Grönholm Metodu

14 Ekim 2015

Grönholm Metodu

Yeni bir gün, yeni bir prömiyer! Şanslıydık ki Grönholm Metodu oyununu ön sıralardan izleme fırsatı bulduk ve bu oyunu eğer arka sıralardan izleseydim üzülürdüm. Çünkü oyuncular öyle harika ki, hepsi devlet tiyatrolarında deneyimli, birçok oyunda izlediğimiz, sahne tozunu ciğerlerinin en dip köşesine kadar yutmuş, sahneye hakim oyuncular. Dört oyuncumuz vardı sahnede, Ünsal Coşar, Cüneyt Mete, Nur Yazar ve Deniz Gökçe.

Oyunun konusu plaza insanlarına tanıdık gelecek türden; dünya çapında çok önemli bir konumda olan çok uluslu bir şirket için üst düzey bir yönetici işe alınacak ve bunun için de üst düzey bir eleme yapılmalı mantığı ile yola çıkılmış bir elemeler zinciri. Oyunu izlemeyenler için sahne beklentisi yaratmadan nasıl anlatabilirim bilmiyorum, en güzel özeti; oyun da oyunculuklar da harikaydı!

Elbette bu cümleyi biraz açmak gerek. Oyunun bütününe gelelim ilk olarak, kostüm, saç, makyaj ve sahne tasarımında emeği olan kişilerin bu konuda az mürekkep yalamadıkları her replikle daha da belli oluyordu, dekorda kullanılan saatler, ışıklandırma, hepsi ince bir gözlem ve uygulama yeteneğinin ürünüydü. Oyuncuların giyimi ve yansıttıkları karakter, kadın oyuncuların saç – makyaj ve karakter uyumu ve hatta kadın oyuncuların ayakkabıları bile canlandırdığı karakterin ruhunu bize hissettiriyordu. Oyunun kendisine tekrar dönecek olursak; oyunda her an kendinizi empati yapıyorken ya da şüphe duyuyorken, “Ben olsam ne yapardım?” derken buluyorsunuz ve zamanla bu duygularınız oyuncular tarafından süzgeçten geçirilip sahneleniyor adeta.

Oyunun son sahnelerinde sizleri bir sürpriz bekliyor, kendinizi “Nasıl yani?!” demekten alıkoyamayacaksınız, kesinlikle sezonun en iddialı oyunlarından, şimdiden iyi seyirler.

İçindekiler

Grönholm Metodu – Ankara Devlet Tiyatrosu

1 Perde – 1 saat 35 dakika

Oyun Detayı

“İspanyol yazar Jordi Galceran, acımasız iş dünyasının yeniden tanımladığı “profesyonellik” ve “fedakârlık” kavramlarını sorgularken, insanların zaaflarının bu mücadeledeki yerini kara bir komedi içinde sunuyor.
Bir akşamüstü, şık bir plaza, büyük bir şirketin satış müdürlüğü pozisyonunun son etabı…”

Yazan

Jordi Galceran

Yöneten

Sinan Pekinton

Çeviri

Beliz Coşar