Tol Eressea

 

Tol Eressea

Tol Eressea

Ölümsüz Topraklar’da yer alan, Mallorn ağaçlarının yurdu büyük, geniş bir adadır. En önemli şehri ve merkezi, doğu kıyısındaki liman kenti Avallone’dir. İlk zamanlarda, Ayıran Denizler’in (Belegaer) ortasında, her türlü kara parçasından uzaktadır. Önceden adanın doğu ucu, Vala Ulmo adayı Elfler’i Aman’a taşımak için kullanırken kopmuş ve Balar Koyu’nda kalarak Balar Adası’nı oluşturmuştur. Ana kısım ise Valinor’da Eldamar Koyu’nda kalarak Tol Eressea’yı meydana getirmiştir. Zamanla Aman’dan gelen Teleri Elfleri bölgeye yerleşmiştir, Alqualondë’ye gidene kadar da adada kalmışlardır. Daha sonra Birinci Çağ’ın bitiminde, sürgün edilmiş Orta-Dünya Elfleri olan Noldor ve Sindar Elfleri’nin evi olmuştur. Aynı zamanda, Frodo, Bilbo ve Sam’in, Ölümsüz Diyarlar’a seyahatleri izin verildiği zaman gelip yaşadıkları topraklardır.

J.R.R. Tolkien’in yarattığı evrenin ilk zamanlarında Tol Eressea, Anglo-saksonlar’ın Büyük Britanya’ ya gelişinin mitolojik temeli olarak, Elfler’in yerlisi olduğu bir çeşit Kutsanmış Ada’dır. Büyük Britanya’nın ya da eski Gal dilindeki karşılığı Albion’un, İngilizleri’n yerleşmesinden önceki mitolojik karşılığı olarak düşünülür. Adanın ana şehri Kortirion, günümüzde Büyük Britanya Adası’nın İngiltere kısmının merkezi olan Warwick gibi adanın tam olarak merkezinde yer alır.

Yine Tolkien’in ilk yazılarına göre ada, Aelfwine (ya da Eriol) adında Orta Çağ’da yaşayan İngiliz (Anglo-sakson) bir gezgin tarafından ziyaret edilir. Gezgin denizci Eriol, adaya geldiği zaman, Kortirion’daki Kayıp Oyun Evi’ne uğrar. Elfler Eriol’a, bu eve geldiği zaman çeşitli öyküler anlatırlar. İşte bu öyküler Silmarillion’un alt yapısını oluşturur. İsmi Quenya dilinde “Yalnız Ada” manasındadır. Tolkien’in Kayıp Öyküler Birinci Kitapta, “Kortirion” olarak başlık atıp yazdığı bir şiiri de vardır. Sonradan Tolkien Tol Eressea’nın Albion ile ilişkilendirilen bu kimliğini, batıdan çok uzaklarda Valinor’da bir ada olarak tanımlamasıyla geçersiz kılmıştır.

Bir başka hikâyeye göre ise, Tol Eressea’nın sonradan yeri değişmiş ve İngitere’yi oluşturmuştur. İnsanların gelmesiyle de Elfler’in nüfusu tükenmiştir. Bunun farklı bir hali olarak; Tol Eressea, İnsanların İngiltere’ye gelmesiyle ülkeden ayrılan Elfler’in geldiği bir adadır ve yukarıda bahsedilen Aelfwine da İngiltere’den onları izlemeye gelir.

Tol Eressëa, Quenya’da “Yalnız Ada” manasında gelir. Tol kelimesi Ada, eressëa ise yalnızlık demektir. Kısaca Eressëa olarak da anılır. Ortak Lisan’da Yalnız Ada ve Kayıp Ada olarak bilinir.

Coğrafyası

Tol eressea

Tol Eressea, Aman kıtasının doğu kıyısındaki Eldamar Koyu’nda yer alır. Valar diyarı olan Valinor, Aman’dadır ve Pelori olarak adlandırılan sıra dağlar, kıtanın tüm doğu kıyısı boyunca yükselir. Eldamar Koyu’nda, Pelori’nin ortasındaki bir boşluk olan Calacirya yani Işık Geçidi bulunur. Tirion şehri, Tol Eressea’ya bakacak şekilde Işık Geçidi’nin üzerinde kuruludur.

Geçit, Valinor’un İki Ağacı’nın yaydığı ışığın, Tol Eressea’nın batı tarafına gelmesine izin verir. Bu yüzden adanın ışık gören tarafı zengin ve yeşildir. Pelori’nin doğusunda büyüyen bitkiler arasında, ilk çiçek açanlar burada olmuştur. Tol Eressea çiçekleri arasında, Lothlorien’de de yetişen Elanor ile Valinor çiçeği Lissuin vardır.

Ada, topraklarında yetişen çeşitli birçok ağaç ile ünlüdür. İşte bu ağaçlardan bazıları; Oiolairë, Lairelossë, Nessamelda, Malinornë (Mallorn), Taniquelassë, Yavannamírë, Vardarianna, Lavaralda

Ak Ağaç Celeborn’un, Yavanna’nın İki Ağaç’tan Telperion anısına yarattığı Galathilion’dan bir fide alıp büyütmesiyle oluşmuştur. Sonradan Elfler, Celeborn’un diktiği bu ağaçtan yine bir fide alıp Numenorlular’a hediye etmişlerdir. Gondor’un Ak Ağacı buradan gelir.

Adanın güneyinde, Gölgeli Denizler ve Büyülü Adalar vardır. Tehlikeli sular, Ölümsüz Diyarlar’a ulaşmak isteyen yabancıların zihinlerini karıştırır ve allak bullak olan gezginler, Eldamar Koyu önündeki adalar zincirinde kaybolurlar. Büyülü Adalar’dan birine çıkabilen biri, artık tuzağa düşmüştür ve hemen derin bir uykuya dalar.

Avallone, Tol Eressea kıyısı üzerindeki güzel beyaz bir liman şehridir. Avallone Kulesi, Ölümsüz Diyarlar’a yaklaşan denizcilerce görülen ilk yapıdır ve Palantirler’in en güçlüsü olan “Baş Taş” kulede tutulur.

Oluşumu ve Tarihi

Tol Eressea aslında, Aman ve Orta-Dünya kıyılarından uzakta, denizin ortasında duran bir adaydı. Ama Valar Yılları’ nın 3450.Yılında, Morgoth’un Valar Lambaları’ndan biri olan Illuin’i yok etmesiyle ortaya çıkan karışıklık ortamında, bulunduğu coğrafya değişikliğe uğradı.

Ağaçların Yılları döneminin 1132. yılında, Suların Efendisi Vala Ulmo, adayı durduğu yerden kaldırdı ve Orta-Dünya’nın batı kıyısındaki Balar Koyu’na getirdi. Adayı, Elfleri Ölümsüz Diyarlar’a taşımak için kullandı. İlk olarak Vanyar ve Noldor, ada üstünde denizin batı yakasına taşınacaktı. Ada Balar Koyu’ndan ayrılırken doğu ucu koptu ve kopan kısım koyda kalarak Balar Adası’nı meydana getirdi.

Teleri Elfleri, Orta-Dünya kıyılarına ayak uyduramadılar ve Ulmo’nun hizmetindeki Maia Osse’den deniz hakkında bilgiler öğrenmeye başladılar. Ama 1149’da Ulmo adayla birlikte Orta-Dünya’ya geri döndü ve birçok Teleri, akrabalarının peşinden gitmeyi tercih etti. Böylece 1150’de Ölümsüz Diyarlar’a ada üzerinde taşındılar, 1151’de Eldamar Koyu’na vardılar ama Osse ile olan dostlukları ve denize olan tutkuları yüzünden, kıyıya çıkmak yerine ada üzerinde yaşamayı tercih ettiler.

Osse de adayı, tamamen Eldamar Koyu’na bağladı ve o zamandan sonra ada, Tol Eressea yani Yalnız Ada oldu. Teleri, 1161’e (Adaya çıktıkları 1151’den bu yana geçen 10 Valar yılı, 100 Güneş yılına eşit oluyor) kadar adada yaşadı. Aradaki süre boyunca dilleri, Valinor’da yaşayan Vanyar ve Noldor’dan farklılaştı.

Ama Teleri zamanla akrabalarını özledi, İki Ağaç’ın ışığı onları kendisine çekiyordu ve sonunda kıyıya çıkmaya (Valinor’ a yani) karar verdiler. Osse onlar nasıl gemi yapılacağını öğrettikten sonra kıtaya doğru yelken açtılar. Kıyıya çıktıktan sonra, Eldamar Koyu’nun kuzey kıyısında, Alqualonde Limanı’nı inşa ettiler.

Morgoth 1495 civarında, İki Ağaç’ı yok etti. Valar ise, Morgoth’un 1500 yılında Ay’a da saldırmasından sonra, daha fazla ileri gitmesini önlemek için Büyülü Adaları ve Gölgeli Denizler’ i yarattı. Yine bu dönemlerde, birçok Noldor, Morgoth’un çaldığı Silmarilleri yeniden elde edebilmek için Orta-Dünya’ya gitti. Valar Noldor’u Ölümsüz Diyarlar’dan sürgün etmişti.

Birinci Çağ’ın sonunda Earendil, Orta-Dünya’dan yola çıkıp Gölgeli Denizler ile Büyülü Adalar’ı başarıyla geçerek Ölümsüz Diyarlar’a ulaşan ilk denizci oldu. Valar’a Orta-Dünya halklarına yardım etmesi için yalvardı ve Valar Morgoth’u Öfke Savaşı’nda yenilgiye uğrattı.

Ardından Valar, Noldor’u affetti ve Noldor’un birçoğu, Tol Eressea’da yaşamak üzere Ölümsüz Diyarlar’a geri döndü. Tol Eressea’ya göç eden Elfler arasında, Birinci Çağ hakkındaki bilgilerin büyük çoğunluğunun kaynağı olan Bilgin Pengolodh da vardı. Tol Eressea Elfleri, Orta-Dünya’da olduğu gibi adada da Sindarin’i kullandı.

İkinci Çağ’ın başlangıcında Valar, Morgoth’a karşı olan mücadelelerinde Elfler’e cesurca yardım eden İnsanlar’a bir hediye olarak Numenor Adası’nı yarattı. Ada Orta-Dünya ile Ölümsüz Diyarlar arasındaki denizde bulunuyordu ve bazen Numenor’dan, Tol Eressea’daki Avallone’yi görülebiliyordu.

Avallone Kulesi

Tol Eressea

Tol Eressea Elfleri, Numenor İnsanları’na çok çeşitli kuşlar, çiçekler ve içerisinde, Celeborn’un Nimloth olarak isimlendirdiği Ak Ağaç’ın bir fidesinin de bulunduğu ağaçlar hediye ettiler. İlk başta Elfler ve Numenorlular arasında bir dostluk başladı, Tol Eressea’dan birçok gemi Numenor’a gitti. Ama İnsanlar’ın batıya, Ölümsüz Diyarlar’a doğru seyahat etmeleri yasaklanmıştı; çünkü Valar, eğer buna izin verirlerse İnsanlar’ın içinde, hiçbir zaman elde edemeyecekleri ölümsüzlüğe karşı bir arzu doğacağından korkuyordu.

Numenor halkının büyük bölümü ölümsüzlüğe gıpta etti ve onu şiddetle istedi, böylece Elfler ile yabancılaştılar, ama kendilerini Sadıklar olarak nitelendiren bir grup, Elfler ile dost kaldı. Sadıklar, Numenor’un batı kıyısındaki Andunie Limanı’nda yaşıyorlardı ve Tol Eressea Elfleri de onları ziyaret etmeye devam etti. 2899-2962 yılları arasında hüküm süren Ar-Adunakhor’un saltanatında ise bu eylemi gizlice sürdürdüler.

Tol Eressea Elfleri, Ar-Gimilzor’un kral olduğu dönemde (3102-3177) Valar’a casusluk yapmakla suçlandılar ve Numenor’a gelmeleri artık yasaklandı. Elfler ile iletişime geçenler de cezalandırıldı. Ar-Pharazon 3319’da Sauron’un etkisiyle, ölümsüzlüğü kazanabilmek için Ölümsüz Diyarlar’ı işgal etmeye kalkıştı. Saldırı filosu, Eldamar Koyu’nu doldurmuş ve Tol Eressea’yı çevrelemişti.

Valar’ın çağrısıyla Eru, olaya müdahale etti ve Ar-Pharazon’un filosuyla birlikte tüm Numenor’u sulara batırdı. Elendil’in başında olduğu Sadıklar ise, Orta-Dünya’ya kaçtı ve Gondor ile Arnor Krallıkları’nı kurdu. Elfler Amandil’e yedi Palantir vermişlerdi, Amandil de onları Elendil’e ve kurduğu krallıklara emanet etti. Taşlardan Elendil Taşı olarak anılanı, Tol Eressea’daki Avallone Kulesi’nde bulunan en güçlü taşa bağlandı.

Eru Numenor’un Çöküşü’nden sonra dünyanın şeklini tamamen değiştirdi. Denizler büküldü ve dünya yuvarlak hale geldi, Aman ile Tol Eressea Dünya Küreleri’nin dışına çıkarıldı ve böylece İnsan gemilerinin ulaşabilmesi imkânsızlaştı. Ama Elf gemileri, limanlar üzerinde bir köprü görevi görerek Ölümsüz Diyarlar’a kadar ulaşan görünmez bir yol olan Düz Yol’u (the Straight Road) aşabilme yetkisine sahiplerdi. Üçüncü Çağ boyunca birçok Elf, çoğunlukla Gri Limanlar’ı kullanarak Orta-Dünya’yı terk etti.

Yüzük Savaşı’nın ardından, Tek Yüzük’ün taşınmasının getirdiği büyük sıkıntılardan dolayı, Frodo ve Bilbo Baggins’e Ölümsüz Diyarlar’a yelken açabilmeleri için özel bir izin verildi. Galadriel Frodo adına Valar’a dua etti ve Arwen de, aynı zamanda Valar’ın elçisi olan Gandalf’tan aracılık yapmasını istedi.

Frodo ile Bilbo, 29 Eylül 3021’de Gri Limanlar’dan gemiye bindiler. Dördüncü Çağ’ın 61. yılında, Sam de onlara katıldı. Hepsi ölümsüzdü ve nihayetinde öldüler, ama Valar’ın ışığı altındaki Tol Eressea’da, kalan günlerini huzur içinde geçirdiklerine inanılır.


Eğer Orta Dünya hayranıysanız, bizi TwitterInstagram ve Facebook üzerinden takip etmeyi unutmayın!

Yüzüklerin Efendisi dizisiyle ilgili son haberleri takip etmek için portalımıza, Orta Dünya ile ilgili tartışmalara katılmak için de forumumuza mutlaka bir göz atın.

YouTube ve Twitch kanallarımıza da bekleriz.

 

 

Mutlaka Okuyun!

Tulkas

“Böylece, öfkesi güçlü bir rüzgar gibi eserek önündeki bulut ve karanlığı dağıtan Güçlü Tulkas geldi.” …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir