Kullervo’nun Hikayesi | Kitap İncelemesi

kullervo'nun hikayesi

Kullervo’nun Hikayesi Kitap İncelemesi

Kullervo’nun Hikayesi J.R.R. Tolkien’in 1914-1915 yıllarında Exeter College, Oxford’da okumaktayken yazdığı bir hikaye uyarlaması. Yazarın Orta Dünya konulu eserlerinden farklı olarak kendi kurgusu değil Sigurd ve Gudrun Efsanesi gibi mevcut bir hikayeden uyarlama özelliği taşıyor. Tolkien’in Orta Dünya evrenini oluştururken en çok etkilendiği mitolojilerin başında Fin mitolojisinin geldiği iyi bilinen bir gerçek. Kitaba adını veren Kullervo da Finlandiya’nın ünlü halk destanı Kalevala’daki karakterlerden bir tanesi. Kitap, edebi alandaki ilk girişimlerini destansı öyküleri kendince yorumlayarak gerçekleştiren yazarın ilk yazınsal ürünü olarak değerlendirilebilir.

Tolkien Kalevala’yı ilk olarak üniversiteden önce eğitim aldığı King Edwards School’da çeviri haliye okumuştur.  Oxford’dayken kütüphanede bulduğu bir Fin gramer kitabıyla eseri aslından takip etmeye çalışsa da dilin zorluğundan dolayı kendi ifadesiyle “orijinal lisanın kalelerine çılgınca bir saldırıda bulunur ve ağır kayıplarla geri püskürtülür”.

Kalevala’nın Tolkien üzerindeki etkisi Orta Dünya eserlerinde açıkça görülmektedir. Fin destanında bulunan ve sahibine büyük bir güç ve yenilmezlik bahşeden Sampo, Tolkien legendarium’unda Tek Yüzük’ün karşılığıdır. Aynı zamanda Kalevala’daki Vainamoinen tıpkı Gandalf gibi sınırsız bir bilgelik  ve ölümsüzlük özelliği taşımakta ve hikayenin sonunda ikisi de gemi ile Ölümsüz Diyarlar’a yelken açmaktadır.

Bu benzerlikler Kullervo’nun Hikayesinde de ilk bakışta göze çarpan etkenlerden. Baş kahraman Kullervo talihsiz ve öfkeli mizacı, yaşadığı aile dramı, babasını çocuk yaşta kaybedip annesi ve kız kardeşinden ayrı yaşadığı sefil hayat ve hikayenin sonundaki talihsiz karşılaşma ile acı son yönünden Silmarillion’daki Turin Turambar’ın adeta bir öncüsü konumunda. Kullervo’nun köpeği Musti ise Kullervo’ya üç defa yardım etmesi, sürekli Kullervo’yu takip edip gözetmesi ve akıbeti yönüyle Beren ve Luthien’in yoldaşı Huan’a olan benzerliğiyle dikkat çekiyor.

Kitabın bir diğer özelliği kuşkusuz fazlasıyla karanlık oluşu. Turin Turambar’ın öyküsünde hayatının belli bölümlerinde kısa süreli parlak dönemler yaşansa da atası Kullervo bu konuda çok daha talihsiz bir konumda. Çok küçük yaşta babasını kaybetmesinin ardından annesi ve kız kardeşinden koparılıp köle olarak yabancı bir diyara satılması, ardından gelecek ve peşini bırakmayacak talihsiz olaylara zemin hazırlıyor. Tolkien’in kendisinin de 3 yaşında babasını, 12 yaşında ise annesini kaybetmesi yazarın Kalevala’yı okurken Kullervo’yla kurduğu bağın ve bu öyküyü yeniden yorumlamak istemesinin ana sebebi olarak görülebilir.

Kullervo’nun Hikayesi, Tolkien’in kendi edebi evrenini oluşturma yolunda uyarlamadan yaratıcılığa doğru atılan temel adım olma özelliği taşıyor. Sürükleyicilik ve uzunluk bakımından Hurin’in Çocukları, Beren ve Luthien’in Öyküsü gibi hikayeler ile aynı seviyede olmadığı kesin ancak Tolkien’in kafasında Orta Dünya’nın ilk kıvılcımlarının nasıl oluştuğunu görmek isteyenler için kaçırılmaması gereken bir kitap.

Eğer Orta Dünya hayranıysanız, bizi TwitterInstagram ve Facebook üzerinden takip etmeyi unutmayın!

Yüzüklerin Efendisi dizisiyle ilgili son haberleri takip etmek için portalımıza, Orta Dünya ile ilgili tartışmalara katılmak için de forumumuza mutlaka bir göz atın.

YouTube ve Twitch kanallarımıza da bekleriz.

Mutlaka Okuyun!

Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri 3. Bölüm Detaylı İncelemesi (The Rings of Power 1. Sezon)

Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri 3. bölümü yayınlandı. Ada Krallığı Númenor’u ve halkını ilk kez gördüğümüz …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir