Amandil

Amandil

Irk: İnsan
Dil: Adunaic, Sindarin ve Quenya
Cinsiyeti: Erkek
Soy: Numenorlu- Elros Hanedanı
Ebeveynleri: Babası Numendil, annesinin adı bilinmiyor.
Çocukları: Elendil
Doğum Tarihi: Bilinmiyor.
Ölüm Tarihi: 2.Çağ 3116’da Batı’ya yelken açmıştır.
İkamet Ettiği Yerler: Numenor
Taşıdığı Ünvanlar: Andúnië Lordu

Doğumu ve gençliği

Andunie Lordlarının on sekizincisi ve sonuncusu olan Amandil, aynı zamanda Orta Dünya’daki Numenor diyarlarını kuran Elendil’in de babasıdır. Küçük kardeşi Elentir ile Numendil’ in iki oğlundan biri olan Amandil’ in doğum tarihi (ile ilgili kesin bir tarih bulamadım) İkinci Çağ’ın son yılları bilgisiyle sınırlıdır. Oğlu Elendil, İkinci Çağ’ın 31192uncu yılında doğmuştur.

İsmi, “Aman’a Adanmış, Aman’ın Arkadaşı” anlamına gelir.

Amandil’in Andunie Lordu olduğunda Andunie, Numenor’un batı kıyısındaki bir liman şehriydi. Andunie Lordları, dördüncü kral Tar-Elendil’in kızı Silmarien’in soyundan gelen şanlı insanlardı. Saltanat Meclis’ine de üyeydiler ki Numenor Hükümdarları’na sadık kaldılar. Bunların yanında Elfler’le dost, Valar’a da sadık kalan Numenor insanlarının da içinde oldular.

Numenor’un Çöküşü’ne giden yıllarda hala bozulmamış Sadıklar grubuna liderlik eden Amandil’e Elfler, uzakları görebilmesi ve haberleşebilmesi için yedi Palantir verdiler.

Gençliğinde, Kral Ar-Gimilzor’un (ikinci oğlu Gimilkhad’ın oğlu) torunu Pharazon (Ar-Pharazon) ile arkadaşlık kurdu. Ar-Pharazon, tahtın gerçek varisi olan kuzeni Miriel ile evlendi ve saltanatını zorla elinden aldı.

İkisinin de gençlik günleri birlikte geçmişti ve Pharazôn, Amandil’i severdi, Elf-dostu olduğu halde Sauron gelene dek onun divanında kaldı.

Sadıkların kurulması

Ar-Pharazon bir donanma oluşturup kendi ülkesini ve kıyılarını tehdit eden Sauron’un üzerine yürüdü. Sauron yenileceğini bildiğinden herhangi bir savaşa girmeyip teslim oldu ve Numenor’ a götürülmeyi kabul etti (3262). Numenor’a geldiğinde Ar-Pharazon’u, Karanlıklar Lordu Morgoth’a tapmaya ikna etti. Karşı gelenlere, Valar’a inançlı kalanlara ise işkence edildi ve birçoğu Morgoth’a kurban edildi.

Amandil Sauron tarafından kandırılmamış tek meclis üyesiydi. Ve bu yüzden mevkisinden de uzaklaştırıldı. Ayrıca büyük bir amiraldi ve birçok Numenor ona saygı duyardı.

Düşünceleri ve dili kurnazdı, gizli arzuları güçlüydü, böylece üç yıl geçtiğinde Kral’ın gizli düşüncelerine en yakın kişi haline geldi; çünkü yalnızca dilinde olan dalkavukluğu bal kadar tatlıydı ve birçok şey üzerine olan bilgisi henüz İnsanlar tarafından anlaşılmamıştı. Andúnie Efendisi Amandil dışındaki tüm divan üyeleri Kral üzerindeki etkisini görerek ona yaltaklanmaya başladı. Sonrasında ülkenin üzerine yavaş yavaş bir değişim yayılmaya başladı.

Böylece Kral Ar-Pharazôn, önce gizlice, kısa süre sonra da halkının gözleri önünde açıkça Karanlığa ve Efendi Melkor’a tapınmaya başladı; halkının büyük bölümü de onu izledi. Hâlâ Sadıklar’dan geriye kalanlar da vardı, söylendiği gibi Rómenna civarına yerleşmişlerdi ve küçük bir grup da dağınık olarak sağda solda yaşıyordu. Bu kötü günlerde onları yönetip cesaretlendiren reisleri Kral’ın divan üyesi Amandil ve oğlu Elendil’di, onun oğullan da Isildur ile Anárion, sonrasında Númenór hesabına göre genç adamlar. Amandil ile Elendil büyük gemi reisleriydiler;

Armenolos şehrinde tahtta oturan, tacı sahiplenip hükmeden hanedandan olmasalar da Tar-Minyatur Elros’un soyundan geliyorlardı. Şimdi azledilmişti, çünkü Sauron Númenór’daki herkesten daha çok ondan nefret ediyordu. Ancak o öylesine soylu ve bir deniz reisi olarak öylesine kudretliydi ki halkın çoğunun gözünde hâlâ onurlu yerini koruyordu; bu yüzden de ne Kral ne de Sauron ona el sürecek cesareti gösteremiyorlardı.

Amandil böylece birçok İnançlının yaşadığı Romenna’ya çekildi ve başkalarına da burayı önerdi.

Böylece Amandil, Rómenna’ya çekildi. Hâlâ sadık olduğuna güvendiği herkesi gizlice oraya toplanmaya çağırdı; çünkü artık kötülüğün hızla büyümesinden korkuyordu, bütün Elf-dostları tehlikedeydi. Kısa sürede beklenen oldu. O günlerde Meneltarma tamamen terk edilmişti; Sauron dahi, yüce yeri kirletmeye cesaret edemese de Kral, kimseye, ne ölüm acısı çekmekte olanlara ne de yüreklerinde Ilúvatar’ı yaşatan Sadıklar’a oraya çıkma izni vermiyordu.

Sauron’ un, Elflerin Numenor’ a hediye ettiği Ak Ağaç Nimloth’ u kestireceğini öğrendiğinde bunu torunu Isildur’ a anlattı ve Isildur canı pahasına Ağaç yakılmadan bir meyvesini almayı başarabildi. Amandil meyveyi dikti ve kutsadı. Buradan büyüyen bir fidan ileride Gondor’ un Ak Ağacı oldu.

Sauron, sarayın bahçesinde büyüyen Ak Ağaç’ı, Güzel Nimloth’u kesmesi için Kralı zorladı, çünkü o Eldar ve Valinor’un ışığının anısıydı. Kral önceleri, Tar-Palantir tarafından söylenen hanedanının kaderinin Ağaç’a bağlı olduğu kehanetine inandığı için buna razı olmadı. Böylece artık Eldar ve Valar’dan nefret eden Kral çılgınlığının içinde Númenór’un eski bağlılıklarının gölgesine boşu boşuna sarılmıştı. Ama Amandil, Sauron’un şeytani amacıyla ilgili söylentileri duyduğunda yüreği kederle doldu, biliyordu ki sonunda Sauron kesinlikle isteğine ulaşacaktı.

Valinor Ağaçları’nın hikâyesini anımsayarak Elendil ve oğullarıyla konuştu; Isildur tek bir söz bile söylemedi ama gece dışarı çıkıp ona ün kazandıran başarısına ulaştı. Kılık değiştirip Armenelos’a giderek artık Sadıklar’a yasaklanmış olan Kral’ın bahçelerine girdi; Sauron’un emirleriyle herkese yasaklanmış olan ve onun hizmetindeki muhafızlar tarafından gece gündüz gözetlenen Ağaç’ın bulunduğu yere geldi. Güzün sonları ve kış yakın olduğu için Nimloth karanlıktı, hiç çiçeği yoktu; Isildur muhafızları asarak Ağaç’tan bir meyve kopartıp gitmek için döndü. Ama muhafız onu fark edince saldırdı, dışarı çıkabilmek için dövüştü, birçok yara aldı; kaçtı ve kılık değiştirmiş olduğu için Ağaç’a kimin el sürdüğü anlaşılamadı.

Amandil

Isildur sonunda güçlükle Rómenna’ya döndü, meyveyi Amandil’in ellerine teslim etti ve gücü onu terk etti. Sonrasında meyve gizlice ekilip Amandil tarafından kutsandı.

Ar Pharazon’un İsyanı

3310da Ar-Pharazon, kandırıldığı üzere ölümsüzlüğe ulaşmak için Ölümsüz Diyarlara saldırı planlarını başlattı ve kudretli bir donanma kurdu. Amandil atası Earendil’ in yaptığı gibi Valar’ a merhamet için çağrıda bulunmaya karar verdi. Valar, Numenor halkının Ölümsüz Diyarlara gelmesini yasaklamıştı ama Amandil Sadıklar’a yapılacak herhangi bir cezalandırmayı düşünerek bu yasağın riskini göze aldı.

Amandil, Elendil’e insanlarını ve mallarını gemilerde toplamasını ve Numenor’dan ayrılmaya hazır şekilde beklemelerini söyledi. Bundan sonra 3310 ( ya da 3316) da üç hizmetkârını da alarak küçük bir gemiyle denize açıldılar. Ar-Pharazon’un dikkatinden kaçınmak için ilk başta doğuya ilerlediler, sonra ise batıya, Ölümsüz Diyarlar’a döndüler.

Amandil’in Valinor’a yelken açışı

Netice olarak, düşkünleşmiş ve yaşamının sonuna doğru geldiği için ölümün gölgesinde yürüyen Ar-Pharazôn, Sauron’a kulak verdi; Valar’a karşı nasıl savaş açabileceğini yüreğinde uzun uzun düşünüp tartmaya başladı. Bu tasarıyı uzun süredir hazırlıyordu ve açık açık söylemese de bu konu herkesten saklanamazdı. Amandil Kralın tasarılarının farkına vararak ümitsizliğe kapıldı, büyük bir korkuyla doldu, İnsanoğlu’nun savaşta Valar’ı yenemeyeceğini biliyordu, eğer bu savaş durdurulmazsa, dünya harabeye dönecekti. Bunun üzerine oğlu Elendil’i çağırıp şöyle dedi:

“Günler karanlık ve İnsanoğlu için hiçbir ümit yok, Sadıklar içinse çok az ümit var. Bu yüzden atamız Eärendil’in eskiden yaptığı tasarıyı deneyip Batı’ya yelken açmayı düşündüm, yasak olsun ya da olmasın, Valar’la konuşacağım, hatta olabilirse Manwë’ yle; ve her şey yok olmadan önce yardım etmesi için yalvaracağım.”

“Böylece Krala ihanet etmiş olmayacak mısın?” dedi Elendil. “Bizi neyle suçladıkları iyi biliyorsun, bize hain ve casus dediler ki bugüne dek bunlar doğru değildi.”

Amandil

“Eğer Manwë”nin böyle bir haberciye ihtiyacı olduğunu düşünüyorsam,” dedi Amandil, “Krala ihanet ederim. Çünkü insanın yüreğinin hiçbir sebeple bağışlayamayacağı sadece tek bir ihanet vardır. Ama bunu İnsanoğlu’na merhamet ve onların Yalancı Sauron’dan kurtuluşu adına yapıldığı için savunuyorum, en azından çok az da olsa Sadıklar kaldığı için. Ve Yasak nedeniyle de, halkımın da günahkâr duruma düşeceği korkusuyla, kendi içimde cezamı çekeceğim.”

“Ama babam, yaptığınız öğrenildiği zaman, soyunuzdan geride bıraktıklarınızın başına neler gelebileceğini düşünüyor musunuz?”

“Bu bilinemez,” dedi Amandil. “Ayrılışım gizlice hazırlanacak ve gemilerimizin limanlarımızda her gün yaptığı gibi doğuya yelken açacağım; sonrasında, rüzgâr ve şans izin verirse, güneye ya da kuzeye yönelecek, ardından batıya döneceğim ve ne bulabileceğime bakacağım. Ama oğlum, sen ve dostlarına kendiniz için başka gemiler hazırlamanızı öğütlerim, yüreklerinizin ayrılmaya dayanamayacağı şeyleri de gemilere yükleyin; ve gemiler hazır olduğunda Rómenna limanında bekleyin, zamanınızın geldiğini anladığınızdaysa diğer insanlarınıza amacınızı anlatın ve doğuya doğru beni izleyin.

Eğer biz bir süreliğine ya da kazanç için ayrılırsak, Amandil çok üzüldüğü tahttaki akrabamıza bundan böyle pek yakın olmayacak. Ama yanına pek çok insanı almak niyetinde olduğunu kimse bilmesin yoksa onun canı buna sıkılır, çünkü şimdi o planlarını yapmakta olduğu savaşla uğraşıyor ve toplayabildiği her güce ihtiyacı olacaktır. Gerçek Sadıklar’ı arayıp bul ve eğer gelmek isterlerse, bırak gizlice sana katılsınlar, daha sonra da tasarılarını onlarla paylaş.”

“Peki plan ne olacak?” diye sordu Elendil.

“Savaşa katılmayacak ve izleyeceksiniz,” diye yanıtladı Amandil. “Dönene kadar bundan başka bir şey söyleyemem. Ama büyük olasılıkla size yol gösterecek yıldız olmadan Yıldız Diyarı’ndan kaçacaksınız; çünkü diyar kirletilmiş olacak. Sevdiğiniz her şeyi kaybedecek ve yaşarken ölümü tadacak, başka bir yerlerde sürgün topraklarını arayacaksınız. Doğuda mı yoksa batıda mı olduğunu sadece Valar söyleyebilir.”

Ardından Amandil, ölmekte olan biri gibi tüm ev halkına veda etti. “Çünkü iyice anlaşıldığı gibi beni bir daha asla göremeyeceksiniz; size çok önceleri Eärendil’in yaptığı gibi işaretler gösteremem ama sizi yakında geleceğini bildiğimiz dünyanın sonuna hazır kıldım.” Denir ki Amandil, geceleyin küçük bir gemiyle yelken açtı, önce doğuya dümen kırdı, bir süre o yönde gidip ardından batıya döndü. Yanına yüreğine yakın üç hizmetkârını almıştı ve bir daha bu dünyada onlarla ilgili ne bir söz ne de bir işaret duyuldu, yazgılarıyla ilgili bir hikâye anlatılmadı, bir tahmin bile yoktu.

Amandil ve yoldaşları bir daha görülmediler. Onlara ne olduğunu ya da Ölümsüz Diyarlara varıp varmadıklarını bile kimse bilemedi. Ar-Pharazon 3319’da saldırısını başlattığında Numenor’ a gazap gecikmedi. Ada halkıyla birlikte sulara gömüldü. Ama İnançlıların gemileri esirgendi ve büyük bir rüzgârla Orta-Dünya’ ya gönderildiler. Ve Amandil’ in oğlu Elendil ve onun oğulları burada Gondor ve Arnor Krallıklarını kurdular.


Eğer Orta Dünya hayranıysanız, bizi TwitterInstagram ve Facebook üzerinden takip etmeyi unutmayın!

Yüzüklerin Efendisi dizisiyle ilgili son haberleri takip etmek için portalımıza, Orta Dünya ile ilgili tartışmalara katılmak için de forumumuza mutlaka bir göz atın.

YouTube ve Twitch kanallarımıza da bekleriz.

Mutlaka Okuyun!

Tulkas

“Böylece, öfkesi güçlü bir rüzgar gibi eserek önündeki bulut ve karanlığı dağıtan Güçlü Tulkas geldi.” …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir