Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri 3. Bölüm Detaylı İncelemesi (The Rings of Power 1. Sezon)

Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri 3. bölümü yayınlandı. Ada Krallığı Númenor’u ve halkını ilk kez gördüğümüz bölümde Tolkien külliyatından bir sürü detay ve easter egg bizleri karşıladı. 3. bölüm detaylı incelemesini sizler için hazırladım.

Güç Yüzükleri 3. Bölüm İncelemesi

Öncelikle dizinin 3. bölümün adı “Adar”

“Adar” ya da “Ada” kelimesi Sindarin lisanında, “Atar” kelimesi de Quenya lisanında baba anlamına gelmektedir. Bölümün adı, Orkların “Adar” diyerek tezahürat ettiği sahnede gördüğümüz ve yüzüne odaklanılmayan karakterden geliyor gibi duruyor. Öte yandan bu karaktere bölümde pek yer verilmemesi sebebiyle, yine bir baba olan ve bu bölümde çocuklarıyla ilişkisini izlediğimiz Elendil’e de gönderme olabilir bu bölümün adı.

Güç Yüzükleri 3. bölüm Southlands Orcs Orklar

3. bölüm bir önceki bölümde kaçırılan Arondir ile başlıyor. Arondir’in Orklar’ın elinde esir alındığını ve bir çeşit çalışma kampına götürüldüğünü görüyoruz. Burada “Neden geçtiğimiz bölümlerde Arondir’i aramıyorlar?” diye düşündüğümüz Arondir’le aynı birlikten olan Elf gözcüleri de var. Muhtemelen onlar da gafil avlanarak orkların eline esir düşmüşler. Orklar, Adar diye bahsettikleri bir liderin emrinde bir araya gelmiş gibi görünüyor. Sauron pek çok farklı isimle anıldığı için Elfler, Adar’ın Sauron olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Burada Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit filmlerinde de farklı farklı rollerde yer almış Jed Brophy’nin canlandırdığı Ork’u görüyoruz ilk defa. Dizide de yer alarak Orta Dünya için bu yüzyılda yapılmış tüm büyük yapımlarında yer almış oldu böylece.

Orklar Güney topraklarının büyük bir kısmını kazıyor ve kendilerine geçiş tünelleri yapıyorlar. Güney’de yaşayan ya da yolu oradan geçen Elf ve İnsanları köle alarak gün ışığında da çalışmalarına ara vermiyorlar.

Öncelikle Orklar esir alır ve köle yaparlar. Eskiden Karanlık Güç’ün köleleri olan Orklar kendi türlerini bile köleleştirmeleriyle ve yakaladıkları düşmanlarını genelde acımasızca çalıştırmalarıyla tanınırlar. Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü – Gölge Diyarı bölümünde Frodo ve Sam Mordor’da Ork bölüğüne denk gelir:

“Sam nefesini tuttu. Artık sıranın yarısı geçmişti bile. Derken aniden köleleri götürenlerden biri yol kenarındaki iki cismi fark etti. Onlara doğru kırbacını şaklatarak bağırdı: “Hop sizler! Ayağa!” Cevap vermediler; o da bağırarak bölüğü durdurdu.”

Orklar gün ışığından hoşlanmaz ve rahatsızlık hissederler ama vampir gibi güneşten de etkilenmezler. Bunu “Daha dün güneşte göreve çıktım.” diyen Ork’tan anlıyoruz. Güneşten hoşlanmıyorlar ve tenlerinde sızı hissediyorlar. Yüzüne güneş ışığı vuran Ork’un teninde yanık oluşuyor. Fakat anlık olarak yok olma veya toza dönüşme gibi bir durum yok. Fiziksel olarak acı çekiyorlar. Burada mübalağa ile “Eğer Adar isterse kömür olana kadar güneş altında kalırsın.” deniyor. Bunun söylenme nedeni Adar’ın Orklar için ne kadar kritik bir konumda olduğunu vurgulamak. Abartı ifadesi için kömür kullanılıyor. Yoksa güneşi görünce kömür olmuyorlar. Ayrıca kamp yeri ve tünel boyunca güneşten korunmak için tente gibi bir şey yapmışlar.

Yüzüklerin Efendisi: İki Kule – Ağaçsakal bölümünde şöyle denir:

“Büyük Karanlıkta zuhur eden kötü şeylerin bir alameti de güneşe tahammül edememeleridir. Bazı Orklar ışığa diğerlerinden daha iyi dayansa da hepsi ışıktan nefret eder ve güneş ışıldarken nadiren açıkta seyahat ederler.”

Arondir yarı baygın bir şekilde bakarken, 2 tane ork, farklı bir tünele doğru koşuyor. Biri durup Arondir’e bakıyor ve o da koşmaya devam ediyor. Fakat tünelin ucundan parlak bir ışık geliyor. Ve ana tünelden farklı görünüyor gibi. Belki burası Adar’ın bulunduğu bölge olabilir.

Galadriel ve Halbrand ise nihayet okyanustan kurtulacakları ana doğru gidiyorlar. Galadriel’in bilinci, Halbrand’dan sonra yerine gelmiş. Uyandığı an hançerini kontrol ediyor ve olmadığını fark ediyor.

İnternette gördüğüm bazı yorumlar sebebiyle şunu belirtmek zorundayım. Elflerin de karnı acıkır, Elfler de suya ihtiyaç duyarlar ve Elfler de yorgun düşerler. Galadriel ve diğer tüm Elfler de Tanrı değildir. Yaşlılıktan ve hastalıktan ölmezler ama bu diğer sebeplerden ölmeyecekleri anlamına gelmez.

Halbrand yemeği verirken zehirli değil, en azından insanlar için diyor. Silmarillion’da Kara Elf Eöl oğlu Maeglin’i öldürmek için ona bir cirit fırlatır. Maeglin’in annesi Aredhel araya bedenini koyarak kalkan olur. Aldığı yara küçük görünmesine rağmen cirit zehirli olduğu için Aredhel ölür. Yani Elfler zehre karşı da ölümsüz değillerdir

Galadriel Numenor gemisinin güvertesine çıktığında ilk olarak geminin yelkenlerine bakıyor. Gemi yelkenleri, Gondor ve Arnor krallarının tacına benzeyecek şekilde tasarlanmış. Çok uzun bir süre sonra bir Numenor gemisinin güvertesinde bir Elf bulunduğu için gemideki herkes ona dikkat kesilmiş durumda. Bunu “Eldar’dan biri. Benim gemimde.” diyerek Elendil de vurguluyor. Eldar ismi Vala Oromë tarafından ilk başta tüm Elf’lere verilen, ama daha sonra yalnızca Büyük Yolculuk’a çıkarak Valinor’a gelen Batı-Elf’lerine verilen bir isim.

Galadriel Hançerinin Elendil’de olduğunu görüyor. Kitapta Galadriel’in Elendil ile tanışması gibi bir an anlatılmıyor. Galadriel normalde Numenor’a gitmiyor.

Numenor’a giriş sahnesinde gözcü kulesinde işaret ateşi yakılıyor. Şehre haber vermek amacıyla kullanılıyor muhtemelen. Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde işaret kulelerinin yakılması gibi, ama burada acil bir durum sebebiyle değil, yalnızca haber vermek için.

Şehrin girişinde eski ve yeni pek çok heykel görüyoruz. Bunlar eski Numenor Kralları olabilir. Ancak bir tane heykel var ki, direkt olarak Numenor’un tarihine bir gönderme olarak gösteriliyor. Bu heykel yüksek ihtimalle Numenor adasını Valar’ın emriyle yükselten Maia Osse ya da Denizlerin Kralı Vala Ulmo.

Güç Yüzükleri 3. bölüm Numenor Şehir

Gördüğümüz şehir Numenor’un başkenti Armenelos ve şehirde gördüğümüz dev heykel ise Elrond ve Elros’un babası Earendil’e ait. Yüzüklerin Efendisi kitapları Ek A bölümünde “Numenor’un başkentinin merkez iskelesinde, Kadim Günler’de Orta Dünya’yı kurtaran ve bu insan krallığının kraliyet soyunun atası olan Yarı Elf Denizci Earendil’in heykeli yükselir.” der.

Ek olarak Earendil heykelinin sol tarafında bir kuş motifi var. Earendil’in eşi Elwing’in geçici olarak Ulmo tarafından kuşa dönüştürülmesiyle ilgili bir gönderme olabilir bu.

Numenor’a geldiklerinde de Elf’in varlığının Numenorlular için uzun süredir görülmeyen bir şey olduğu etraftakilerin bakışlarıyla vurgulanıyor. Burada Halbrand ve Galadriel arasında geçen konuşmalarda Numenor tarihinin o zamana kadarki sürecini ve Orta Dünya’daki insanlar ile Numenor’daki insanlar arasındaki farkı anlıyoruz.

Güç Yüzükleri 3. bölüm Halbrand Ulfang

Halbrand’ın ataları Melkor’un yanında Sayısız Gözyaşı Savaşı’nda savaşmış ve Elflere ihanet etmiş kişiler. Yüksek ihtimalle Ulfang soyundan gelen Doğulular. Elflerin yüreklerinin soğuduğu ve gelişmişlik açısından geri kalmış bir soy.

Numenorlular ise Beleriand savaşlarında iyi tarafta yer alarak Elflere yardım etmiş Edain soyundan insanlar. Bu sebeple Valar tarafından Numenor adasıyla ödüllendiriliyorlar. Galadriel’in duyduğu kederin sebebiyse bu insanların Elflerden uzaklaşmış olmalarından kaynaklı bir keder.

Halbrand’ın demircilere baktığı bir sahne var. Burayla alakalı detaylara az sonra değineceğim.

Numenor şehir tasarımında Ada Krallığı için kritik bir unsur olan su ön planda tutulmuş. Su kemerleri ve yolları sıkça karşımıza çıkıyor. Ayrıca kadim Elf yapılarından da birkaç örnek görüyoruz ama ölümlü insanların görkemli yapıları arasında sıkışıp kalmış, terk edilmişler. Bunlardan birisi Numenor’un Ak Ağacı Nimloth’un çevresini saran kemerler, bir diğer ise saraya yakın bir noktada duran eski bir yapı. Bu yapının çevresindeki ağaçlar da dikkat çekiyor. Adanın geri kalanında ağaç yalnızca dağ ve tepelerde görünüyor. Şehirdeki diğer yapılarda yok denecek kadar az. Numenor ve ağaçlar ile ilgili mevzuya muhtemelen önümüzdeki sezonlarda girilecektir ama burada da hoş bir detay olmuş.

Ayrıca Gondor’daki Minas Tirith’in uç kısmına benzeyen kısmın başlangıcında 2 heykel gözüküyor. Bu heykellerden birinin tuttuğu silahın kabzası Narsil’i anımsatıyor.

Numenor meclisine gelindiğinde halihazırda bir gündem olduğu ve sarayda bunun konuşulduğu görülüyor. Elendil’in tek kelime etmeden, Numenorlu muhafıza durumun aciliyetini anlatması da dramatik olarak etkileyici bir an olmuş.

Güç Yüzükleri 3. bölüm Ar Pharazon

Pharazon’u ilk gördüğümüz anda yanında yer alan kişiler ilerleyen sekanslarda Halbrand’la beraber gördüğümüz kişiler.

Halbrand burada daha diplomatik yaklaşan tarafken, Galadriel daha hırslı, tutkulu, motive ve hedefine bir an önce ulaşma odaklı. Bu Galadriel, Maia Melian ile tanışmadan önceki, Feanor’la aynı görüşleri paylaşan Galadriel’e çok daha yakın duruyor. Yüzüklerin Efendisi’nde gördüğümüz, olgunlaşma evresini tamamlamış, güç yüzüğü Nenya’ya sahip bir Elf Kraliçesi değil. Kendinin de tanımladığı gibi, o henüz yalnızca Finarfin’in kızı bir Noldor Elfi ve Gil-galad’ın komutanlarından biri. Kitapta 2. Çağ’da bu şekilde değil, dizide bir karakter gelişimi izletme adına Noldor’un İsyanı zamanlarındaki halini yansıtıyorlar. Diziler için bu tarz karakter gelişimleri izleyicinin karakterle bağ kurabilmesi ve bu ilerlemeyi gözlemleme adına önemlidir. Breaking Bad’teki ezik, lise kimya öğretmeni de hep o şekilde kalmadı sonuçta, değil mi?

Numenor’da kimsenin diz çökmediğini öğrendiğimiz kısımda ise, Halbrand ve Galadriel’in birer konuk olarak, saygı gösterme ve uyum sağlama amaçlı bu şekilde hareket ettiklerini görüyoruz.

Elflerin insanlara karşı tek bir bakış açısı yoktur. Yaklaşımları kişisine değişir. Örneğin Doriath Kralı Elu Thingol, İnsanları hizmetine bile almazdı ve yalnızca Doriath’a girdiği için bile Beren’i memnuniyetle öldürmeye yatkın bir Elftir. Gondolin Kralı Turgon ise Húrin ve Huor’u memnuniyetle karşılayan ve hatta insanlara olan sevgisinden ötürü Tuor’un kızıyla evlenmesine izin veren bir Elftir.

Galadriel konuk olarak yer aldığı bir yerde usul gereği saygıdan insanlara bu şekilde yaklaşıyor olsa da devamında diplomasi adına baya zayıf kalıyor ve gereksiz sert karşılıklar veriyor.

Orta Dünya’ya ulaşım için gemi talep ediyor. Burada Pharazon’un yanıtı “Buna izin verilmeyeli nesiller oldu.” şeklinde.

Bir Numenorlu için buradaki “Nesiller” aslında çok uzun. Her ne kadar zaman sıkıştırması olsa da bunun vurgulanması çok önemli bir detay. Miriel Elendil’le olan ileriki bir sekansta bunu çok güzel vurguluyor hatta.

Güç Yüzükleri 3. bölüm Miriel

Halbrand’ın kurnazca araya girip zaman kazanması da Sauron mu acaba diye düşündürten bir kısım. Ama Sauron değil yüksek ihtimalle, bunu da ilerleyen kısımlarda görüyoruz.

Halbrand Elendil’e sarılarak Galadriel’in hançerini çalıyor ve çaktırmadan Galadriel’e veriyor. Halbrand yalnızca karizma yapma peşinde. İki karakter arasında romantik bir ilişki yok. Diziye Galadriel’in eşi Celeborn eklenecek, defalarca söylendi bu.

Pharazon burada Miriel’e babalarınızın sorunlarını yeniden üzerimize çekmeyelim derken, Numenor’un mevcut kralı Tar-Palantir’den ve Elflerle eskiden olan yakın ilişkilerden bahsediyor.

Miriel, Pharazon’a Elendil’in kim olduğunu soruyor. Bu sahnenin amacı tamamen karakteri izleyiciye tanıtmak. Yoksa Miriel ve Elendil çok uzaktan da olsa akrabalar, bir noktada illa ki tanışmışlardır.

Isildur’u gemici adayı olarak görüyoruz. Aklı başka yerlerde ve oldukça dalgın. Bir kadın sesi sadece onun duyacağı şekilde, ona “Isildur” diye fısıldıyor. Şu an için bu sesin kültistlere ait olduğunu tahmin ediyoruz, belki de yalnızca yakın zamanda ölen annesinin sesi kafasında yankılanıyordur. Ancak Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde Elrond’un Isildur’a seslenmesini çağrıştırdığı için aynı zamanda da bir easter egg bu sesleniş.

Numenor medeniyetin zirvesi bir ülke, Orta Dünya’dan fersah fersah ilerideler pek çok konuda. Lonca mantığıyla gemicilik, inşaat gibi teknik konularda eğitimler verilebilir, sınavlar yapılabilir. Denizcilik ise bu ada krallığının odak noktası olduğu için, Numenorlular için deniz kutsal bir şey. Bu yüzden deniz her zaman haklıdır.

Güç Yüzükleri 3. bölüm İsildur

Isildur’un kız kardeşi Eärien bir atla beraber geldiğinde kardeşine değil de ata sarıldığı kısımda da kahkaha attım. Belki çok basit bir şey ama belirtmeden geçmek istedim. Bu kısımda beni rahatsız eden tek şey Isildur’a kısaca Isil diye hitap edilmesi. Samwise, Meriadoc, Peregrin gibi isimlerin Hobbit’lerde kısaltıldığını biliyoruz ama insanlarda böyle bir durum olmaması lazım. Ufak bir şey belki ama söylemekte fayda var.

Miriel, Numenor’un Ak Ağacı Nimloth ile ilgili konuşurken Sadıklar’dan bahsediyor ve buradaki kritik bilgi Valar’ın yani Orta Dünya’nın tanrısal varlıklarının gözünün her daim üzerlerinde olduğunu söylemesi. Elendil ile Miriel arasında Elendil ismi üzerinden geçen konuşma tamamen Elendil’in kime sadık olduğunu sorgulamak adına. Yoksa Miriel atası Tar-Elendil’den bu ismin anlamını zaten biliyor.

Elendil’e verilen kılıç Narsil mi değil mi net bilgi yok. Ancak yüksek ihtimalle değil. Filmlerdeki Narsil’in tasarımı John Howe’a aitti. Kendisi dizide de çalıştığı için aynı ya da benzer tasarımı kullanma haklarına sahiplerdir diye düşünüyorum. Bu kılıç, verilen özel görev ve terfiyle alakalı bir Numenor süvarisi kılıcı gibi duruyor.

Ayrıca Míriel Elendil’e neden Galadriel’i Númenor’a getirdiğini sorduğunda: “Yine de, büyükbabamın büyük büyükbabasının hükümdarlığından beri Elfler kıyılarımızda istenmemesine rağmen, bu teamülü bozmayı seçtin.” diyor. Burada bahsettiği, 20. kral Ar-Adûnakhôr oluyor. Lore’a göre onun döneminden itibaren Elf dillerinin kullanımı yasak. Bu yüzden Númenor’a gelmeyi bırakıyorlar. Elflerin istenmemesi ile dillerinin yasaklanması son derece tutarlı davranışlar. Dizi yapımcıları Numenor’da bu detayı bile atlamamışlar.

Güç Yüzükleri 3. bölüm Orklar

Güney Toprakları’ndaki sahnelere geçtiğimizde Orkların bir şey aradıklarını söylüyorlar. Muhtemelen aradıkları şey Theo’nun kılıcı. Orklar yolu kapatan ağacı kesmek istediklerinde Elfler buna sert bir şekilde tepki gösteriyor. Silvan Elfleri ağaçlara karşı büyük bir sevgi taşır. Ahşaptan ve içindeki hayattan keyif alırlar. Palamutların büyüyüp ulu ağaçlara dönüşmelerini izlemeyi severler. Yeterince vakit harcarlarsa, ağaçların seslerini duyabileceklerini ve düşüncelerini anlayabileceklerini söylerler.

Bu yüzden Arondir ağacı kesmek zorunda kalmadan hemen önce “Ánin apsene” diyor, yani “Beni bağışla.” Ağaçlara ve doğaya duyduğu derin sevgiyle tanıdığımız Tolkien’i muhteşem yansıtan bir sahne bu.

Ork komutanın su verdiği sekansta, ilk başta zehirli bir su ya da Ork sidiği tarzı bir şey çıkacak zannettim. Ancak Ork komutan bizi de ters köşeye düşürerek Elflerin gardını düşürüyor ve onları gafil avlıyor. Bu hamleyle üzerlerinde psikolojik üstünlük de kurmuş oluyor. Bu Ork komutan dizi röportajlara göre dişi bir Ork ayrıca.

Arkadaşı öldürüldükten sonra, dizdar Revion “Huna hravan” diye bağırıyor Orklara, yani “lanetli yaratıklar”.

Ayrıca, çok geniş bir bölgeyi kazdıklarını gördüğümüz yerde, ağaçların kesildiğini ve yakıldığını, toprağın çoraklaşmaya başladığını ve zehirli hale geldiğini görüyoruz. Bazı bölgelerde yeşil dumanlar çıkıyor.

Galadriel, Elendil ile karşılaştığında Elendil’in ona kusursuz bir Elfçe ile seslendiği ve halen Elf yanlısı Numenorlular olduğunu söylediği an harika bir andı.

Güç Yüzükleri 3. bölüm Numenor Elendil

Elendil, Galadriel’de kendi çocuklarının özellikleri olduğundan bahsederek aslında çocuklarının da karakterine dair ufak bilgi verilmiş oluyor.

Ayrıca, Numenor’un kurucusu Elros’un yaptırdığı İrfan Salonları’ndan da bahsediliyor. Ve oraya doğru atla yola çıkıyorlar.

At sürdüğü için çok mutlu olan Galadriel’in absürt derecede komik slow motion sahnesini izliyoruz. Bu sahne meme olsun ve konuşulsun diye yapılmış, çok bariz. Ben hiç beğenmedim şahsen. Başkası adına utanır ve cringe olursunuz ya, öyle bir andı. Böyle güzel bölüme yakışmadı.

Alt insan olarak görülen Halbrand’ın bir demirci olarak Numenor’da kalmaya çalıştığını görüyoruz. “Bu adada bu zanaatı benden daha iyi bilen yoktur.” diyor Halbrand. Sauron, orijinal ismiyle Mairon ilk başlarda, Demirci Vala Aule’nin yardımcısı olan bir Maia ve üstün bir zanaatkar. Burada Halbrand’ın kurduğu cümleler, handa herkesin gönlünü alması, kurnazlığı, hediye veriyor olması ve devamındaki dövüşte 4’e 1 kurduğu üstünlük izleyicinin kafasını karıştırmaya ve Sauron olduğunu düşündürmeye yönelik şeyler. Ancak durum böyle değil, ilgili sahne gelince değineceğim.

Burada harcadığı parayı kesesinde taşıyor olabilir, diğer çaldığı şeyler gibi kolaylıkla bunu da çalmış olabilir, ya da belki de bulunacakları 3 gün için Numenorlular tarafından verilmiştir.

Alt insan ifadesine değinecek olursak, Orta Dünya’da kalan “sıradan insan” veya “alt insanlar”ın aksine, Númenórlulara daha uzun ömürler bahşedilmiştir. Daha evvel zamanlardaki normal bir insan ömrünün üç misline kadar yaşarlar.

İrfan Salonu’na geldiğimizde duvar halısında Elros ve Elrond karakterlerini görüyoruz, ayrıca aynı halıda bu iki karakterin babaları Earendil’in yıldızı da var. Elros, Numenor’un ilk kralı ve Elrond gibi bir yarı elf, ancak Valar tarafından seçim sunulduğunda faniliği ve insan hayatını seçiyor.

Bu kısımda ayrıca Tar-Palantir’in bir kulede hayatta olduğunu ve hala Elflere sadık kaldığını öğreniyoruz. Bu sebepten tahttan indirilmiş. Elflerle Numenorlular arasında açılmakta olan uçuruma bir vurgu olmuş bu kısım.

Galadriel’in Sauron’un simgesi olarak düşündüğü şeklin bizim de tahmin ettiğimiz gibi Mordor haritası olduğunu öğreniyoruz İrfan Salonu’ndaki kaynaklardan. İlgili kaynak düşman zindanından kaçan bir casusun beyanı. Kulenin yerini belirtmek için yaptığı çizim, Barad-dûr’la bağlantılı olabilir.

Buradan ayrıca şu çıkarımları yapabiliriz. Forodwaith’teki simge Orklara bırakılmış bir yönerge. Finrod’un bedenindeki simge ise düşük bir olasılıkla olsa da, belki de Finrod’un bizzat kendisinin ölmeden önce bıraktığı bir mesaj.

Ayrıca, bu casusun getirdiği bilgiler Kara Lisan’da Sauron’un Güney Toprakları’nı kendi diyarı haline getirme planından bahsediyor. History of Middle-earth’e göre Mordor ve Orodruin, Melkor tarafından Sauron için şekillendirmiştir. Dizideyse Sauron’un bu nihai planı hayata koymaya başladığını görüyoruz.

Güç Yüzükleri 3. bölüm Meteor Man Stranger Yabancı

Kılayaklara geçtiğimiz kısımda göç etme zamanlarının çok yaklaştığı anlatılıyor. Tahmin ettiğimiz gibi Nori göç rehberi Sadoc’un Yıldız Kitabı’nın peşindeymiş. Ayrıca Poppy’nin ailesini kaybettiğini ve Kılayakların göç ederken güçlü olanların hayatta kaldığı bir ilkeyi benimsediklerini görüyoruz. Meteor man olarak tanıdığımız yabancı ise konuşmaya başlıyor yavaştan. Yine de burada yükselen alevleri de görmezden gelmemek lazım. Anor alevi değil de kötücül bir gönderme olabilir bu alev bağlantısı.  Meteor man, geride kalan Brandyfoot ailesine yardım ettiği ve “dost” dediği kısımda iyice Gandalf hissiyatı veriyor. Hepimizin aklına Mellon gelmedi değil.

Güç Yüzükleri 3. bölüm Kılayaklar

Kılayak bölümlerini genel olarak beğensem de, burada “Elanor Kellamark Brandyfoot” diye seslenilen kısım olmamış gibi. Fazla popüler kültür diyebileceğim bir azarlama olmuş bu.

Isildur, Earien ve Elendil’in sahnelerine geçtiğimizdeyse, Isildur’un Galadriel’i tanıdığını ve Orkların felaketi olarak bildiğini öğreniyoruz. Çocukları eğlendirmek için yapılan kukla oyunu ise dizinin ileriki bölümleri için bir foreshadowing olabilir. Miriel ve Galadriel’e benzer iki kukla ve karşılarında zırhlı bir düşman görüyoruz.

Isildur’un babasının yolundan gidip bir denizci olma konusunda isteksiz olduğunu görüyoruz. Burada Anarion’un adı geçiyor, diziye ekleneceğini zaten biliyorduk ama belli ki Elendil’in bir konuda sözünü dinlememiş. Bunun üzerine Elendil’in “Batı kıyıları artık bize uygun değil.” ve “Geçmiş öldü.” ifadeleri yüksek ihtimalle Numenor’un batı kıyısı Andúnië ve Isildur ile Earien’in anneleriyle alakalı bir durum. Elendil bu durumu belli ki Anarion’la da tartışmış. Detaylarını muhtemelen önümüzdeki bölümlerde öğreneceğiz.

Elendil’in “ah tanrılar” diye serzenişte bulunduğu kısımda kastettiği elbette ki Valar. Bu esnada Earien’in inşaat loncasına kabul edildiği haberi geliyor. Earien’in Melkor Tapınağı’nın ya da belki Minas Tirith gibi Orta Dünya’daki ikonik yerlerin mimarı olacağını düşünüyorum. İnşaat loncası vurgusu bu kadar yapılmazdı yoksa.

Galadriel’in Halbrand’ı ziyaret ettiği zindanda muhtemelen Maia Uinen’in heykelini görüyoruz. Halbrand’ın soylu bir güneyli olduğunu öğreniyoruz burada. Ulfgang soyundan gelme ve vaadedilen kral olma ihtimali güçlendi. Filmlerdeki Aragorn gibi atalarının zayıflığının kendinde de olabileceğini düşündüğü için bu ünvandan bilerek kaçıyor olabilir.

Dizide dramatik bir etki adına Halbrand gibi karakterleri zamanla bize sevdirip, sonradan istemeyerek kötü tarafa geçişlerini izletebilirler. Yani, Halbrand ileride 9 Nazgul’den biri olabilir. Ve şu an için Sauron değil gibi duruyor.

Ayrıca Galadriel’in “karşılaşmamız tesadüf değildi.” demesi belki de Eru’nun onları birbiriyle karşılaştırmak istediği şeklinde yorumlanabilir.

Miriel tırmandığı kulede babası Tar-Palantir ile konuştuğunu görüyoruz. “The Elf” yani spesifik olarak bir Elf’ten bahsediyor. Tar-Palantir ismen zaten “ileri görüşlü” demek. Dolasıyla bir çeşit öngörüde bulunmuş belli ki ya da bu konuda bir kehanet var. Galadriel ileriki bölümlerde Tar-Palantir ile gizlice görüşecek ve Palantir’e bakacak gibi duruyor.

Geldik kapanış sekansına. Elflerin kaçıp yardım getirmeye yeltendikleri sahnede yeni Warg tasarımı dikkat çekiyor. Vahşi olduğu kesin, fakat modelleme konusunda o vahşilik tam olarak verilmemiş. Gözlerinden ötürü fazlaca köpeksi duruyor ve bu durum biraz da sevimlilik katıyor. Fakat CGI’ı kusursuza yakın.

güç yüzükleri 3. bölüm arondir

Ayrıca bu sahnelerde gösterdikleri kan ve şiddet seviyesi ileriki sezonlarda göreceğimiz spesifik sahneler için umut verdi. Çok detaylı girip spoiler vermek istemiyorum.

Arondir, ölen Dizdar Revion için “Hano!” diye bağırıyor, yani “kardeşim”. Ayrıca ölümü Boromir’in ölümünü de çağrıştırıyor yediği oklar sebebiyle. Arka planda ise ilk okla onu vuran ve sevinen bir Ork görüyoruz.

Legolasvari aksiyon sahnelerinin ardından Arondir’i en sonda Adar’a götürüyorlar. Bulanık görüntüsü bile harika görünüyor. Kulakları sivri gibi duruyor. Ayrıca 4. Bölüm teaser’ında Arondir ona Elfçe “Sen kimsin?” diyor. Adar’ın Elf olma ihtimalini artıran bir başka detay.

3. bölüm videoda da bahsettiğim birkaç şey dışında bence çok iyiydi. 4. bölüm incelemesinde görüşmek üzere diyor ve hepinize iyi seyirler diliyorum.

Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri 3. Bölüm Detaylı İncelemesi (The Rings of Power 1. Sezon) videomuzu izlemeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Eğer Orta Dünya hayranıysanız, bizi TwitterInstagram ve Facebook üzerinden takip etmeyi unutmayın!

The Lord of the Rings: Rings of Power yani Güç Yüzükleri dizisiyle ilgili son haberleri takip etmek için portalımıza, Orta Dünya ile ilgili tartışmalara katılmak için de forumumuza mutlaka bir göz atın.

YouTube ve Twitch kanallarımıza da bekleriz.

Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri İlk 2 Bölüm Detaylı İncelemesi hakkında yorum yapmayı unutmayın!

Mutlaka Okuyun!

Güç Yüzükleri 2. Sezonu Tamamen Kötülerle İlgili

Güç Yüzükleri 2. Sezonu “Tamamen Kötülerle İlgili”

Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizisinin yapımcıları 2. sezonun “tamamen kötülerle ilgili” olduğunu ve herkesin sağ …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir