Boromir Künye:
Irk: İnsan
Dil: Westron
Cinsiyeti: Erkek
Soy: Gondorlu İnsan- Vekilharç Hurin Hanedanı
Ebeveynleri: Vekilharç Denethor ve Finduilas
Kardeşi: Faramir
Doğum Tarihi: 3.Çağ 2978
Ölüm Tarihi ve Yeri: 26 Şubat, 3.Çağ 3019
İkamet Ettiği Yerler: Minas Tirith
Taşıdığı Ünvanlar: Ak Kule’nin Komutanı, Gondor’un Vekilharç Prensi
Silahları: Kılıç, kalkan ve Gondor’un Borusu
Boromir’in Doğumu ve Gençliği
Boromir 2978 yılında dünyaya gelmişti. 2984 yılında babası Denethor Gondor Vekilharcı olmuştu. Vekilharçlar Kralların soyu kuruduğu için yüzyıllardır Gondor’u yönetiyordu. Henüz küçük bir çocukken bile babasının kral olmayışı ve asla olamayacak oluşu onu rahatsız ederdi.
Küçükken babasına sormuştu:
Bir vekilharcın kral olması için kaç yüz yıl gerekir, eğer kral geri dönmezse?
‘‘Birkaç yıl yeter, sadakatin daha az olduğu yerlerde.’ diye cevap vermişti Denethor ‘’Gondor’da on bin yıl bile yetmez.’
Boromir’in küçük kardeşi Faramir 2983 yılında doğmuştu. Anneleri Finduilas Minas Tirith’te yaşamaktan hiç memnun değildi aynı zamanda Mordor’un Anduin’in ötesinde büyüyen gücü onu güçsüz düşürüyordu. Finduilas Mandos’un Salonlarına gittiğinde Boromir on Faramir henüz beş yaşındaydı. Annelerinin ölümünden sonra babaları daha zalim ve daha soğuk bir insan olmuştu.
Küçük kardeşine karşı çok korumacıydı. Aralarında kuvvetli bir bağ ve sevgi vardı. Ama iki kardeşin mizaçları tamamen farklıydı; Boromir sadece askeri konularla ilgilenirken, Faramir sadece savaşla değil, aynı zamanda bilge birisi olmak için kitaplarla uğraşıyordu. Denethor açıkça Boromir’i daha çok sevmesine rağmen iki kardeş arasında hiçbir rekabet yoktu.
Gondor Komutanı Boromir
Büyüdüğünde uzun boylu ve güçlü bir insan olmuştu. O Ak Kulenin Muhafızı’ydı ve Gondor komutanlarından biriydi. Cesur bir savaşçı ve savaş alanında güçlü bir liderdi.
20 Haziran 3018’de Sauron’un kuvvetleri Osgiliath’a saldırmıştı ve Mordor’un ordusu Nazgul Lordu’nun komutasındaydı. Gondor halkı İthilien’den sürülmüştü, ama hala orada biraz asker tutuyorlardı. Fakat 20 Haziran günü gerçekleşen saldırıda İthilien’den tamam sökülüp atıldılar. Mordor ordularının sayısı Gondorlulardan fazlaydı, ama Boromir’e göre Mordor’a galibiyeti getiren sayılar değildi. Ortada daha önce hiç hissetmedikleri bir güç vardı, bazıları büyük kara bir atlı, ayın altındaki kara bir gölge görmüşlerdi.
Onlar henüz bilmeseler de bu gizli güç Dokuzların lideri Cadı Kral’dı. Gittiği her yerde düşmanı delilik kaplarken Gondorluların en cesurlarının dahi içine korku düşüyordu. Nehrin doğusundaki güçlerinin çok küçük bir kısmı ancak Osgiliath’ın harabelerinin arasında ayakta kalmış olan son köprüyü tahrip ederek kaçabilmişti. Boromir köprüyü tutan bölüğün içindeydi, kardeşi Faramir ve iki kişiyle beraber yüzerek kurtulmuşlardı.
Boromir Ayrıkvadi Yolunda
Saldırıdan önceki akşam önce Faramir sonra Boromir aynı rüyayı görmüştü.
Bu rüyada gökyüzünün doğusunun karardığını gördüm; bir de gitgide büyüyen bir gök gürültüsü vardı. Fakat Batı’da soluk bir ışık hâlâ dayanıyordu ve bu ışığın içinden uzak ama berrak bir sesin haykırdığını duydum:
Kırılmış olan Kılıç’ı ara:
Onu Imladris’te bulacaksın;
Orada Morgul büyülerinden güçlü
Öğütler alacaksın.
Göreceksin beliren alameti
Kıyameti haber verecek sana
Uyanacak Isildur’Un Felaketi;
Ve Buçukluk atılacak öne.Yüzük Kardeşliği; Elrond’un Divanı syf.300
Boromir ve Faramir bu rüyayı gördükten sonra anlamını çözmesi için babaları Denethor’a gitmiş ama Denethor bu rüyanın çözümünün bir tek kuzeydeki Imladris’te yani Elf Lordu Elrond’un evinde olduğunu söylemişti. Faramir hem Imladris’i görmek istemesi hem de Gondor’a bir yardımı dokunacağına inandığı için bu göreve talip oldu. Ama Boromir bu yolculuğun uzun ve zorlu olacağını bildiği için bu görevi kendisi üstlendi. Denethor gönülsüzce bu isteği kabul etti ve 4 Temmuz’da yola koyuldu.
Boromir’in 110 gün sürecek yolculuğu böylece başladı. Rohan Geçidin’den geçip Dumanlı Dağlar’ın batısından kuzeye yolculuk yaptı. Bu yolculukta pek çok zorlukla karşılaştı yollar hiç güvenli değildi ve Kuzey-Güney Yolu neredeyse kaybolmuştu. Tharbad’ın yakınlarında Grisel Nehrini geçerken atını kaybetti. Bu yüzden yolun geri kalanını yürüyerek tamamladı.
Boromir Yüzük Kardeşliğinde
Elrond’un Divanı
Boromir günün erken saatlerinde Ayrıkvadi’ye vardı. Frodo ve Bilbo’yu görünce şaşırıp bakakalmıştı. Çünkü Buçukluklar Gondor’da sadece Kuzey Krallığının efsanelerinden biri olarak geçiyordu ama burada onları kanlı canlı karşısında görüyordu. Diğer katılımcıların da şans eseri orada bulunmasıyla ertesi gün Divan bir araya geldi, ve Elrond Yüzük’ün hikayesini anlatmaya başladı. Konunun Gondor’a ve Gondorluların Sauron’a karşı verdiği savaşa gelmesiyle Boromir müsaade isteyip ayağa kalktı ve ülkesinin savaşta yaptığı fedakarlıklardan bahsetti.
Daha sonra da Ayrıkvadi’ye asıl gelme sebebi olan rüyasının dile getirdi. Sorusunun üstüne Aragorn ayağa kalktı ve Anduril’i, Kırılan Kılıcı gösterdi onlara. Boromir Aragorn’un kim olduğunu öğrendiğinde ona şüpheyle baktı, Aragorn’un sözlerinin ardından kuşkuları yatışmamış olsa da sessizliğini korudu.
Bu konuşmanın ardından sıra Yüzüğe ve ona ne yapacaklarına karar vermeye geldi. Yüzük’le yapılacaklara dair pek çok görüş vardı; kimileri onu saklamayı, kimileri yok etmeyi, kimileri Valinor’a götürmeyi teklif etmişti ama Boromir’in farklı bir fikri vardı. Ona göre Yüzük bir hediyeydi, Düşman’ı yenmelerini sağlayacak bir hediye.
Fakat ne kadar dil döktüyse de diğerlerini Yüzük’ü kullanmaya ikna edemedi. Sonunda Divan Yüzük’ü yok etme kararı aldı, Boromir fikri Gandalf ve Elrond’un açıklamalarına rağmen tamamen değişmemiş olsa da kararlarına uydu. Bu görevin yerine getirilmesi için dokuz kişiden oluşan bir Kardeşlik oluşturulmuştu. Boromir de Gondor’a doğru yolu yüzlerce mil onlarla tuttuğu için Kardeşlik’in bir parçasıydı.
Kardeşlik Yola Çıkıyor
25 Aralık 3018’de Kardeşlik Yüzük’ü yok etmek için yola çıkacaktı. Boromir uzun bir kılıç, bir kalkan ve Avcı Vorondil’den bu yana Hurin Hanedanının temsilcilerinin kullandığı savaş borusunu taşıyordu. Yola çıkmadan önce borusunu üfledi, yankılar kayadan kayaya sıçradı ve Ayrıkvadi’de bu sesi duyan herkes yerinden uğradı. Grup üyeleri son hazırlıklarını yaptılar ve Ayrıkvadi’den ayrıldılar, böylece Yüzük’ün yolculuğu başlamıştı.
Dağları aşmak için Kızılboynuz geçidine dönmeden önce Boromir’in tavsiyesine uyarak yanlarına odun ve çalı çırpı aldılar. Yine de Gandalf ateş ile ölüm arasında bir seçim yapmak zorunda kalmayıncaya kadar odunları kullanamayacaklarını söyledi. 11 Ocak 3019’da Caradhras’ta kar fırtınasına yakalandılar, fırtınanın iyice şiddetlenmesiyle seçimleri ateş ve ölüm arasına gelmişti.
Böylece Gandalf’ın da yardımıyla küçük bir ateş yaktılar. Ertesi sabah dağdan inmek konusunda anlaştılar ama karlar rüzgarlarla savrulup önlerinde bir set oluşturmuştu. Aragorn ve Boromir elleriyle diğerlerinin karda yürüyebileceği bir yol açtılar, Kardeşlik bu yoldan aşağıya indi. En arkadan gelen Frodo yere ayağını bastığı an derin bir gümbürtü koptu ve heyelan halinde inen karlar açtıkları yolu kapattı. Dağa tekrar çıkmaları imkansız hale gelmişti. Bir gün önce ilk kar taneciklerini hissettikleri yere vardıklarında Gandalf orada bir gece daha bekleyemeyeceklerini söyledi. Böylece peşlerinde soğuk bir rüzgârla, sırtlarını Kızılboynuz Geçidi’ne çevirip yorgun argın tökezleyerek yamaçtan aşağıya yöneldiler. Caradhras onları alt etmişti.
Karanlıkta Yolculuk
Kızılboynuz geçidinden geçemeyecekleri kesinleşince Gandalf Moria’dan geçmeyi teklif etti. Boromir Rohan Geçidi veya daha güneyden Gondor üzerinden gitmeyi teklif etse de reddedildi. Rohan Geçidi Yüzük’ü Saruman’a tehlikeli derecede yaklaştırıyordu, diğer yol ise çok uzun zaman alırdı. Grupta Gandalf, Aragorn ve Gimli hariç kimse Moria’dan geçmek istemiyordu. Fakat aynı gece bir warg sürüsünün saldırısına uğradıkları için seçim yapma şansları kalmamıştı, Moria’dan geçeceklerdi.
Gandalf’ın rehberliğinde Moria’nın Batı Kapılarını buldular. Fakat Büyücü Orta Dünya’nın Batısında konuşulmuş her dilde farklı komutlarla kapıyı açmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Neden sonra Merry’nin kapının üstünde yazan bilmeceyi çözmesiyle büyücü kapıyı açtı ve madenlere girmeye başladılar. Fakat Frodo tam içeri girecekken Sudaki Gözcünün saldırısına uğradı. Onu yaratıktan kurtarmayı başarsalar da arkalarındaki kapı çökmüştü, artık tek bir çıkış vardı- dağların diğer tarafında.
15 Ocak günü Kardeşlik Mazarbul odasında saldırıya uğramıştı. İlk gelen orkları savuşturduktan sonra var güçleriyle kaçmaya başladılar. Kaçışları onları İlk Derinlik’e, kapıların hemen altındaki kata getirmişti. Dar bir köprü olan Khazad-dum köprüsünü geçebilirlerse dışardaki dünyayla aralarında çok az bir yol kalmış olacaktı. Fakat köprüden geçmeye başladıklarında arkalarındaki karanlıktan bir Balrog çıktı ve onlara doğru ilerlemeye başladı.
Herkesi korku ve ümitsizliğin kapladığı o an Boromir borusunu üfleyerek düşmana meydan okudu. Orklar yaygarayı kestiler, Kanatlı Gölge bir an duraksadı. Herkes köprüyü geçtikten sonra Gandalf Balrog’u köprüde karşıladı, asasını yere vurup köprünün tam düşmanın altındaki kısmını kırıp onu aşağıya düşürdü. Fakat Balrog daha düşerken kırbacını savurmayı başarmıştı, kösele şeritler büyücüyü tökezlettiler ve uçurumdan aşağı çektiler. Kardeşlik Aragorn’un önderliğinde madenlerden çıktı, umutların ötesinde rüzgarı bir kez daha yüzlerinde hissederek.
Lothlórien
Aragorn şimdi Kardeşlik’in lideri olmuştu ve Lothlorien’e gitmeyi teklif etti. Ama Boromir Lothlorien’in tehlikeli bir yer olduğunu ve oraya giren çok az kişinin zarar görmeden çıkabildiğini söylemişti. Ama Aragorn sadece kötü olanların ve kötülük getirenlerin Lothlorien’de zarar göreceğini söyledi. Bunun üzerine Boromir Aragorn’u izlemeyi kabul etti ve Kardeşlik Altın Orman’a doğru yola çıktı. 17 Ocak’ta Leydi Galadriel’in huzuruna çıktılar. Elf Hanımı bakışlarıyla her birine en çok arzuladıkları şeyi sunmuştu. Macera’yı ve Sauron’a karşı savaşı diğerlerine bırakmaları yeterliydi arzularını elde etmek için. Boromir Galadriel’i dinlemeyi bile reddetttiğini söylese de kendisine ne teklif edildiğinden bahsetmedi.
Kardeşlik Lothlorien’den ayrılacağı zaman Boromir Minas Tirith’e gitmeyi teklif etti ama Aragorn bu karar için henüz erken olduğunu söyledi. Aragorn hem İsildur’un varisinin Minas Tirith’e dönmesi gerektiğine inanıyor hem de Frodo’ya karşı sorumluluk hissediyordu, bu yüzden kararı ona bırakmıştı. Bunun üzerine tek başına dahi olsa Minas Tirith’e gideceğini söyledi. Sonra ağır ağır, sanki kendi kendine tartışırmışçasına tekrar konuştu. Ağzından Yüzük’ü atmanın ahmaklık olacağını kaçırana kadar yüksek sesle düşündüğünü fark etmedi, fark ettiğinde de lafını toparlayıp sessizleşti.
Frodo Boromir’in gözlerinde yeni ve yabancı bir bakış görüyordu. Yüzük’ü kullanmaları gerektiğini Divan’da dile getirdiğinde Elrond’un sözlerini düzeltmesine razı gelmişti. Fakat belli ki fikri değişmemişti. Başka hiç kimsenin Boromir’in sözlerine yorum yapmaması üzerine tartışmaları sona ermiş oldu.
Kardeşlik ertesi gün, yani 16 Şubat’ta Lorien’den ayrılmıştı. Galadriel ayrılık hediyesi olarak Boromir’e altın bir kemer vermişti. Böylece elflerin verdiği kayıklarla Anduin nehrinden yola çıktılar.
Boromir Yüzüğü Almaya Çalışıyor
Nehirdeki yolculuk süresince Tek Yüzük iyice Boromir’in aklını çelmeye başlamıştı. Bazen kendi kayığını Frodo’nun kayığının yanına kadar götürüyordu. Frodo onun gözlerinde yine garip bir parıltı görmüştü. Kardeşlik uzun ve zahmetli bir yolcuğun ardından bir sonraki adımlarına karar vermek üzere Parth Galen’de kamp kurdu. Tartışmaları sonucunda karar yine Yüzük Taşıyıcısına bırakılmıştı, Frodo da kararını vermek için ormana girdi ve düşünmeye başladı. Tam o sırada Boromir yanına geldi. Başlarda müşfik ve dostça bir tonla konuşuyordu, fakat Frodo yine Yüzük’ü kullanmanın işe yaramayacağını söyleyince sinirlendi. Gandalf, Elrond ve diğerleri hep aynı lafları söylüyorlardı. Belki Yüzük onları çökertebilirdi, ama insanları çökertmezdi.
İleri geri yürümeye başlayan Boromir Frodo’nun varlığını unutmuş gibiydi. Surlardan, silahlardan, askerlerin silah altına alınmasından bahsediyordu; sonra büyük ittifaklar ve kazanılacak zaferler hakkında planlar yaptı. Mordor’u yıktı, kudretli bir kral oldu, yardımsever ve bilge bir kral. Ve ona hala Yüzük’ü atmalarını söylüyorlardı! Halkını kurtarması için tek şansı olan silahı Mordor’a götürmeyi, Düşman’a onu ele geçirmesi için her türlü fırsatı sunmayı! Tüm bunlara rağmen Frodo en azından Minas Tirith’e gelmeye bile yanaşmıyordu.
Sonunda Boromir kontrolünü kaybetti; “İstersen suçu bana atabilirsin. Benim çok güçlü olduğumu ve zorla aldığımı söylersin. Çünkü gücüm sana fazla fazla yeter buçukluk,” diye bağırıp Frodo’nun üstüne atladı. Kendisinden çok daha güçlü olan Boromir’den kurtulmak için Hobbit Yüzük’ü parmağına geçirdi ve ortadan kayboldu. Neden sonra zihni berraklaşan ve yaptıklarından pişman olan Boromir Frodo’dan özür dileyerek haykırdı, ama artık çok geçti.
Boromir’in Ayrılışı
Kardeşlik tam Frodo’nun nerede kaldığı ve Boromir’in nerede olduğuna dair endişelenmeye başladığında Boromir çıkagelmişti. Aragorn’un nerede olduğunu veya Frodo’yu görüp görmediğini sorması üzerine Yüzük’ü almaya çalıştığı kısımları saklı tutarak neler olduğunu anlattı. Frodo’nun ortadan kaybolmasının üzerinden neredeyse bir saat geçtiğini öğrenen hobbitler Aragorn’a kulak asmadan dağıldılar. Legolas ve Gimli de etrafta koşuşturuyordu, grup paniğe kapılmış veya çıldırmış gibiydi. Aragorn Boromir’e dönüp Merry ile Pippin’in peşinden gitmesini, en azından onları korumasını söyledi ve ayrıldı.
Merry ve Pippin’i orklar tarafından kuşatılmış bir halde buldu. Borusunu öttürüp orklara karşı yiğitçe savaştı. Hasımlarından en az yirmisini tek başına öldürmeyi başardı ama pek çok okla delik deşik edilip düştü. Orklar hobbitleri esir aldılar ve kaçtılar.
Aragorn Boromir’i sırtını ulu bir ağaca vermiş, dinlenir gibi bir halde buldu. Fakat birçok okla vurulduğunu fark ettiğinde Boromir’in kılıcı hala elindeydi, kabzasına yakın bir yerden kırılmıştı. İkiye ayrılmış borusu hemen yanı başındaydı, ayaklarının dibinde bir yığın ölü ork yatıyordu. Aragorn yanına diz çöktüğünde Boromir Yüzük’ü almaya çalıştığını itiraf etti. Aragorn’dan Minas Tirith’e gitmesini ve halkını kurtarmasını istedi, bir daha da konuşmadı. Aragorn son sözlerini uzun bir süre sır olarak sakladı.
Üç Avcılar bedenini kayığına taşıdılar. Elf pelerinini, kılıcını, borusunu ve düşmanlarının silahlarını uygun bir şekilde yanına yerleştirdiler. Legolas ve Aragorn arkasından bir ağıt yaktılar ve Gondor’un oğlunu Ulu Nehir’e emanet ettiler.
Boromir’i Ak Kule’den aradılar, lakin ne dağdan ne de denizden geri dönmedi.
—
Eğer Orta Dünya hayranıysanız, bizi Twitter, Instagram ve Facebook üzerinden takip etmeyi unutmayın!
Yüzüklerin Efendisi dizisiyle ilgili son haberleri takip etmek için portalımıza, Orta Dünya ile ilgili tartışmalara katılmak için de forumumuza mutlaka bir göz atın.
3 yorum
Yazıdan Bahsedenler Yüzük Kardeşliği: Enneagram Kişilik Tipi Sınıflandırılması - Orta Dünya - Yüzüklerin Efendisi
Yazıdan Bahsedenler Yüzüklerin Efendisi Dublajını EFSANE Yapan 24 Seslendirme Sanatçısı
Yazıdan Bahsedenler Faramir Kimdir? - Orta Dünya - Yüzüklerin Efendisi