Sudaki Gözcü

 

Sudaki Gözcü

Sudaki Gözcü

Gözcü Moria’nın batı kapısının önündeki gölde yaşardı. Sudaki Gözcü’nün açık yeşil ve parlak dokunaçları ve ucunda uzun parmakları vardı. Gandalf onun Dumanlı Dağlar’daki sulardan gelmiş olabileceğini düşünüyordu.

Üçüncü Çağ’ın 2994 yılında Sudaki Gözcü Yalnız Dağ’a seyahat eden cücelerden Oin’i öldürdü.

Kardeşlik 13 Ocak 3019’da Moria’nın batı kapısına ulaştı. Frodo ayağı suya deyince tiksindi ve irkildi. Boromir suya bir taş attı ve daha çok dalgalar göründü.

Boromir: Bu uğursuz gölden nasıl nefret ediyorum!

Eğilip koca bir taş aldı, karanlık suyun açıklarına fırlattı hışımla. Taş hafif bir şap sesiyle yok oldu; fakat aynı anda bir şıpırtı ve fokurtu duyuldu. Yüzeyde taşın düştüğü yerde oluşan büyük halkalar, yavaş yavaş sarp kayalığın kıyısına doğru ilerlemeye başladı.

Sudaki Gözcü

Frodo: Neden yaptın bunu Boromir? Ben de bu yerden nefret ediyorum ve korkuyorum. Korktuğumun ne olduğunu da bilemiyorum: Kurtlardan değil, kapıların arkasındaki karanlıktan da değil, başka bir şeyden. Gölden korkuyorum. Gölü uyandırma!

Kardeşlik kapıdan girerken Sudaki Gözcü Frodo’yu yakaladı. Sam kılıcıyla onu biçti ve Frodo’yu kurtardı ama daha fazla dokunaç geldi. Kardeşlik Moria’ya kaçtı ama dokunaçlar kapıyı yıktı. Midilli Bill ondan kurtuldu ve kaçtı.

Gözcü’nün Yüzük Kardeşliği’ne kendi isteğiyle mi yoksa dışarıdan gelen bir buyruk üzerine mi saldırdığı bilinmemektedir. Ama Gandalf, Gözcü’nün saldıracak kişi olarak Yüzük Taşıyıcısı’nı seçmesini rahatsız edici bulmuştur.

Kararlı bir şekilde yürüyüp en alttaki basamağa adımını attı. Fakat tam o anda birkaç şey birden oldu. Frodo bir şeyin ayak bileğini kavradığını hissetti ve bağırarak yere düştü. Midilli Bili deli gibi bir korku çığlığı kopartıp tabanlarını yağlayarak göl kenarından karanlığa doğru fırladı. Sam onun arkasından seyirtti, ama Frodo’nun çığlığını duyunca bir yandan ağlayıp bir yandan lanetler okuyarak tekrar geri koştu. Diğerleri telaşla geri bakınca, sanki bir sürü yılan gölün güney ucundan o yana doğru yüzüyormuş gibi suların kaynaşmaya başladığını gördüler.

Sudan sürünerek açık yeşil, parlak ve ıslak, uzun yılankavi bir dokungaç çıkmıştı. Parmaklı ucu Frodo’nun ayağını yakalamış, onu suya doğru çekiyordu. Dizleri üzerine çöken Sam elindeki bıçağı hırsla kola batırmaktaydı.

Kol Frodo’yu bıraktı; Sam, imdat çığlıkları atarak Frodo’yu kıyıdan içeri çekti. Yirmi kol daha çıktı dalgacıklar yaratarak. Karanlık su kaynadı, etrafı bir leş kokusu sardı.
“Kapıya! Merdivenlerden yukarı! Çabuk!” diye bağırdı Gandalf geriye sıçrayarak. Sam’den başka herkesi toprağa mıhlamışa benzeyen dehşetten çıkarıp, Grup’u ileri doğru sürdü.

Kıl payıyla kurtuldular. Sam ile Frodo ancak bir iki basamak çıkmışlardı, Gandalf da daha yeni tırmanmaya başlamıştı ki, el yordamıyla ilerleyen dokungaçlar dar kıyı şeridinde kımıldanarak kaya duvarı ve kapılan yoklamaya koyuldular. Biri yıldız ışığında ıslak ıslak parlayarak kıvrım büklüm eşiği tırmandı. Gandalf dönüp duraksadı. Ama eğer hangi sözcüğün içeriden kapılan kapatacağını düşünüyor idiyse, boşuna zahmet etmişti. Boğum boğum bir sürü kol her iki yandan kapılan kavradı ve korkunç bir güçle savurarak çekti. Kapılar çatırdayan bir yankıyla çarparak kapandı, göz gözü görmez oldu. Ardından, kaim kayaların gerisinden parçalanma ve çarpma gürültüleri duyuldu.

Gözcü

Frodo’nun koluna yapışmış olan Sam zifiri karanlıkta bir basamağa çöküp kaldı. “Vah garibim Bill!” dedi hıçkırıklı bir sesle. “Vah garibim Bill! Kurtlarla yılanlar! Ama yılanlar artık canına tak dedirtti. Seçmek zorundaydım Bay Frodo. Seninle gelmek zorundaydım.”

Gandalf’ın basamaklardan geri inip asasını kapılara değdirdiğini duydular. Taşlarda bir titreşim oldu, basamaklar sarsıldı, ama kapılar açılmadı.

“Bak sen!” dedi büyücü. “Arkamızdaki çıkış artık kapalı, tek bir çıkış yolu var – o da dağların diğer tarafında. Gelen seslere bakılırsa, korkarım kapının arkasına kayalar yığıldı ve ağaçlar köklenip devrildi. Üzüldüm: Çünkü ağaçlar çok güzel ve çok görmüş geçirmişlerdi.”

“Daha ayağım suya ilk değdiği andan itibaren korkunç bir şeylerin yakında olduğunu hissetmiştim,” dedi Frodo. “Neydi o şey, ya da birden çok muydular?”

“Bilmiyorum,” diye cevap verdi Gandalf, “fakat bütün kollar tek bir amaçla yönlendiriliyorlardı. Dağların altındaki karanlık sulardan bir şey sürünüp çıkmış ya da çıkartılmış. Dünyanın derin yerlerinde orklardan daha eski ve daha iğrenç şeyler vardır.” Gölde yaşayan her ne idiyse, Grup içinde ilk Frodo’yu yakalamış olduğu hakkındaki düşüncelerini ise seslendirmedi.

Sudaki Gözcü, başka herhangi bir kaynakta geçmez ve Yüzük Kardeşliği ile olan karşılaşmasından sonraki akıbeti hakkında hiçbir bilgi yoktur.


Eğer Orta Dünya hayranıysanız, bizi TwitterInstagram ve Facebook üzerinden takip etmeyi unutmayın!

Yüzüklerin Efendisi dizisiyle ilgili son haberleri takip etmek için portalımıza, Orta Dünya ile ilgili tartışmalara katılmak için de forumumuza mutlaka bir göz atın.

YouTube ve Twitch kanallarımıza da bekleriz.

 

Mutlaka Okuyun!

Pengolodh

Pengolodh

Hayatı Pengolodh, Nevrast’ta Sindar elfi bir leydi ile Noldor beyinin çocuğu olarak doğan bir Elfti. …

Bir yorum

  1. Gandalf the Grey

    Filmde suya taşı atan Merry ve Pippin ama orjinalinde Boromir suya atıyor ve daha da önemlisi filmde gölde sanki bir şey yokmuş gibi bir hava veriliyor. Film çekildiği döneme göre çok başarılı ama böyle küçük nüanslar ayrıntıları bilenler için göze takılıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir