Kimileri Dumbledore için zamanının en büyük büyücüsü olduğunu söylerlerdi. Çünkü o, karanlık büyücü ve kendisine karşı hisler beslediği Gellert Grindelwald‘ı yenmiş ve Ejderha kanının 12 kullanımını keşfetmişti.
Künye
Ölüm Tarihi / Yeri: 30 Haziran 1997 (115 Yaşında) / Astronomi Kulesi, Hogwarts
Medeni Hal: Bekar* (Platonik Aşk: Gellert Grindelwald)
Meslek: Hogwarts Müdürü
Kazanımlar: En Büyük Büyücü
Saç Rengi / Göz Rengi: Gri / Mavi
Böcürt: Kız Kardeşi Ariana’nın Cesedi
Patronus: Anka
Hane: Gryffindor
Bağlılık: Hogwarts, Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Albus Percival Wulfric Brian Dumbledore Modern Sihir Tarihi’nin en önemli büyücülerinden biridir. Hogwarts kariyerine Biçim Değiştirme Profesörü olarak başladı. Daha sonradan Hogwarts Müdürü oldu. İkinci adını babasından akmaktaydı. Gellert Grindelwald’a olan aşkı nedeniyle bir süreliğine de olsa, Muggle karşıtı eylemlere imza attı. Daha sonradan hayatını değiştirdi ve onu Muggle ve Büyücüler arasındaki barışa adadı. Babası büyücü hapishanesi olan Azkabanda öldü. Daha sonraları annesi Kendra ve kız kardeşi Ariana öldü. Bu ölümler onu derinden etkilese de, her şeye rağmen iyi birisi olmaya çalıştı. Albus Dumbledore, kimilerine göre zamanının en büyük büyücüsüydü. Ancak onu bu kadar ünlü yapan şey, karanlık büyücü ve kendisine karşı hisler beslediği Gellert Grindelwald’ı yenmesi ve Ejderha kanının 12 kullanımını keşfetmesiydi. Bir zamanlar öğrencisi olan Tom Riddle Lord Voldemort adını alıp gücünün doruklarına çıktığında, ona karşı duranlardan biri de Albustu. Birinci Büyücülük Savaşında Zümrüdüanka Yoldaşlığını kurdu. Efsanevi zekası ve gücü ile, Voldemort’un bile korktuğu birisi olabilmeyi başardı. 1945’ten 1997’ye kadar Mürver asayı taşıdı ve birçoklarına göre en iyi Hogwarts Müdürü olarak bilindi. Marvaldo Gaunt’un lanetli yüzüğü tarafından lanetlendi. Bu lanet onu yavaşça öldürürken, Severus Snape ile birlikte ölümünü planladı. Astronomi Kulesi savaşında, Severus Snape trafından öldürüldü. Onun ölümüyle, barışın hakim olacağı günlere olan inanç azaldı. Yinede okulda bulunan portresi asılı kalmaya devam etti. Harry Potter, doğan çocuklarından birine onun ismini verdi.
Biyografi
Erken Hayatı ve Hogwarts Yılları
Albus Dumbledore, 1881 yılında, Kendra ve Percival Dumbledore’in oğlu olarak dünyaya geldi. Ailesi Tepenin-Üzerindeki-Höyük’te yaşıyordu. Kızkardeşi Ariana bir grup muggle çocuk tarafından sihir yaparken görülmüştü ve üç çocuk ondan korkup ona saldırmıştı. Bu yaşadıklarından sonra Ariana büyügücünü kontrol edememeye başladı. Babası bu olanlardan sonra o üç çocuğu buldu ve onlara yaptıklarının cezasını verdi. Babası bu yaptığı üzerine Azkaban’a gönderildi ve orada öldü. Büyücü dünyasının suçlayıcı bakışlarından kaçmak isteyen Kendra onları Godric’s Hallow’a götürdü. Kendra Bathilda Bagshot dışında bütün komşularıyla görüşmeyi reddetti. Albus burada babası ve kardeşinden bahsetmemesi konusunda sıkıca tembihlenmişti. Eğer bakanlık Ariana’yı öğrenirse, onu alır ve St. Mungo’ya gönderirdi. Bu, hiçbirinin istemeyeceği bir şeydi.
Dumbledore, 1892 sonbaharında Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulundaki öğrenimine başladı. Seçmen Şapka onu Gryffindor’a koydu. Herkes onun da babası gibi bir Muggle düşmanı olduğunu düşünüyordu. Genç Elphias Doge ile arkadaş oldu. Doge o sırada etrafındaki herkesi uzaklaştıran bir hastalık geçiriyordu. Yine de Albus ona beklenmeyen bir yakınlık gösterdi. Doge onun tek arkadaşı değildi. Hogwartsta geçirdiği yıllarda Nicholas Flamel, Bathilda Bagshot, Grielda Marchbanks gibi önemli kişiler ile tanıştı. Beşinci sınıfta, Sınıf başkanı seçildi. Dumbledore gelmiş geçmiş en zeki öğrenci olarak görülüyordu.
Trajedi ve Gellert Grindelwald
Haziran 1899’da Hogwarts’dan mezun olduktan sonra, Elphias Doge ile birlikte ”Büyük Tur” adını verdikleri dünya turuna çıkacaklardı. Bu sırada annesi Kendra, kız kardeşinin kontrol edemediği büyügücü yüzünden ölmüştü. Ailenin en büyük çocuğu olarak turu iptal etti ve Godric’s Hollow’da kaldı. Kendisini yalnız ve mahvolmuş gibi hisstese de oraya Ölüm Yadigarlarını aramaya gelen Gellert Grindelwald ile tanıştı. Gellert da en az onun kadar yetenekliydi. Gellert Ölüm Yadigarlarını kullanıp, bütün büyücülük dünyasını yönetmek istiyordu. Dumbledore onun planlarını görünce, oldukça değişti. Herkese gücünü ve zekasını göstermek istiyordu. Dumbledore Gellert’a karşı romantik duygular beslese de, bundan pişman oldu. Kardeşi Aberforth ona aylar sonra meydan okudu. Annesinin öldüğü gün, Ariana’yı yatıştırabilecek tek kişi olduğunu, annesinin onun yüzünden öldüğünü, Gellert ile hayallere kapıldığını ve ailesine önem vermediğini söyledi. Bunun üzerine Gellert ona Cruicatus Laneti uygulamaya çalıştı. Bunun üzerine üç genç arasında büyük bir düello başladı. Ariana büyügücü ile üçünü de ayırmaya çalıştı ancak korkmuştu. Üç büyücünün arasında kaldı ve kimin asasından çıktığı belli olmayan bir lanet ile öldü. Bunun üzerine Gellert kaçtı. Arkasında kalbi paramparça olmuş bir Albus bırakmıştı. O günden sonra Dumbledore güce olan arzusunun onu nerelere sürükleyebileceğinin farkına vardı. Gellert’ı yenmiş olsa da, onu öldürememiş, gitmesine izin vermişti.
Hogwarts Kariyeri
Grindelwald’ın kaçışından sonra Albus Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulunda Biçim Değiştirme öğretmenliğine başladı. Kendisine birçok kez Sihir Bakanlığı makamı teklif edilse de, güce olan arzusunun onu mahva sürükleyeceğini düşündüğü için reddetti. O Hogwartsta kalıp öğrenci yetiştirmeye devam etti. Bu öğrencilerden en ünlüsü Tom Riddle, daha sonraki ismi ile Lord Voldemort idi. O Hogwartsta öğrenci yetiştirirken Gellert Avrupada bir ordu kuruyordu. Kendisine Nurmengard adını verdiği bir kale inşa etmişti. Dumbledore onunla karşılaşmaktan korkuyordu ççünkü onun Arianayı kimin öldürdüğünü bildiğini düşünüyordu. 1945 yılına gelindiğinde, Dumbledore onun bu yapıklarına daha fazla göz yumamazdı. Eski arkadaşını buldu ve onu yaptığı bir düelloda yendi. Grindelwald Mürver Asaya sahip olmasına rağmen, kendisinden kat kat güçlü olan Dumbledore’a yenildi. Bu düello daha sonraları ”büyücülük tarihinin en efsanevi düellosu” olarak da bilinecekti. Mürver Asayı ondan aldı ve kendisine sakladı.
Daha sonraları, bütün öğretmenler Tom Riddle’ın karizması ve kurnazlığı konusunda aldandığında, Dumbledore onun içindeki kötülüğü ve güç arzusunu fark etti. Biçim Değiştirme Profesörü olduğu için bir şey yapamasa da, bir gözünü hep onun üzerinde tuttu. Riddle onu kandıramayacağını anlayınca ondan korkmaya ve ona karşı kin beslemeye başladı. 1943’de birçok öğrenci taşlaşmış halde bulundu. Ancak sadece bir öğrenci öldürüldü, Myrtle. Bu okulun kapatılması için yeterliydi. Bu da Riddle’ın yetimhaneye geri dönmesi anlamına geliyordu. Riddle Sırlar Odasını kapattı ve mühürledi. Daha sonra suçu, odasında bir Acromantula olan Aragog’u yetiştirmeye çalışan Hagrid’e yıktı. Dumbledore onun suçlu olduğunu biliyordu ancak bir kanıt bulamadı. O zamanlar müdür olan Armando Dippet’ı onu bekçi yardımcısı olarak tutmaya ikna etti. Armando Dippet görvini bıraktıktan sonra, yaklaşık 1956 yılında, Hogwarts Müdür oldu. Kısa bir süre sonra Tom Riddle Armando Dippet’a yaptığı teklifi ona da yineledi. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Profesörü olarak Hogwarts’a geri dönmek istiyordu. Dumbledore onun içindekileri okudu ve buna izin vermedi. Bunun üzerine Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profesörlüğünü lanetledi. Bu lanet yüzünden, kimse bir yıldan fazla Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni olarak kalamadı.
Remus Lupin öğrenim yaşına geldiğinde, Hogwartsa gelme yönünde çekinceleri vardı. Çünkü kurtadam Fenrir Greyback tarafından ısırılmıştı. Ancak Dumbledore eğer gerekli önlemler alınırsa okula gelmemesi için hiçbir nedenin olmadığını söyledi ve Şamarcı Söğüt olarak bilinen ağacın dikilmesine vesile oldu. Bu Remus’un ona büyük bir saygı göstermesine neden oldu çünkü diğer müdürler basitçe okula başlamaktan men edebilirdi. Daha sonra Snape onun bir kurtadam olduğunu öğrendiğinde onun bunu başkalarına söylemesini yasakladı. Müdür olarak Dumbledore, E-13 sınıfında öğrencilerine ev ödevleri konusunda yardım ediyordu.
Birinci Büyücülük Savaşı
Voldemort’un yükselişi sırasında, Dumbledore Zümrüdüanka Yoldaşlığını kurdu. Kendisi oldukça iyi bir liderdi. Voldemort ve ölüm yiyenlerine karşı savaşta onun çabaları ile önemli ilerlemeler kaydediliyordu. Bu esnada ünlü görücü Seer Cassandra Trelawney’in torunu olan Sybill Trewalney’e kehanet dersi için bir şans tanımaya karar verdi. Domuz Kafasında yaptıkları bir iş görüşmesinde Dumbledore onun gerçek bir görücü olmadığını düşünmeye başlamıştı. Tam gidecekken, Sybill Trewalney gerçek bir transa geçti ve ona Harry ile ilgili bir kehanette bulundu. Bu Dumbledore’u ikna etti. Bu sırada Snape de onları dinliyordu. Kehanetin çoğunluğunu duysa da tamamen öğrenememişti. Aberforth onun casus olduğunu düşünüp Domuz Kafasından atmıştı. Trewalney’in kaçırılmasından endişelenen Dumbledore, onu Hogwarts’da işe aldı ve güvende kalmasını sağladı.
Daha sonra çift taraflı ajan olan Snape ona kehaneti Voldemort’a söylediğini bildirdi. Ancak kehanetin tamamını duymamıştı. Kehanetin çocukluk aşkı Lily’nin oğlu Harry’yi kapsadığını bilmiyordu. İkili Potter ailesini güvenceye aldı. Dumbledore onlara Fidelius büyüsü yapmalarını tavsiye etti. Dumbledore da dahil herkes sır tutucularının Sirius Black olduğunu düşünüyordu ancak Sirius bunun çok tahmin edilebilir olduğunu, onun yerine Peter’ın olması gerketiğini düşünüyordu. Peter onlara ihanet etti. Böylece Voldemort Potterlara saldırdı ve Harry’nin anne ve babasını öldürdü. Harry’ye saldırdığında, annesinin fedakarlığı sayesinde büyü geri tepti ve Voldemort’un ruhu bedeninden ayrıldı.
Dumbledore Voldemort’un o gece bir hortkuluk daha yaptığını biliyordu. Bu yüzden onu olabileceği en güvenli yere, teyzesine bıraktı. Zamanı geldiğinde, Harry’nin kendini feda etmesini umuyordu. Dumbledore Snape’e Hogwarts’da bir iş verdi ve onu İksir Profesörlüğüne getirdi. Onu yargılanmasını isteyen bakanlığa karşı korudu. Dumbledore birçok ölüm yiyen’in davasına katılmış, onların ifadelerini dinlemişti. Potterların ölümünden önce, Dumbledore Jamesten görünmezlik pelerinini almıştı. Ölümün Efendisi olma yönündeki çabalarından vazgeçmiş olsa da, öldüğünde elinde iki ölüm yadigarı vardı.
İkinci Büyücülük Savaşı Öncesi
Voldemort’un saldırısından 10 yıl sonra Harry Dumbledore’un tam da umduğu gibi Hogwarts’a başladı. Bu sıralarda eski arkadaşı Nicolas Flamel kullanana ölümsüzlük ve sınırsız bir servet sağlayabilecek olan Felsefe Taşı’nın karanlık lord tarafından çalınmak istediğinden şüphelenmeye başlamıştı. Voldemort taşın ona yeni ve ölümsüz bir beden sunabileceğini düşünüyordu. Nicholas ve Dumbledore onu önce Gringotts’a koydular. Oraya yapılan bir saldırıdan sonra, onnu Hogwarts’da, özel önlemlerin alındığı bir odada, saklamaya karar verdiler. Kelid Aynasını taşı onu kullanmak değil, korumak isteyen kişilere vermesi yönünde büyüledi. Dumbledore Profesör Quirell’den şüpheleniyordu. Bu yüzden Snape’e gözünü ondan ayırmamasını söyledi.
Voldemort taşın önüne konulan engelleri aşmayı başardı. Bu sırada Harry de onu takip etmişti. Harry Kelid Aynasından taşı aldı. Ancak o gün de Voldemort onu öldüremedi. Annesinin ona karşı fedakarlığı, Volemort’un ona dokunmasını engelliyordu. Böylece Harry onu yendi ve Voldmeort’un ruhunun kaçmasını sağladı. Dumbledore kendinden geçen Harry’yi buldu ve taşı güvenceye aldı. Harry’nin yaraları hastane kanadında iyileştirildi. Dumbledore onun kehanet hakkında bir şey bilmesini istemiyordu. Bu yüzden ona bunu söylemedi.
1992 yılında öğrenciler kaynağı bilinmeyen saldırılar ile taşlaşmaya başladı. Lucius Malfoy’un tehditleri ve baskısı ile okul yönetimi Dumbledore’u görevden aldı. Daha sonra Sihir Bakanı Cornelius Fudge, eskiden yakalanan Hagrid’i Azkabana götürmek için geldiler. Daha sonradan, Sırlar Odasını açanın Tom Riddle’ın büyülü günlüğünün etkisinde kalan Ginny Weasley olduğu anlaşıldı. Harry Sırlar Odasını buldu ve oradaki basiliski öldürdü. Harry Dumbledore’a öyle bir bağlılık göstermişti ki, Dumbledore’un evcil hayvanı Fawkes onu hissetmiş ve ona yardıma gelmişti. Harry burada Ginny’yi etkisi altına alan günlüğü bir basilisk dişi ile yok etti. Lucius Malfoy okul yönetimindeki görevinden alındı ve tekrar müdür seçildi. Daha sonra, Ginny’nin suçsuz olduğu anlaşıldı. Dumbledore onlara 200’er puan verdi ve Gryffindor’un kazanmasına neden oldu. Öğrencilere ödül olarak yıl sonu sınavlarını iptal etti. Ancak Dumbledore Harry’nin anlattıklarından şüphelenmeye başlamıştı. Günlüğün onun bir yansımasını yaratabilecek kadar güçlü olduğunu öğrendiğinde onun bir hortkuluk olduğunu öğrendi. Ancak Voldemort’un onu korumaya olan ilgisine bakılırsa, yaptığı tek hortkuluk o değildi.
1993 yılında, Peter Pettigrew ile 13 Muggle’ı tek bir büyü ile öldüren Sirius Black, büyücü hapishanesi Azkaban’dan kaçmıştı. Sihir Bakanlığı onun Harry’nin peşine düşeceğini düşündüğü için Hogwarts’a ruh emicileri göndermişti. Hogwarts’ı ölüm yiyenler koruyordu. Ancak Ruh emiciler Gryffindor-Hufflepuff maçına daldılar ve Harry’nin bayılmasına neden oldular. Bu Dumbledore’u oldukça sinirlendirdi ve atik bir hareketle, onları oradan uzaklaştırdı. Okul yılının sonlarına doğru gerçekler ortaya çıkmış, Sirius’un masum olduğu anlaşılmıştı. Ancak Sirius yakalanmıştı ve Ruh Emici öpücüğü ile idam edilecekti. Dumbledore onların anlattıklarına inandı ancak onun gücü bile bakanlığın kararını değiştirmeye yetmezdi. Yine de, Hermione’ye zaman döndürücüyü kullanmasını, birden fazla canı kurtarmasını söyledi. Kurtarma başarılı oldu ve Sirius kaçtı. Ruh emiciler ise Harry’ye saldırmalarının ardından okuldan uzaklaştırıldılar. Dumbledore Remus Lupin’i Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Profesörü olarak işe aldı. Daha sonra ondan nefret eden Snape, onun bir kurtadam olduğunu okula yaydı. Kurtadam oldğunun duyulması üzerine istifa etti ve okuldan ayrıldı.
Okul döneminin başlamasından önce, dünya Quidditch Kupası etkinliklerinde ölüm yiyenler ortaya çıktı. Bu Dumbledore’un Voldemort’un geri dönüşünün yakın olduğunu düşünmesine yol açtı. Daha sonra, Hogwarts üçbüyücü turnuvasına ev sahipliği yaptı. Dumbledore Ateş Kadehine bir yaş çizgisi çekti. Ateş Kadehi kandırılamazdı ancak bir şekilde kadehten dördüncü şampiyon olarak Harry’nin adı çıktı. Bu esnada Dumbledore Alastor Moody’yi Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Profesörlüğüne getirdi. Ancak Moody gelmeden bir gün önce, Barty Crouch Jr. tarafından bayıltılmıştı. Barty çoközlü iksir ile onun yerine geçmişti. Okulda bulunduğu sene boyunca, ateş kadehini şaşırtarak Harry’nin dördüncü şampiyon olmasını sağladı. Üçbüyücü turnuvası esnasında gizliden gizliye ona yardım etti. Kupayı bir anahtara çevirdi. Böylece Cedric ve Harry aynı anda kupaya dokunduklarında, kupa onları Little Hangleton’a cisimledi.
Voldemort yeni bedenini elde edebilmek için Harry’nin kanını kullandı. Daha sonra Harry ile Voldemort arasıdnda bir düello oldu ve Harry Priori Incantatem sayesinde kaçabilmeyi başardı. Bu esnada, Barty’nin oyunu ortaya çıkmıştı. Albus, Severus ve Minerva McGonagall onu alt etmekte zorlanmadılar. Ona Veritaserum verdiler ve Voldemort’un planlarını öğrendiler. Cornelius Fudge buna inanmadı. Barty Crouch’u kendisi sorgulamak istiyordu. Ancak o daha soru soramadan, bir ruh emici onu öptü ve ruhunu çekip aldı. Cornelius ifade alamadığı için olanlara inanmadı. Dumbledore bundan sonra Zümrüdüanka Yoldaşlığını diriltti ve İkinci Büyücülük Savaşının kaçınılmaz bir biçimde başlayacağını haber verdi.
İkinci Büyücülük Savaşı
Bakanlık vakit kaybetmeden Harry ve Albus’un Voldemort’un dönüşü hakkındaki söylemlerini yalanlamaya başladı. Bakanlık onu yıldırmak için büyüceşuradaki görevinden aldı. Yinede Dumbledore korkmadı. Harry’nin Zümrüdüanka Yoldaşlığı hakkında bir şeyler öğrenmesini engelledi ve Zümrüdüanka Yoldaşlığının merkezinin sır tutuculuğunu yaptı. Dumbledore onun bakanlıktaki duruşmasına da katıldı, ve onu savundu. Harry ile Voldem ort’un gittikçe kuvvetlenen bağını fark etmişti. Harry’den bu bağlantıyı kapatmasını istedi. Severustan Harry’ye zihnefend öğretmesini istedi çünkü Voldemort’un bu bağlantı yoluyla Harry’nin aklına girebileceğini düşünüyordu.
Bu esnada bakanlık Hogwarts’a karışmaya başlamıştı. Cornelius Fudge, kişisel sekreteri olan Dolores Umbridge’i Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Profesörü olarak atadı. Her geçen gün, Dolores’in yetkileri artıyor, Dumbledore’un yetkileri azalıyordu. Harry Potter, Hermione Granger ve Ron Weasley öğrencilere Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretebilmek için gizli bir grup kurdular. Bu grubun adına Dumbledore’un Ordusu dendi. Daha sonra bu grup ifşa olduğunda, Dumbledore Harry’nin atılmasını önlemek için bakanlığa karşı komplo kurduğunu ve darbe yapabilmek için bir ordu kurduğunu kabul etti. Fudge onun hapsini istediğinde odadakileri tek bir büyü ile bayılttı ve kaçtı. Onun kaçışından sonra, Dolores Hogwarts Müdürü oldu. Ancak Albus’un gidişinden sonra Müdürün odası kilitlendi ve Dolores oraya hiç giremedi.
Ne yazık ki, Harry zihnini kapatmadı ve Voldemort sahte görüntüler ile onu yanılttı. Harry’yi Sirius’un bakanlık tarafından işkence gördüğü hakkında kandırdı ve onu bir tuzağa çekti. Böylece Sırlar Departmanında altı Hogwarts öğrencisi tuzağa çekildi. Tuzak neredeyse başarısız oalcakken Vodlemort bakanlığa geldi. Neyse ki, Snape yoldaşlığı uyarabilmeyi başarmıştı. Sirius Black, Nymphadora Tonks, Alastor Moody, Remus Lupin ve Kingsley Shacklebolt Sırlar Departmanına geldi ve ölüm yiyenler ile savaşmaya başladılar.
Dumbledore oraya geldi ve bütün ölüm yiyenleri yendi. Daha sonra Bellatrix dışında hepsini anti-cisimlenme büyüsü ile bağladı ve Voldemort tarafından öldürülecek olan Harry’yi kurtarmaya gitti. Dumbledore Harry’yi güvenceye aldıktan sonra, Voldemort ile Dumbledore arasında bir düello oldu. Bu düello iki yüce büyücü arasında olmuştu ancak Dumbledore onu büyük bir su kütlesine hapsedince kaçmak zorunda kaldı. Yine de, bakanlık yetkilileri onu görmeden kaçmayı başaramadı. Bunun üzerine Dumbledore Fudge’dan Dolores’i görevden almasını istedi. Tekrar müdür olduğunda teftiş takımını kaldırdı ve onların verdiği zararı geri çevirdi. Daha sonra, Harry’ye kehaneti ve günü geldiğinde kendisini feda etmesi gerekliliğini anlattı.
1996-1997 arasında, Dumbledore Harry’ye Voldemort hakkında özel dersler vermeye başlamıştı. Ona Voldemort’un Tom Riddle olduğu günleri gösteriyordu. Voldemort’u tanıyan kişiler ile yaptığı görüşmelerde onun 6 hortkuluk yaptığını öğrenmişti ve bunların ne olduğunu kestirmeye çalışıyordu. Tom Riddle’ın günlüğü, Marvolo Gaunt’un yüzüğü, Helga Hufflepuff’ın Kupası, Salazar Slytherin’in madalyonu, yılanı Nagini, Rowena Ravenclaw’a ait bir obje olduğunu düşündü.
1996 Yazında, bir hortkulukun yerini buldu. Hortkuluk Gaunt’ların evinde bulunuyordu. Voldemort atalarının yaşadığı yerlere büyüler yerleştirmişti ancak Dumbledore bunları geçecek kadar yetenekliydi. Yüzüğü bulduğunda, yüzükteki taşın diriltme taşı olduğunu fark etti. Ailesini görme arzusu o kadar kuvvetliydi ki, yüzüğün lanetlendiğini bile unutup onu parmağına taktı. Eğer basit birisi olsaydı, birkaç dakika içinde ölürdü. Ancak büyüler yardımıyla bunu uzatmayı başardı. Lanetin ilerlemesini durdurmasının bir yolu yoktu. Yine de, yüzüğü yok etmeyi başardı, Voldemort’un ruhunu da. Hemen Hogwarts’a döndü. Severus laneti elinde sıkıştırdı ve vücuduna yayılmasını engellemeye çalıştı ancak Dumbledore’un fazla zamanı kalmamıştı.
Uzun süren aramaları sonucunda, Dumbledore bir hortkuluku daha bulmayı başardı. Burası Voldemort’un gençliğinde geldiği bir mağaraydı. Voldemort Madalyonu burada saklamıştı. Mağaranının girişinde bir Inferi denizi vardı ancak asıl güvenlik bu değildi. Asıl güvenlik Voldemort’un bulduğu Mahvolmuşlar İçeceği idi. Bu içecek içeni belli bir süreliğine delirtiyordu. Dumbledore Harry’yi, ne olursa olsun içmeye devam etmesini sağlaması yönünde uyardı. İlk içişinde, Gellert ile olan düellosunu ve Ariana’nın ölümünü gördü. En sonuncusunda bayıldı. Harry’nin büyüleri onu uyandırmaya yetmedi. Daha sonra uyandı ve su istedi. İçtiği içecek onu susuz bırakmıştı. Harry büyü yoluyla su elde edemeyince, gölden su aldı ve bir anda gölden inferiler çıkmaya başladı. Harry birçok büyü denese de başarılı olamadı. Inferiler oldukça yaklaşmıştı. Dumbledore uyandı ve güçlü bir ateş büyüsü ile kaçmalarını sağladı.
Hogsmeade geri döndüler ancak dinlenemeyeceklerdi. Astronomi Kulesi savaşı başlamıştı. Madam Rosmerta’nın barının arkasından süpürgelerini aldılar ve Hogwarts’a uçtular. Görünmezlik Pelerininin altındaki Harry ve Dumbledore kuleye vardılar. Dumbledore o kendini gösteremeden ona bir tam beden kilitlemesi laneti yaptı. Draco burada Dumbledore’u silahsız bıraktı. Dumbledore ise onun planını biliyordu. Zehirli et ve opal kolye gibi suikast girişimlerinden kurtulmuştu. Draco’ya ve annesine onları kimsenin bulamayacağı bir yerde koruma teklif etti. Draco onu öldürmek için fazla masumdu. Profesör Flitwick tarafından çağırılan Severus oraya geldi. Dumbledore onun niyetinin anlaşılmaması için ona yalvardı ancak önceden planlandığı şekilde, Severus Dumbledore’u öldürdü. Dumbledore’un ölü bedeni, Astonomi kulesinden aşağı düştü. Harry Dumbledore’un cübbesinden madalyonu aldı ve onun sahte olduğunu öğrendi .Dumbledore boşu boşuna o kadar iksiri içmişti. Ertesi gün, Dumbledore için bir cenaze töreni düzenlendi. Bu törene öğrenciler, bakanlık yetkilileri ve Hogwarts görevlileri katıldı. Sadece İngiltere değil, dışarıdan da katılım olmuştu. Birçok büyücü ve cadı, onun cenazesine katılmak için Hogwarts’a geldi.
Post Mortem
Ölümünden sonra, Rita Skeeter ”Dumbledore’un Hayatı ve Yalanları adında bir kitap yazdı. Akıllı büyücüler buna kanmadı ancak birçok kişi onun gizli geçmişini öğrendi. Voldemort ise onun mezarını zorla açtı ve Mürver Asayı aldı. Harry Voldemort tarafından ”öldürüldükten” sonra, Arafta kaldığında onu gördü. Dumbledore’un ruhu ona burada her şeyi açıkaldı, Gellert ile olan arkadaşlığı, ölüm yadigarlarının peşinden koşuşunu. Daha sonra Dumbledore’un ruhu Araftan ayrıldı ve Harry de yaşayanların dünyasına geri döndü. Harry Voldemort’a karşı olan savaşı kazandı ve Mürver Asanın üzerindeki büyüyü kırdı. Ginny ve Harry onun anısını yaşatabilmek için çokuklarından birinin adını Albus Severus koydular.
———-
*Gellert ile yaşadıklarından sonra, aseksüel bir hayat yaşamaya karar vermiştir.