The xx

The xx

90 doğumlu olan The xx üyeleri, 2005 yılında Londra/İngiltere merkezli olarak grubu kuruyorlar. The xx, 2009 yılına kadar bir bocalama ve hazırlık dönemi geçiriyor aslında, grubun yarısı diyebileceğimiz Jamie Smith 2006 yılında katılıyor kadroya. 2009 yılına kadar grup dört kişilik bir kadro ile yoluna devam ediyor, daha sonra ise asıl yolunu çizeceği üç kişilik sabit kadroya geçiş yapıyorlar.

Grubu müzikal bir kefeye koyabilmek ya da popüler başka gruplardan örnekler vererek, “işte bu tarz müzik yapıyorlar!” demek inanın çok zor. Genel değerlendirmelerde yaptıkları müzik Indie Pop, Indie Rock ya da Alternatif Pop olarak vurgulansa da bu kategorilendirmeler pek de başarılı değil. İlk albümleri 2009 yılında, dört üye ile birlikte, xx ismi ile yayınlanıyor ve çok ciddi başarılar elde ediyor. Birçok tanınmış müzik dergisi tarafından yılın en başarılı albümlerinden biri olarak gösteriliyor xx ve The xx de ilerleyen yılları sallayacak gruplar arasında kendine yer bulmaya başlıyor. Özellikle Intro, Crystalised, Basic Space ve Infinity gibi parçalar tam bir hit haline geliyor.

Ufak bir bilgi vermek adına; grubun ilk albümü gece saatlerinde ufak bir garajda kaydediliyor. Grubun yaptığı müziği önerirken arkadaş çevremde “The xx’i gece karanlığında, yüksek sesle ve tek başınıza dinleyin” önerim sanıyorum bu bilgi ile daha da anlamlı hale gelmiştir.

 

Grubun ilk albümünde bir çok şarkı, inanamayacağınız kadar farklı alanlarda kullanılmıştır. Bu alanlara bakmak gerekirse; seçim kampanyası, defileler, Avrupa Futbol Şampiyonası, reklamlar, filmler, House, Person of Interest, Cold Case gibi diziler örnek verilebilir.

2012 yılında The xx, ikinci albümü olan Coexist’i piyasa sürüyor. Bu albümün temasına baktığımız zaman xx kadar karanlık ve derin bir albüm olmadığını görüyoruz, elektronik öğelerin daha ön planda olduğu, daha çok club müzik tarzına yaklaşıldığı bir albüm karşılıyor bizleri. Bu durum ilk başlarda benim gazabıma uğrasa da, albümün içerisinde Sunset, Swept Away gibi çok özel parçalar olduğunu zaman içerisinde keşfettim.

Coexist, tıpkı ilk albümün başarısı gibi, listelerde üst sıralarda kendisine yer buluyor. Zaten The xx söz konusu olduğunda tüm dünyada beklentiler çok büyük. Ciddi manada gelecek 10-15 yıla damga vurması bekleniyor The xx‘in. Grubun popülaritesi her geçen gün artmakta ve ülkemizde de özellikle son 2 yıldır çok ciddi bir hayran kitlesi yaratmakta. Benim gözlemlediğim kadarıyla, çok farklı müzik türleri dinleyen insanları ortak bir noktada buluşturabiliyor The xx. Metal Müzik dinleyeninden, tamamen elektroniğe gönül vermişine kadar her alandan dinleyicileri var.

07 Ağustos 2013 tarihinde ülkemize ilk kez geldiler ve Parkorman/İstanbul’da sahneye çıktılar. Yaklaşık 1 saat 10 dakika sahnede kaldılar ve en az 7-8 bin kişiye çok keyifli bir akşam yaşattılar. Sahne ışıkları, ses kalitesi, seçtikleri parçalar muazzamdı. Kendimi çok şanslı hissediyorum bu grubu canlı izlediğim için ancak bir defa ile yetinilebilecek bir şey değil bu, mutlaka yeniden yaşanması gereken bir tecrübe.

Romy Madley Croft – Gitar ve Vokal
Oliver Sim – Bass ve Vokal
Jamie Smith – Ritimler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir