Martin Freeman neden Bilbo rolüne seçildi?

The Two Towers filminin extended versiyonuyla gelen bonus DVD’lerde Gollum için ayrılmış başlı başına bir bölüm vardır, Peter Jackson o bölümde Gollum karakterin hem CGI olarak hem de seslendirme olarak düzgün yapılmasının filmin başarısı açısından hayati önem taşıdığını vurgulayıp durur. Andy Serkis’in ve WETA Digital’ın bana göre üstün başarılı çalışması sonucu ise Gollum karakteri layıkıyla canlandırılmıştır ve film de gereken takdiri görmüştür.

Aynı kritik durum her ne kadar karakter için büyük çaplı CGI gerekmese de (gerçi gerekse bile 2012 yılında, 1999-2001’e göre oldukça kolay olurdu) filmdeki en önemli role sahip Bilbo karakteri için de geçerli. Kitaba bakacak olursak, Yalnız Dağ görevine çıkan ekibin, Yüzük kardeşliğinden çok önemli iki farkı bulunmaktadır: Çeşitlilik ve işe yararlılık. Yüzük kardeşliği 9 kişiden ve 4 farklı ırktan (+1 büyücü) oluşurken ve her birinin hikaye boyunca çok kritik olarak değerlendirilebilecek rolü varken, Yalnız Dağ ekibi ise hikaye boyunca neredeyse hiç bir halta yaramayan 13 cüce, yolculuk boyunca bir oraya bir buraya gidip gelmekten ekiple çok az vakit geçiren Gandalf ve ekibi macera boyunca sırtlanan süper hobbitimiz Bilbo Baggins’ten oluşuyor. Filmlere daha farklı yansıtacaklardır diye tahmin ediyorum bunu, cüceleri figüran olarak bırakmazlar ve Gandalf’ı da muhtemelen ekipten ayrıldığı zamanlarda da görürüz (YE’de yer almamasına rağmen Saruman’ın Isengard’ta yaptıklarını nasıl gördüysek, bu da benzer şekilde işlenir.). Ama filmlerde ne kadar farklı yansıtılırsa yansıtılsın, Bilbo karakterinin rolü çok büyük, dolayısıyla doğru aktör tarafından oynanması filmin başarısını doğrudan etkileyebilecek bir şey.

Martin Freeman ismi belli olalı oldukça uzun zaman geçti (1,5-2 yıl kadar sanırım). Genel olarak baya olumlu tepki aldı bu tercih. Fiziksel olarak role olan yatkınlığı, Sir Ian Holm’e genel hatlarıyla onun gençliği olabilecek kadar benzerliği, Bilbo Baggins gibi bir karakter için uygun olan sempatik mizacı bana göre bu olumlu tepkilerin kaynağıydı. Aralık 2011’de fragmanı ilk izlediğimde olumlu izlenimlerin hakkını verdiğini ve kendisinin rol için yatkın olduğuna emin oldum. Ama bu rol için yapılabilecek en mükemmel tercih olduğuna henüz dün ikna oldum.

2005 yılında winterwolf ve Valence ile The Hitchhiker’s Guide to the Galaxy (Otostopçunun Galaksi Rehberi) adlı kitabın film uyarlamasını izlemek için beraberce sinemaya gitmiştik. O zamanlar sadece eğlenceli bir film olarak gelmişti, üzerinde pek durmamıştım. Geçenlerde internette gezinirken ismine rastlayınca aradan geçen 7 yılda konusunu, oyuncuları falan hep unutmuşum onu farkettim. Filmde uyudum mu ya da aklım tamamen başka yerde miydi diye kendimden şüphe ettim, zira bu tarz bir şey neredeyse hiç olmaz. Oyuncu kadrosunda Martin Freeman’ın yanı sıra, Zooey Deschanel, Bill Nighy, John Malkovich, Helen Mirren, Alan Rickman, Sam Rockwell, Stephen Fry gibi tanıdık isimler yer alıyor. Hal böyle olunca, bu filmi bir kez daha izleyeyim dedim ve dün izledim.

Öncelikle bu sefer filmi hakkını vererek izlediğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Gerçekten çok kaynak ve çok eğlenceli bir film. Orijinal ve yaratıcı bir hikayesi var, espriler oldukça özgün. Farklı bir mizahi anlatış tarzı var ve sitcom’lara alışkın bünyeye farklı bir soluk olarak geliyor. İzlemenizi kesinlikle tavsiye ederim.

Konumuza geri dönelim. Bilbo rolü için neden Martin Freeman’ın mükemmel olduğunu düşünüyorum? Bunun cevabını direk film veriyor. %100 eminim ki Peter Jackson da kendisini bu rol için düşünürken bu filmi izledikten sonra vermiştir bu kararı. Martin Freeman’ın The Hitchhiker’s Guide to the Galaxy’de oynadığı Arthur Dent karakteri, karakterin başına gelenler, yaşadığı serüven Bilbo Baggins karakteri ve hobbitimizin hikayesiyle büyük benzerlikler taşıyor. Evinde, alışkın olduğu ortamda yaşamaktan hoşlanan, serüvenden, heyecandan uzak duran, evinde çay içmekten keyif alan bir adam, kendini bir anda galaktik yol yapımında kestirme yolun geçeceği için yıkım kararı çıkan Dünya’yı uzaylı arkadaşının yardımıyla üzerinde yalnızca robe de chambre’ıyla terketmek zorunda kalmış, galaksinin bilmediği yerlerinde kendi kontrolü dışında bir serüvene atılmış bir şekilde buluyor. Bu serüven esnasında kendine güveni geliyor, diğerlerine kendini kanıtlıyor ve hiç bilmediği yönlerini keşfediyor. Çıkın Çıkmazı’nda pipo tüttürmekten keyif alan, Shire dışını bilmeyen, serüvenden uzak duran, bir büyücünün ziyaretiyle hayatı değişen, kendini bir anda mendilini bile alamadan Orta Dünya’nın uzak köşelerinde serüvene atılmış bir şekilde bulan, bu serüvenler esnasında kendini keşfeden, özgüven kazanan, becerilerinden şüphe duyan yoldaşlarına kendini kanıtlayan Bilbo Baggins’ten pek farklı gelmiyor kulağa, değil mi?

Martin Freeman’ın böyle bir rolü ustalıkla ve başarıyla kıvırdığını gördükten sonra, kendisinin Bilbo Baggins için seçilebilecek en iyi oyuncu olduğuna kanaat getirdim. Yüzüklerin Efendisi’nde büyük bir casting başarısı gösteren Peter Jackson, görünen o ki Hobbit’te de nokta atışı seçimler yapmış.

Yazar: bliZZard