Yüzükleri dizisinde Yüzüklerin Efendisi isminin de geçmesi tamamen bir marketing kararıdır. Dizi hiçbir zaman Yüzüklerin Efendisi hikayesini anlatmayacaktır. Dizi hiçbir zaman Aragorn, Boromir, Gimli ve Frodo gibi Yüzüklerin Efendisi hikayesinin yer aldığı zaman dilimi olan 3. Çağ’ın sonunda yaşayan karakterlere yer vermeyecektir.

Bu dizi Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit hikayelerinin geçtiği 3. Çağ’dan en az 3200 yıl öncesini, yani 2. Çağ’ı anlatıyor.

Bir diğer hatalı bilgiyse dizinin kitaplara uygun yapılmıyor olduğu. 2. Çağ bir roman değil. 2. Çağ’ın lore’u birbirinden yüzlerce yıl uzaklıkta 4-5 ana olaydan ve bir kronolojiden ibaret, kendine ait bir kitabı yok. 2. Çağ’ın diyalogları yok denecek kadar az. 2. Çağ’daki karakterlerin kişiliğiyle ilgili bilgiler yok denecek kadar az. Bu Çağ Tolkien’in en az değindiği Çağ ve senaristlerin adım adım takip edebilecekleri bir içeriği yok.

Bir diğer yanlış ise “koskoca” kelimesinin kullanımı. Dizideki zaman diliminde külliyattaki neredeyse hiçbir karakter koskoca değil. Nasıl ki gerçek hayatta da çocukluğumuz, gençliğimiz, bir şeyleri başarmadan önceki toy dönemlerimiz oluyorsa, dizideki karakterler için de zaman dilimi olarak bakınca aynısı geçerli.

Isildur henüz genç bir delikanlı, hayattaki amacını bile keşfetmiş değil. Elendil, yalnızca Andunië lordu Amandil’in oğlu bir soylu. Numenor henüz yıkılmadı, bu yüzden oğullarıyla Gondor ve Arnor’u henüz kurmadı. Pharazon, Numenor’un yönetimini daha ele geçirmedi, yalnızca bir danışman. Miriel, babasını yeni kaybetti ve dizi boyunca yalnızca kraliçe naibiydi.

Elrond’un henüz toy zamanları ve dizideki zaman dilimine göre yaşı da bir Elf için çok küçük. Ayrıkvadi’yi kurmasına daha çok var. Galadriel, henüz ülkesini kurup Kraliçe olmadı, Güç Yüzüğü Nenya’yı almadı, olgun ve dingin olmasına vesile olacak kritik olayları yaşamadı. Gil-Galad da, yine dizideki zaman sıkıştırması sebebiyle yakın zamanda Noldor’un Yüce Kralı oldu. Celebrimbor, çok yetenekli bir zanaatkar ama Güç Yüzükleri’ni daha yeni yeni yapmaya başladı. 4. Durin ise henüz Khazad-dûm’un başında bile değil ve yalnızca bir prens.

Yani dizideki lore karakterleri henüz koskoca değil, ama koskoca olma yolunda ilerliyorlar. İlla ilk sezondan birilerine koskoca diyecek olursak, bunlar ancak 3. Durin ve Tar-Palantir olabilir.

“Bunlar nasıl Elf kardeşim? Böyle Elf olur mu hiç? İnsana benziyorlar.” eleştirisini illa ki duymuşsunuzdur. Bu eleştiri de en hatalı eleştirilerden biridir.

Çünkü Tolkien Elfleri zaten İnsanlara benzer. Her ikisi de Illuvatar’ın Çocukları’dır. Bu benzerliğin zirve yaptığı karakter Túrin Turambar’dır. Elfler ona Nargothrond’ta Adanedhel derler, yani Elf-İnsan.

Tolkien’in 153 no’lu mektubuna göre: “Elfler ve İnsanlar biyolojik açıdan tek bir ırktırlar. Diğer türlü üremeleri ve beraber çocuk sahibi olmaları zaten mümkün olamaz.”

Elfleri İnsanlardan ayıran karakteristik özellikler ilk bakışta göze çarpmayan şeylerdir. Elflerin keskin duyuları vardır. Zariftirler ama aynı zamanda güçlüdürler de. İnsanlara kıyasla genellikle daha uzun boyludurlar. Ayrıca zorluklara ve hastalıklara karşı da dirençlidirler. Saç ve göz renkleri mensubu oldukları soya göre değişkenlik gösterir. Saçlarının uzunluğuysa karakterine göre değişir. Hepsi uzun ya da kısa saçlı değildir. Hatta kulaklarının sivri olup olmadığı bile tartışmalıdır, Tolkien’in bu konuda net bir tasviri yoktur.

Elfler, Peter Jackson’ın yansıttığı gibi hepsi uzun saçlı, robotik ve kusursuz varlıklar değildir. Hırsları vardır. Bunlar uğruna kendi akrabalarını bile katlederler.

Aralarında Elrond ve Gil-Galad gibi bilge olan ve diğer ırklarla iyi geçinenler de vardır; Thingol ve Thranduil gibi kendi soyundan olmayanlara mesafeli davrananları da. Feanor ve Galadriel gibi asi, kibirli ve tutkulu olanları da vardır; Fingolfin ve Glorfindel gibi mert ve yürekli olanları da.

Buradan Galadriel’le ilgili hatalı bilgilere geçecek olursak. Bu hatalı bilgilerin temelinde Peter Jackson’ın Galadriel’i bir tanrıça gibi göstermesi yatıyor.

Peter Jackson’ın Galadriel’i teleport olabilir, çok uzun mesafeler arası telepatik bir şekilde konuşabilir, bir Ork’u anında buharlaştırabilir, Sauron gibi güçlü bir Maia’yı sürebilir, Gandalf’ı çocuk taşır gibi kucağında taşıyabilir. PJ filmlerinde Galadriel bir tanrıça gibidir.

Tolkien’in kitaplarında ise Galadriel yalnızca kudretli bir Elf’tir. Kişisel hedefleri doğrultusunda tutkuları ve bunları gerçekleştirme motivasyonu vardır. Kendi ülkesini kurmak ister.

Bitmemiş Öyküler – Galadriel ve Celeborn’un Öyküsü bölümünde Galadriel’in karakteri şu şekilde anlatılır:

“Galadriel gururlu, güçlü ve bildiği yoldan şaşmayan biriydi; akrabaları içinde kendisine en yakın gördüğü kardeşi Finrod’un uzak diyarları sahiplenip kimsenin vesayeti altında olmaksızın dilediğince yönetme düşlerini o da paylaşıyordu.”

Galadriel ayrıca bir Noldor Elf’idir, kılıç ve zırh kuşanabilir, savaşabilir.

Yine Bitmemiş Öyküler – Galadriel ve Celeborn’un Öyküsü bölümünde şu şekilde aktarılır:

“Teleri’ye yapılan acımasız saldırıdan ve gemilerinin yağmalanmasından sonra bile, annesinin akrabalarını savunmak için Fëanor’a karşı amansızca savaşmasına rağmen, Galadriel yolundan sapmadı. Merhamet dileyen yenik bir zavallı gibi geri dönmeyi gururuna yedirmesi söz konusu olamazdı; bundan böyle her nereye giderse gitsin Fëanor’u takip edip onun planlarını bozmak ve yoluna köstek olmak için yanıp tutuşuyordu.”

Galadriel’in olgunluğu, bilgeliği ve dinginliği çok büyük zorluklardan sonra, çok uzun zaman içerisinde kazanılmıştır. Ağaçlar Çağı ve 1. Çağ’da yüreği Fëanorvari bir tutku ve ateşle kavrulmaktadır. Maia Melian’dan aldığı eğitim ve onunla geçirdiği zaman diliminden sonra olgunluk ve bilgelik açısından büyük aşamalar kaydeder. 3. Çağ’da tanıdığımız, güç yüzüğü Nenya’ya sahip ve Lothlorien kraliçesi olmuş Galadriel’e zamanla dönüşür. Frodo’nun teklifi üzerine Tek Yüzük’ü reddetmesi dahi bilgeliğinin gelişiminde bir aşamadır.

History of Middle-earth, People’s of Middle-earth kitabında bu konu şu şekilde geçer:

“Sonunda gençliğinde arzuladığı her şeyi; Güç Yüzüğü ve hayalini kurduğu Orta Dünya’nın egemenliğini eline geçtiğinde, Galadriel bilgeliğe tam olarak kavuştu. Tek Yüzük’ü reddetti ve son testi geçerek Orta Dünya’dan sonsuza kadar ayrıldı.”

Galadriel’in eşi Celeborn’un öldüğü ve dizide yer almayacağı bilgisi de yanlış bir bilgi. Dizide bir savaşa gittiğinden ve geri dönmediğinden bahsediliyor. Morfydd Clark’ın verdiği bir röportajda Celeborn’un ileriki sezonlarda yer alacağı bilgisi verildi. Yani, Celeborn ya kayıp ya tutsak ya da Glorfindel gibi Mandos’un Salonları’nda reenkarne olup geri gönderilecek.

Sauron’la alakalı hatalı bilgilere gelecek olursak. Bunların başında, Sauron hep kötüdür bilgisi geliyor. Bu kesinlikle doğru değil. Sauron ilk başlarda kötü değildir ve Mairon adıyla bilinir. Aulë’nin Maia’sıdır.

Yüzüklerin Efendisi, Yüzük Kardeşliği kitabının Elrond’un Divanı bölümünde doğrudan şöyle der: “Çünkü ilk başta hiçbir şey kötü değildir. Sauron bile değildi.”

Sauron hakkındaki bir başka yanlış bilgi ise şekil değiştiremediği ya da istediği sıklıkta bunu yapamadığıdır. Bu bilgi de yanlış.

Sauron, Luthien ve Huan’la yüzleştiği zaman kısa bir süre içerisinde önce kurtadama, ondan sonra bir yılana, ardından kendi formuna ve son olarak kaçmak için de bir vampire dönüşür.

Silmarillion’un Güç Yüzükleri’ne ve Üçüncü Çağ’a Dair bölümünde şöyle geçer:

“Sauron pek çok başka biçim alabiliyor ve eğer isterse, uzun bir süre asil ve güzel görünüp, en dikkatli kimseler dışında herkesi aldatabiliyordu.”

Bir başka yaygın yanlış bilgi ise Annatar formunun Elf formu olduğu. Sauron Annatar ismiyle ortaya çıktığı zaman kendini Valar’ın bir elçisi olarak tanıtır ve göze hoş gelen bir form alır. Bitmemiş Öyküler’de Istari’nin gelişini önceden tahmin ettiği ve kendini bu sebeple elçi olarak tanıttığı belirtilir. Yani Annatar formu aslında bir Maia’dır.

Gelelim Sauron ile Galadriel arasındaki konuşmalara. Burada şaşırtıcı bir biçimde Sauron’un evlilik teklif ettiğini düşünenler olmuş. Bu da doğru değil.

Sauron manipüle eder, Sauron kendi amaçları doğrultusunda diğer varlıkları kullanır. Lakaplarından biri de “aldatıcı”dır. Yani bu teklif, bırakın bir evlilik teklifini, ittifak teklifi bile değildir aslında. Sauron yalnızca emelleri doğrultusunda Galadriel’i manipüle etmeye çalışmıştır. Oyuncu Charlie Vickers da röportajlarından birinde Sauron’un teklifinin bir aldatmaca olduğunu belirtiyor.

Bir başka yanlış bilgi ise Sauron’un yüzük ilmini Celebrimbor’dan öğrenmiş olmasıdır. Aksine, hem lore’da hem de dizide yüzük fikrini veren ve bu ilmi öğreten Sauron’dur.

Yüzüklere değinmişken şu yanlış bilgiyi de düzeltmekte fayda var. Yüzüklerin kendisi büyülüdür evet, ama yüzüklerin dövülmesi büyü kullanılarak yapılmaz. Sauron’un zanaatı ve öğretileriyle yapılırlar. Eregionlu Elfler ve Celebrimbor hem lore’a hem de diziye göre bu öğretilerle yüzükleri yapıyorlar. Tolkien’in 153 no’lu mektubuna göre “Eregion Elfleri Gil-galad ve Elrond’un tüm uyarılarına rağmen Sauron’un yüzük irfanına erişme konusunda çok istekli davranmışlardır.”

Sıradaki yanlış bilgi, yalnızca yanlış bir bilgi değil aynı zamanda Tolkien’e büyük bir saygısızlık. “Elflerin şarjı bitiyormuş.” lafından bahsediyorum.

Dizide olduğu gibi Tolkien külliyatına göre de Elfler soluyorlar. Ya Valinor’a dönmek ya da bulundukları toprakları Valinor’a benzetmek zorundalar.

Eregion Elfleri tam olarak da bu yüzden Güç Yüzükleri’ni yapıyor ve onları kullanarak yaşadıkları yerleri Valinor kadar güzel yapmaya çalışıyor. Zaten yüzüklerin birincil gücü ve amacı, bozulmayı ve değişimi önlemek veya yavaşlatmak.

“Orta Dünya’da at yokmuş”, bir diğer yanlış bilgi. Bu yanlış bilginin kaynağıysa Türkçe alt yazı ve dublajda yapılan bir çeviri hatası.

Atlar, Orta Dünya’da her zaman bulunan varlıklar. Örneğin, 1. Çağ’da Fingolfin’in atı Rochallor ve Hurin’in atı Arroch adını bildiğimiz atlar.

Bununla beraber, Beleriand ve Rohan’daki bazı ırkların Aman kıtasından getirildiğine dair bilgiler de vardır. Valinor’dan Orta Dünya’ya gelen çoğu şey gibi, bunlar da yüksek ihtimalle Numenor üzerinden Orta Dünya’ya getirilmiş olabilir.

“Palantir sesli iletişime yarayan bir cep telefonu gibidir” de yanlış bilgilerden biri. Palantir bir cep telefonu ya da Skype değildir. Uzakları görmek ve düşünce yoluyla iletişim kurmak için kullanılan, kullanan kişinin kudretine göre geçmişi, günümüzü ya da geleceği ve uzak mekanları gösterebilen taşlardır. Gösterdiği gelecek ise Galadriel’in aynasına benzer bir şekilde yalnızca bir ihtimaldir. Kesin olarak gerçekleşecek bir gelecek değildir.

Silmarillion’un Güç Yüzüklerine ve Üçüncü Çağ’a Dair bölümüne göre: “Bu taşların gücü, onlara bakan kişinin hem zamanda hem mekanda çok uzakta olup biten şeyleri görebilmesiydi.”

“Peki Sauron neden o zaman geleceğe bakıp, yüzüğün yok edileceğini görmüyor?” diyenler olacaktır. Bunun 2 cevabı var. 1.’si bu taşlar gelecekten ihtimaller gösterebiliyor, her olacak olayı göstermiyor. Bu ihtimali Sauron’a göstermemiş olabilir ya da Tolkien’in dediğine göre Tek Yüzük’ün yok edilmesine ihtimal vermeyen Sauron buna bakmamış olabilir. 2.’si ve daha önemlisiyse Sauron Palantir’i Saruman ve Denethor’u manipüle etmek ve düşüncelerini okumak için kullanıyor. Palantir’i kullanmasının ana amacı diğer Palantir sahiplerini kandırmak.

Şunu da belirtmekte fayda var, Bitmemiş Öyküler – Palantiri bölümüne göre: “Palantiri hiçbir dönemde yaygın şekilde kullanılan veya geniş kitlelerce bilinen nesneler olmamıştı, Numenor’da bile. Bu taşların gizli güçlerine başvurulmasından özenle kaçınılmıştı.“

Ayrıca, Gandalf’ın Yüzük Kardeşliği kitabında da dediği gibi “En bilge olanlar bile her şeyin sonunu göremez.”

Orklarla ilgili yanlış bilgilere gelecek olursak, bunlardan ilki zombi gibi oldukları, bir iradeye sahip olmadıkları, duygu ve düşüncelerinin olmadığı. Bu çok yanlış bir bilgi, çünkü Orkların iradeleri vardır. Bir Karanlıklar Efendisi olduğu zaman onun iradesine hizmet ederler ama olmadığı zaman da kendi bireysel amaçları doğrultusunda hareket ederler.

Yüzüklerin Efendisi, İki Kule – Efendi Samwise’ın Seçimi bölümünde Gorbag ve Shagrat arasında şu konuşmalar geçer:

“Sana söyleyeyim, aşağıdaki şehirde çalışmak hiç kolay değil.”
“Burada, Shelob’un refakatinde yaşamayı dene bir de,” dedi Shagrat.
“Hiçbirinin olmadığı bir yeri tercih ederim. Ama şimdi savaş var; savaş bitince her şey daha rahat olabilir.”
“İyi gittiğini söylüyorlar.”
“Söylerler,” diye homurdandı Gorbag. “Göreceğiz. Ama yine de, eğer iyi giderse, çok daha fazla yerimiz olacak. Ne dersin? Eğer elimize bir şans geçerse, seninle birlikte yanımıza iki güvenilir delikanlı alıp, büyük patronların olmadığı, el altında yağmalanacak güzel şeylerin olduğu bir yere kaçalım mı?”
“Ah!” dedi Shagrat. “Eski zamanlardaki gibi.”
“Evet,” dedi Gorbag. “Ama buna güvenme. Aklımı kurcalayan bazı şeyler var. Dediğim gibi; Büyük Patronlar, evet,” sesi neredeyse bir fısıltıya dönüştü.

Ayrıca, Orklar İnsanları esir alır ve köle yaparlar. Eskiden Karanlık Güç’ün köleleri olan Orklar kendi türlerini bile köleleştirmeleriyle ve yakaladıkları düşmanlarını genelde acımasızca çalıştırmalarıyla tanınırlar. Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü – Gölge Diyarı bölümünde Frodo ve Sam, Mordor’da köleleri götüren bir Ork bölüğüne denk gelirler.

“Numenor gibi bir Ada Krallığı’nın devasa bir ordusu ve donanması olması lazım” bilgisi de dizinin bulunduğu zaman dilimi için yanlış bir bilgidir.

Dizide herhangi bir tehditle karşı karşıya gelinmiş ya da herhangi bir şeye meydan okunuyor değildi, ta ki Mordor’daki Orkların varlığı öğrenilene kadar. Bu yüzden Numenor’un henüz devasa bir ordu ya da donanması yok. 2. Çağ’daki büyük olayların sırası gelince bu zaten fazlasıyla olacak. İleriki sezonlarda izleyeceğimiz 2 büyük olay öncesi, Pharazon önce 5 yıl ve sonra 9 yıl boyunca Numenor ordusunu ve donanmasını kurmaya ve büyütmeye çalışacak.

Ayrıca, bir Ada Krallığı olan Numenor’un zırhlarında balık pulu ve miğferlerinde deniz kabuğu kullanması son derece normaldir. Rohan kültüründe At figürü kullanıldığı gibi, Numenor’da da deniz kullanılır. Pek çok illüstrasyonda Numenor ordusu bu şekilde resmedilir. Numenorlular karma adı verilen bir şey giyerler ve bu da miğfer anlamına gelir. Tolkien tarafından yapılan çizimlerde de bu miğfer deniz kabuğu şeklindedir.

Gelelim 1. sezon değerlendirmesine. Diziyi 6 kategoride değerlendireceğim.

En kötüden en iyiye doğru gidecek olursam, kurgu ve tempo ile başlamam gerekiyor. Sezon ilk etapta 10 bölüm olarak planlanıp 8 bölüme indirildiği için kurgu yapılırken kesilen sahnelerin bazıları devamlılığı sekteye uğratmış. Bazı bölümler çok ağır ilerlerken bazıları çok hızlı. 8 bölümlük bir sezon için ara bölüm sayısı çok fazla. Şahsen ağır işleyen dizilerle bir derdim yok, aksine Breaking Bad, Better Call Saul gibi dizilerde çok severim hikayenin ağır ilerlemesini. Ancak ilk sezondaki bölümlerde bir dengesizlik söz konusu. Puanım kurgu ve tempo için 10 üzerinden 5.

Hikaye ve senaryoya gelecek olursak, yarattıkları gizem odaklı anlatım işleyişi olumsuz etkilemiş. Halbrand kim? Stranger Kim? Kültistler Kimler? son bölüme kadar bunun üzerine işlenmiş senaryo. Diyaloglar da yer yer zayıf kalmış. Final bölümü çok güzel olsa da, senaryonun güzelliği sezona yayılamamış.

Zaman sıkıştırmasının olmadığı bir senaryo görmek isterdim şahsen. Numenor’un kolonilerinin kuruluşunu, Tar-Aldarion gibi Elflerle iyi ilişkileri olacak Numenor krallarını, Ar-pharazon öncesi yaşanan olayları da görmek isterdim. Puanım senaryo için 10 üzerinden 6.

Sırada lore sadakati var. Dizi çok sayıda easter egg’e ve Orta Dünya tarihi göndermelerine sahip, bu konuda cidden çok iyi. Karakterler ve olaylar da Tolkien’in bu Çağ’da bıraktığı boşlukları dolduracak şekilde adapte edilmiş. Tolkien’in mektuplarına da bolca gönderme var, ki bu da hoş bir detay.

Öte yandan loreda açıkca belirtilen bazı olayların değiştirilmesi, yüzüklerin yapılış sırası, mithril’in origin hikayesi gibi mevzular çok radikal değişiklikler. Bu değişikliklerin mantığını ilerleyen sezonlarda nasıl açıklayacaklar çok merak ediyorum. Bu yüzden lore sadakatine puanım 10 üzerinden 6.5.

Oyunculuklara gelecek olursak, her bir oyuncu karakterinin hakkını vermiş. Diyalogların zayıf kaldığı yerler için oyuncuları değil senaristleri suçlamak gerekiyor. Bence sezonun en iyi 5 karakteri Elendil, Sauron, Adar, 4. Durin ve Elrond. Oyunculara puanım 10 üzerinden 8.

Dizinin bu sezonki en güçlü yanlarının başında elbette ki görsellik geliyor. CGI’yı, dekorları, mekanları ve tüm detayları neredeyse kusursuza yakındı. Kostümlerde biraz daha yıpranmışlık görmek isterdim sadece. 1. sezonda en sevdiğim 3 sahne sırasıyla: Valinor’un gözüktüğü an, Sauron’un ilk gözüktüğü an ve saldaki Karanlık Lord ve Karanlık Kraliçe anı. Puanım 10 üzerinden 9.

Son olarak, müziğe değinecek olursam, Bear McCreary bence kesinlikle sezonun en iyisi. Henüz Yüzüklerin Efendisi’ndeki Howard Shore parçaları seviyesinde efsane değiller ama çok iyiler. Soundtrack’ten en sevdiğim 3 parça ise Nolwa Mahtar, Nori Brandyfoot ve Elrond Half-elven oldu. Puanım 10 üzerinden 9.5.

İlk sezon için genel puanım da ortalamaya vurunca 7.3 çıkıyor. Umuyorum ki, 2. sezonda özellikle senaryo ve kurguya ağırlık verip bunun çok daha üzerine çıkarlar.

doğru bilinen yanlışlar

Güç Yüzükleri’nin 2. sezonun çekimleri çoktan başladı ve yapımcılar yapıcı eleştirilere göre 2. sezona şekil verdiklerini söylüyorlar. Son gelen bilgilere göre 2023 sonu ya da 2024 başı 2. sezonun çıkması bekleniyor.

Peki sizin 1. sezondan sevdiğiniz ve sevmediğiniz şeyler nelerdi? Yorumlarda bizimle paylaşın.

Eğer Orta Dünya hayranıysanız, bizi TwitterInstagram ve Facebook üzerinden takip etmeyi unutmayın!

The Lord of the Rings: Rings of Power yani Güç Yüzükleri dizisiyle ilgili son haberleri takip etmek için portalımıza, Orta Dünya ile ilgili tartışmalara katılmak için de forumumuza mutlaka bir göz atın.

YouTube ve Twitch kanallarımıza da bekleriz.

Mutlaka Okuyun!

Tales of the Shire

Tales of the Shire (2024’te Çıkacak Olan Hobbit Temalı Yüzüklerin Efendisi Oyunu!)

Tales of the Shire adında, Hobbit temalı yeni bir Yüzüklerin Efendisi oyunu geliyor! Tales of …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir