Summoning

 

Silenius - Protector

Kuruluş

Grubumuz Avusturya kökenli. 1993 yılında, Protector, Silenius –Summoning’in şu anki kadrosu- ve Trifixion takma isimlerini kullanan üç kişi tarafından kuruluyor bu güzide grup. Oldukça sert, çiğ black metal şarkılarıyla dolu demolar kaydediliyor. Bu demolar sayesinde, bir kayıt şirketiyle anlaşan grup, Lugburz adındaki ilk albümlerini, Pazuzu isimli birisinin de gruba katkılarıyla birlikte yayımlıyorlar.

Lugburz – 1995
Albümün adından ve kimi şarkıların isimlerinden de anlaşılacağı üzere, grup Orta Dünya temalı şarkı sözleri yazmaktalar. Bazı şarkılarında direkt Tolkien’in şiirlerinden kısımlar da bulunmakta. Yine de bu demek değil ki Orta Dünya seven kişi bu grubu dinlemek zorunda veya dinleyebilir. Özellikle de Lugburz albümünü. Bunun nedeni ise, bazı dinleyenleri tarafından Summoning albümü olarak görülmemesine dahi yol açabilecek derecede sert, hızlı, agresif ve karanlık bir albüm olmasıdır. Eğer klasik black metal türünden hazzetmiyorsanız, bu albümdeki şarkıları es geçip, grubun, birazdan okuyacağınız ikinci albümüne bakmakta fayda var.

Yine de, ben beğendiğim birkaç şarkı ismini buraya yazacağım, dileyen bunlara bakabilir. Hatta bunları her albüm için yapayım ben. Ayrıca Summoning şarkılarını kulaklıkla dinlerseniz daha memnun kalırsınız.

-Grey Heavens
-Flight of the Nazgul
-Through the Valley of the Frozen Kingdom

Değişim

Minas Morgul – 1995
Yıl aynı yıl, grup aynı grup değil. Trifixion ayrılıyor ve grup, benim en başarılı bulduğum iki müzisyen tarafından idare edilmeye başlanıyor. Kafalarda oluşabilecek olası sorulara yanıt vermeye çalışayım. Summoning konser vermiyor. Enstrümanlar bilgisayar ortamında kaydediliyor ve iki üye de vokal yapıyor. Aynı şekilde yorumlarıma devam edeyim. İkinci albüm Minas Morgul çıkıyor fakat Lugburz albümünün havasıyla tamamen farklı bir havaya sahip. Bu değişim, Summoning’in Summoning olmasına yol açan, gruba Tolkien Metal denmesine sebep olan değişimin ta kendisi. Grup Epic Black Metal’in kapısından geçip, harikalar yaratmaya tam da bu sırada başlıyor.

Tabii ki adı üstünde Black Metal olduğu için, scream vokaller ve sert gitarlardan ödün verilmiyor, eğer yumuşak müzik arıyorsanız, Summoning çok da doğru bir seçim değil.

-Orthanc
-Passing of the Grey Company
-Dagor Bragollach

Dol Guldur – 1996
Grup yaratıcılığından hiçbir şey kaybetmeden yola devam ediyor ve bir yılın ardından, 1996 yılında Dol Guldur albümünü çıkarıyor. Grubun epik ve atmosferik havayı kontrol altına daha iyi aldığı ve bu konuda daha başarılı olduğu hemen anlaşılıyor.
Şarkıların bir önceki albüme kıyasla nispeten daha uzun oldukları da önemli bir gerçek. Summoning’in kolay dinlenemediğini düşünmemin sebeplerinden biri si de bu zaten: şarkı uzunlukları. Yoğun bir harmoni –çeşit çeşit enstrüman ve katmanlı melodiler- sert ve atmosferik hava ile birleşip, -genellikle- yavaş bir tempoda yaklaşık on dakika süreyle çalındığı için, türe alışık olmayanlar sıkılabiliyor.

Dol Guldur, uzun şarkı sürelerine rağmen oldukça başarılı bulduğum bir albüm.

-Khazad Dúm

-Over Old Hills
-Angbands Schmieden

Nightshade Forests – 1997
Bu albüm hakkında yorum yapmaktan epey çekiniyorum, ara sıra açıp dinlediğimden çok hakim değilim. Dört şarkılık ufak bir albüm olduğunu söyleyerek yetineceğim.

YükselişSilenius

 

Stronghold – 1999
Epic black metal’in nasıl yapılması gerektiği konusunda bir ders niteliği taşıyan, mükemmel bir albüm. Bana kalırsa da Summoning’in yükselişinin başladığı albüm de budur. Bu albümü dinlerken bırakın sizi Summoning sizin rehberiniz olsun, diyar diyar gezdirsin sizi. Grubun müzik anlayışının çok geniş olduğunu anlamak çok zor bir şey değil. Okuduğum bir röportajda, klasik müzik dinlemeyi çok sevdikleri yazıyordu. Ortaya koydukları müzikte de klasik müziğin etkisi kolayca görülebiliyor.Şarkılar Dol Guldur’daki kadar uzun değil. Ama bu albümde özel olarak bahsetmek istediğim bir şarkı var. Where Hope and Daylight Dies. Şarkıda kadın vokaller kullanılıyor yalnızca ve –yanılıyor olabilirim- Lost Tales albümü hariç, Where Hope and Daylight Dies, Protector ve/ya Silenius’un vokal yapmadığı tek şarkı olma özelliğini taşımakta –intro niteliği taşıyan şarkıları, Bauglir, Evernight vs. bu genellemenin dışında tutuyorum elbette ki.

-Like Some Snow-White Marble Eyes
-The Rotting Horse on the Deadly Ground
-The Shadow Lies Frozen on the Hill
-Where Hope and Daylight Dies

Let the Mortal Heroes Sing Your Fame – 2001
Herhalde bir albümün adı, grubun içinde bulunduğu durumu ancak bu kadar iyi anlatabilir. Artık bu yıllarda, Summoning belirli bir üne kavuşmuş, saygı gören bir grup/müzik oluşumu olarak kendine müzik sahnelerinde yer edinmiş.

Bu albümde grup üyeleri, “sound sample” kullanıyorlar. “Sound sample”dan kast ettiğim şey de, şarkı sözü olmayıp, kısa kısa cümlelerin tekrarından oluşuyor. Örneğin, albümün son şarkısı olan Farewell’de, “Do you not know death when you see it?” sözünün tekrarlandığını duyabiliyorsunuz.

-South Away
-In Hollow Halls Beneath the Fells
-Farewell

Lost Tales – 2003
Gitarsız bir albüm! Aslında tamamlanmış bir albüm değil. Lost Tales yalnızca iki şarkıdan oluşuyor ve bu şarkılar yalnızca demo. Yanlış hatırlamıyorsam yeniden kaydetmekle uğraşmadan bu albüme koymuşlar. Albümdeki şarkılarda sözler, yalnızca “sound sample”lar kullanılarak oluşturulmuş. Bu nedenle, bu demoların muhtemelen Let the Moral Heroes Sing Your Fame albümü için kaydedildiğini fakat albümde kendilerine yer bulamadıklarını söyleyebiliriz. Albümün iki şarkısı, Summoning tarihinin en sakin ve en yumuşak şarkıları olduğu söylenebilir. İkisi de çok sevdiğim şarkılardır.

-Arcenstone
-Saruman

Oath Bound – 2006
Oath Bound ile ilgili anlatmak istediğim güzel, sevimli bir olay var. Grubun Facebook sayfasında okuduğum, çok da beğenip takdir ettiğim bir olay. Albüm tabii ki iyi, güzel, ama gereksiz ballandıra ballandıra da anlatmama gerek yok bu saatten sonra.

Albüm çıkmadan önce, Summoning’i çok beğenen bir kadın, gruba ulaşıyor ve onları ne kadar sevdiğini, onlarla çalışmak istediğini anlatıyor. Grup üyeleri de kadınla konuşup, bir şarkıda kendilerine eşlik etmesinde anlaşıyorlar. Oath Bound’un son şarkısı, Land of the Dead‘in –Summoning’in yaptığı en uzun şarkıdır- nakaratından sonra ve outro’da giren flüt melodisi, dikkat ederseniz, şarkının belirli kısımlarında çalan synthesizer ile kaydedilen diğer flüt sesinden farklıdır. Bunun sebebi de az önce bahsettiğim kadının, bu melodiyi çalmasıdır.

-Bauglir
-Across the Streaming Tide
-Mirdautas Vras
-Land of the Dead

Old Mornings Dawn – 2013
Tam yedi yıllık bir ara. İnsanlar grubun artık müzik yapmayı bırakıp bırakmadığı konusunda bile şüpheye düşmeye başlamıştı. Derken grup, öyle bir geri dönüş yaptı ki, bir yedi yıl daha yetecek güzellikte şarkılarla dinleyenlerinin karşısına çıktı. Yine de umuyoruz ki bu kadar beklemeyiz. Zaten Summoning de, yeni albüm için çalıştıklarını, Facebook sayfasından belirtmişti.

Old Mornings Dawn, Summoning’in alanında en iyisi olduğunu ortaya bir kez daha net bir şekilde koyduğu bir albüm. Özellikle Old Mornings Dawn ve Earthshine şarkılarındaki şiir kısımları, koro bölümleri büyüleyicidir. Earthshine uzunca bir süre, en beğendiğim Summoning şarkısıydı.

-Old Mornings Dawn
-Caradhras
-Of Pale White Morns and Darkened Eves
-Earthshine

Yeni gelişmeler için grubun web sitesini takip edebilirsiniz.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir